Translate.vc / французский → турецкий / Couplé
Couplé перевод на турецкий
9,231 параллельный перевод
Il doit être couplé à l'ordinateur du train via Bluetooth.
Bluetooth üzerinden trenin bilgisayarıyla eşleşmiş olmalı.
Vous étiez le couple parfait.
Hepimiz sizin kusursuz çift olduğunuzu düşünüyorduk.
- Ça détruit la confiance quand une personne dans un couple répartit mal les fonds et utilise mal
- İlişkide biri..... parayı yanlış dağıttığında ve kullandığında bu güveni mahvediyor.
On va aller au tribunal, dans nos smokings, comme un vieux couple?
Benimle evlenecek misin? Mahkeme kordiorundan smokin giyip iki yaşlı ibne gibi yürüyecek miyiz?
Alors, vous étiez en couple, c'est ça?
Siz ikiniz önceden sevgiliydiniz, değil mi?
Je veux dire, je ne comprend juste pas pourquoi elle pense qu'on ferait un bon couple.
Neden bizden iyi bir çift olacağını düşündüğünü anlamıyorum.
Je suis choqué. nous pensions tous que vous formiez le couple parfait.
Hepimiz sizin mükemmel çift olduğunuzu düşünürdük.
Vous formez un couple tellement mignon.
Ne kadar tatlı bir çiftsiniz öyle.
Il trouvait que tu avais un regard tendre. Il a dit qu'on formerait un plus beau couple.
Güzel gözlerin olduğunu ve daha iyi bir çift olabileceğimizi söyledi.
... Scène d'un autre meurtre bizarre ça a coûté la vie d'un couple de Brooklyn qui ont été retrouvés dans leur sous-sol...
Brooklyn'de yine genç bir çiftin öldürüldüğü tuhaf bir cinayet daha gerçekleşti. Genç çift evlerinin bodrumunda...
À notre nouveau couple préféré.
Herkesin yeni favori çiftine.
Un vrai couple.
Gerçek bir çift.
Et j'étais Big Bird, alors on ferait un couple parfait.
Sanırım iyi bir çift olmuşuz.
- Notre couple est magique.
Sen ve ben güzeliz.
Des problèmes de couple, peu importe.
Karı koca sorunları falan filan.
Kurt et Blaine sont toujours séparés, et Kurt paraît célibataire, Mais Blaine est réellement en couple, et le mec avec qui il sort est Karofsky, du coup, aïe.
Kurt ve Blaine hala ayrılar ve Kurt kimseyle çıkmıyor ama Blaine kesinlikle biriyle çıkıyor ve çıktığı kişi Karofsky.
Nous étions un couple.
- Edilecek laf mi o simdi? - Cifttik biz.
Combien de jeunes pères tu connais dans le quartier qui reste dans le couple?
Varoslarda sonuna kadar destek cikan kac baba gordun?
Je couple nos combis, OK?
Bana bak, oksijen üreteçlerimizi birleştireceğim tamam mı?
Comme un couple de flamants roses en train de danser.
Dans eden bir flamingo çifti gibisiniz.
Parce qu'on doit prétendre être en couple pour convaincre Gainey!
Gainey'ye ulaşmak için çift rolü yapmamız gerekiyordu.
Te rappelles-tu... tu étais très jeune, un couple jouait aux cartes chez toi
Hatırlıyor musun? Çok küçüktün ve birkaçımız evinizde kart oynuyordu.
Il y a 20 ans, J'eus à faire à un couple trouvé mort dans le coffre d'un pickup à Impruneta.
20 yıl önce Impruneta'daki bir pikabın içerisinde öldürülmüş bir çiftin vakasıyla ilgileniyordum.
Quel couple de bonnes poires, nous faisons.
İyi halt ettik açıkçası.
Je trouve vraiment très difficile de suivre ton histoire de couple.
Sizin ilişkinizi takip etmek çok zor.
Ça date des mariages arrangés. Les gens pensaient que si le couple avait le temps de se voir avant le mariage, il changerait d'avis et renoncerait à se marier.
Eski zamandaki evliliklerde insanlar eğer çiftin birbirini düğünden önce görmek için zamanı olsaydı fikirlerini değiştirip evlenmekten vazgeçerler diye düşünüyordu.
Je vous admirais en tant que couple au lycée.
Lisedeyken sizi örnek aldım.
Mais je sais aussi que tu ne peux pas juste te forcer à être en couple pour l'éviter.
Ama şunu biliyorum ki yalnız olmamak için kendini bir ilişki'ye zorlayamazsın.
Je veux qu'on soit un vrai couple, Ok?
Gerçek bir çift olmamızı istiyorum, tamam mı?
Je cherche un couple.
Bir çifti arıyorum.
Un couple de blancs?
Beyaz çift mi?
Le témoin a dit que l'Indien était allé dans un bar, qu'il cherchait un jeune couple.
Görgü tanığı dedi ki bir barı dağıtmış ve genç bir çifti arıyormuş.
Vous êtes malheureuse dans votre couple.
Evliliğinizden mutsuzsunuz.
Quel couple parfait.
Ne mükemmel bir eşleşme.
Nous sommes réunis Comme une communauté recherchant la paix, Inspirée par l'union de ce couple devant vous.
Bugün burada karşınızda bulunan çiftten esinlenerek barış bulma amacı güderek toplanmış bulunmaktayız.
Normalement c'est le moment où je prononce quelques mots sur le couple, leur histoire.
Normalde şu an nikahı kıyan kişi, çift hakkında geçmişleri hakkında bir şeyler söyler.
Vous et Oliver Queen étiez en couple non?
Eskiden bir kanunsuz olan hani? Oliver ile eskiden birlikteydiniz, değil mi?
Vous formiez un beau couple.
Tatlı bir çift olmuştunuz.
Je suppose que vous êtes en couple maintenant.
Anlaşılan artık birliktesiniz.
Comment diable avez-vous fini en couple?
Ama öyle birden bire ikiniz nasıl birlikte oldunuz?
On recherche ce couple depuis des mois.
Bu çifti aylardır takip ediyoruz.
L'accueil m'a dit que le couple venait ici souvent.
Resepsiyondan çiftin sık sık burada kaldıklarını söylediler.
Un ancien couple dira "N.O."
Eski bir çift "N.O." diyecek.
Nous tous, heureux en couple.
- Evet, hepimiz mutlu ilişkiler yaşıyoruz.
Un ancien couple va dire...
- Eski bir çift...
Un ancien couple dira N.O.
Eski bir çift "N.O." diyecek.
Zoe et George n'ont jamais vraiment été un couple.
- Zoe'yle George aslında hiç çift olmadılar.
Ils sont aussi en couple que deux amants maudits.
Onlar en az diğer her talihsiz ikili gibi çiftlerdi.
Avec Prentiss, on avait décidé de ne pas être en couple.
Prentiss ve ben de bilinçli bir şekilde ayrıldık.
Un geste pour ce couple heureux.
Mutlu çift için bir jest.
Ils forment un joli couple.
Çok hoş bir çift oldular.