Translate.vc / французский → турецкий / Con
Con перевод на турецкий
15,769 параллельный перевод
Bien sûr que c'est à propos de toi, stupide petit con.
Tabi ki seninle ilgili, göt deliği.
Super, plus de discrimination positive à la con. "
"Harika, biraz daha pozitif ayrımcılık saçmalığı."
Vous vieux con.
Seni yaşlı bunak.
Il ne reste plus beaucoup de noms à donner aux vaches sans passer pour un con.
'Bu günlerde ineklere vereceğin aptalca gelmeyen pek isim yok.'
Quel stupide con.
Aptal herif.
Avez-vous la moindre idée de ce que c'est de servir ce jeune petit con en première classe chaque mois?
Ukala veletlere Birinci Sınıf'ta her ay servis yapmanın nasıl bir şey olduğunu biliyor musun?
Les lois de la nature à la con.
- Doğanın kanunları işte.
Fiston, tu trouves pas que les lois de la nature à la con sont un peu chamboulées, ces temps-ci?
- Evlat, sen de doğa kanunlarının son günlerde biraz tepetaklak olduğunu düşünmüyor musun?
Je suis un con.
Adinin tekiyim.
C'est un petit con.
Benim oğlan tam bir şerefsiz.
Mon matériel ira pas dans votre machine à la con.
Aletlerimi senin kahrolası makinene koymuyorum.
Je me suis conduit comme un con.
O konuda oyalanmıştım.
Reviens, petit con!
Geri gel, seni küçük pislik!
- Il a l'air con.
- Mal gibi duruyor.
Je joue à un jeu vidéo, c'est qu'un jeu vidéo à la con.
Video oyunu oynuyorum sadece. Bütün bunlar lanet olası bir oyun!
- T'as raison, je suis qu'un con.
- Şerefsiz pisliğin tekiyim ben.
Je veux pas être con... Bien.
- Götlük yapmak istemem ama...
C'est une propriété privée, petit con!
Burası özel mülk, pislik!
Demain, au réveil... t'enfourches ton vélo à la con...
Sabah uyandığında aptal bisikletine binip buraya geleceksin.
Oh j'adore les séries d'enquête de procès à la con.
Şu aptal polisiye dizilere bayılırım.
Écoute, Hauser est peut-être un con mais son casier est vide.
Bak, Hauser aşağılık biri olabilir ama sabıkası yok.
T'es un con!
Şerefsizin tekisin Neil!
J'ai été assez con pour croire que je pouvais le battre.
Liam Neeson'ı döveceğimi düşünerek aptallık ettim.
Je ne saute pas dans un avion à l'autre bout du monde pour qu'April se souvienne de moi comme un con lui gueulant dessus via l'écran d'un portable!
Uçağa atlayıp dünyanın öbür ucuna gitmiyorum. April'dan geriye sadece bilgisayara bakarak birbirimize bağırdığımız garip anlar kalacak!
T'es un con, tu le sais ça?
Pisliğin tekisin, biliyor musun?
Vous êtes un con. Vous le savez?
Çok sinir bozucu birisin, biliyor musun?
Je suis un riche con en blouse, vous vous souvenez?
Ben laboratuvar önlüklü zengin bir hıyarım unuttun mu?
Traite-moi de vieux con sentimental.
Bana duygusal bir ihtiyar pislik diyebilirsin.
J'ai été un con à cette réunion et encore dans les toilettes et encore avec Jessica.
Toplantıda ve tuvalette namussuzluk yaptım. Jessica'nın yanında da.
Je peux être un con.
Hıyarın teki olabilirim.
Il est trop con pour être méchant.
Kötü olamayacak kadar aptal.
Laisse-la tranquille, pauvre con.
Kızı rahat bırak, şerefsiz!
Je suis pas con.
- Aptal değilim.
Rencontrez-les et mettons-les en con-curry-ence. "
Hangisiyle paratha anlaşırsak onu seçelim. Hahaha. "
"En con-curry-ence"?
"Paratha anlaşırsak mı"?
"En con-curry-ence", c'est vraiment mauvais.
"Paratha anlaşırsak" da bayağı kötüymüş ya.
Il voulait me mettre "en con-curry-ence" avec un autre acteur indien.
Paratha anlaşır mıyız görmek istemiş.
Yo, gay Colin, ce con a besoin de votre bandana.
Hadi, gey Colin, eli çabuk olanın bandanana ihtiyacı var.
Mon Dieu, J'ai l'air si con quand je pleure.
Ah, Tanrım, ağladığım zaman çok çirkin görünüyorum.
C'est qui ce con?
- Hadi ama, kim bu adam?
Regarde ce con qui drague cette pute.
Şu fahişeyle flört eden şu aptala bak.
Il a pas arrêté de faire le con.
Bütün zamanı şaka yaparak geçirdi durdu.
Pas la peine de jouer au con.
Pislik gibi davranmana gerek yok.
Je joue pas au con.
Pislik gibi davranmıyorum.
Moi qui croyais que tu pouvais pas devenir encore plus con.
Biz zamanlar senin daha büyük bir göt olmanın imkansız olduğunu düşünmüştüm.
Le con avec qui je sortais m'a demandée en mariage, tu le crois?
Çıktığım ezik evlenme teklifinde bulundu, düşünebiliyor musun?
Arrête d'être un con et agis comme un Jefe.
Mal gibi davranmayı bırak da kumandan ol!
C'est toi, le con, mec!
Mallık eden sensin dostum!
M. Kingman était aussi un con avec eux.
Bay Kingman onlara da kötü davranıyordu.
- Je me sens con.
- Tam bir sığırmışım gibi hissediyorum.
C'est un con.
- İbnenin teki.