Translate.vc / французский → турецкий / Council
Council перевод на турецкий
71 параллельный перевод
Il faut aller déposer la demande à Council City au plus vite.
Başına veya başımıza bir şey gelmeden, doğruca Council City'e gidip madenimizi alacağız.
On achète un radeau et on y va par la rivière.
Bir sal satın alıp, Council City'e nehir yolu ile gideceğiz.
Il va à Council City.
Bir an önce Council City'ye gitmek istiyor.
Calder, combien de temps il faut d'ici à Council City?
Calder, sence buradan Council City'e gitmek ne kadar zamanımızı alır?
- Et Council City est là.
- İşte Council City burada.
Vous ne passerez pas les rapides entre ici et Council City.
Buradan Council City'e kadar olan yol, tamamen yerli bölgesi, bunu unutma.
Je dois déposer une demande pour une concession.
Calder, Council City'de altın madenim var.
- Se rendre à Council City.
- Belki onlar da Council City'e gidiyordur.
Tu iras deux fois plus vite sans moi, non?
Ben olmadan Council City'e daha çabuk gidersin, öyle değil mi?
Sans moi, vous seriez déjà à mi-chemin de Council City.
Ben olmasaydım şimdi Council City yolunu yarılamıştın.
Vous allez à Council City?
Council City'e mi gidiyorsun?
Mais si tu vas à Council City sur ce radeau c'est pas un peu que tu vas partir, c'est pour toujours.
Tabii Council City'e bu salla devam edip temiz hava alıp pislikten kaçmak istiyorsan. Sonsuza kadar kaçabilirsin.
On allait se marier à Council City.
Council City'de evlenmeyi düşünüyorduk.
Vous auriez eu plus de chances d'y arriver avec Colby.
Council City'ye Colby ile devam etseydin daha çok şansın olurdu.
C'est Council City.
Council City karşınızda.
Le "privy Council" a rendu son jugement, tout est perdu, sauf les terres sacrées.
Kraliyet Danışma Meclisi kararını verdi kutsal toprak haricindeki her şey gitti.
Une fois, à Council Bluffs, près de la rivière, j'ai vu ce qu'il restait d'une femme dont ces gars-là s'étaient occupés.
Irmakta bir kadın gördüm, Council Kayalıkları'nda çalışan Rikariler
Elle était au salon de l'audio du British Council de Moscou il y a une semaine.
Geçen hafta, British Council'in Moskova'daki sesli ürünler....... fuarını ziyaret etmiş.
Conseil pour la Défense du Globe, j'écoute? Vous vouliez me voir?
"Günaydın, Küresel Savunma Konseyi" G.D.C. ( Global Defense Council )
Une serveuse de Council Bluffs, dans l'Iowa.
Iowa Meclisinde garsondu.
Pink Anderson et Floyd Council,
Pink Anderson ve Floyd Council.
Une rixe a éclaté dans un lycée.
Council Rock Lisesi'nde kavga çıkmış.
Le préfet de police, le vice-président, la présidente du Black National Women's Council,
Emniyet müdürü, başkan yardımcısı, Siyah Kadınlar Ulusal Konseyi lideri...
Brenda, voici l'inspecteur Council.
Brenda, bu Dedektif Council.
Brenda Martin.
Dedektif Council, bu Brenda Martin.
L'inspecteur prend le relais.
Bundan sonrasını Dedektif Council devralacak, tamam mı?
Inspecteur Council? L'inspecteur Martin est là.
Dedektif Council, Gannon'dan Dedektif Martin dışarıda.
Vous avez une photo de celui que vous cherchez?
Hey, Council. En azından kimi aradığına dair bir fotoğrafın var mı?
Ecoutez-moi Council.
Sana bir şey söyleyeyim, Council.
Bonjour inspecteur Council.
Nasıl gidiyor, Dedektif Council?
L'inspecteur nous a résumé le point de vue de la police.
Dedektif Council, bizi polisin bakış açısından daha farklı baktığımız için buraya getirdi.
Dempsy, inspecteur Lorenzo Council.
Ben Dempsy'den Dedektif Lorenzo Council.
Inspecteur Council.
Dedektif Council.
J'ai une inculpation pour négligence ayant causé la mort signée par l'inspecteur Council de Dempsy.
Elimizde şu anda Dempsy Polis Departmanından Lorenzo Council tarafından imzalanmış, Cody Martin'in ihmalkarlık sebebiyle ölüme terk edilmesine dair bir suçlama var.
Il a reçu le Nordic Council Prize de littérature en 1964.
1964'te Nordik Konseyi Edebiyat Ödülü'ne lâyık görülmüştü.
- Non, je suis à Council Bluffs, Iowa.
- Hayır, Iowa'da, Council Bluffs'dayım.
Puis il l'a mise dans un avion qui l'emmenait chez elle à Council Bluffs, Iowa, à 1600 kilomètres de là.
Sonra onu bir uçağa bindirip geriye, Iowa'ya, Council Bluffs'a, 1.000 mil uzaktaki kendi evine gönderdi.
Puis à nouveau une fois rentrée à la maison à Council Bluffs.
Sonra bir arama da Council Bluffs'taki evine döner dönmez yapıyor.
Le Council on Foreign Relations, le CFR, sert de groupe de management dans la sphère des Etats-Unis.
Dış İlişkiler Konseyi ( CRF ) ise ABD sektöründe idari yuvarlak masa işlevi görür.
Bilderberg, Trilatérale et Council on Foreign Relations.
Bilderberg Grubu,... Üçlü Komisyon, CFR.
La nuit dernière, les 4 membres de la famille Bennett ont été tués chez eux à Council Bluffs, Iowa.
Dün gece, Bennett ailesinin tamamı Council Bluffs, Iowa'daki evlerinde öldürüldü.
Dave, toi et Reid allez à Council Bluffs pendant que la scène du crime est encore fraîche.
Dave, sen ve Reid olay yeri hala tazeyken Council Bluffs'a gidin.
Eh bien, ce punk est aussi un avocat au Conseil de la Ville, papa.
O boş herif aynı zamanda Town Council de avukat, baba.
IOWA.
TAŞRA PAZARI COUNCIL BLUFF YAKINLARI, IOWA
Pouvez-vous envoyer un message au bureau du comité?
Council Bluffs'taki büroya telgraf çekebilir misin?
Council bluffs * a envoyé un message. [* une ville de l'Iowa]
Council Bluffs'tan telgraf geldi.
Son train est à Council Bluffs,
Treni Council Bluffs'a varmış.
J'ai en ma possession toutes les parcelles entre ici et Council Bluffs
Buradan Council Bluffs'a kadar her yerin sahibi benim.
Vous allez mentir au conseil?
Council Bluffs'a mı gidiyorsun?
Je vais à Council Bluffs.
Council Bluffs'a gideceğim.
C'est génial, parce qu'en fait, j'ai décroché un poste de chef de mission pour la branche Kenya du Norwegian Refugee Council et ils ont besoin de quelqu'un pour couvrir leur action sur le camp de réfugiés de Kakuma.
İyi, çünkü Kenya'daki Norveç Göçmen Konseyi'nde program koordinatörü olarak çalışacağım. Kakuma kampında bir görevliye gereksinim var.