Translate.vc / французский → турецкий / Crédits
Crédits перевод на турецкий
604 параллельный перевод
et de Crédits
Kredi
Messieurs, nous devrons faire honneur à la prestigieuse tradition bancaire. Il nous faudra être dignes de la confiance du p... pu... public, grâce à l'intégrité de nos crédits et la solvabilité de notre maison.
Baylar mütevelli güvenilirliğimiz ve bütünlüğümüz aracılığıyla kamunun güvenini yaratmak ve... işletmemizin onurlu geleneklerine bağlı kalacağız.
De nombreuses personnes t'ont fait à tort de nombreux crédits.
Çok sayıda yanılmış insan sana çek göndermiş.
Vous y trouverez les chiffres du service des crédits à la consommation.
Küçük Krediler Bölümümüzdeki tüm raporlar burada. Bir göz at.
Et même, nous allons accorder tellement de crédits à la consommation, qu'on croira que nous jouons avec l'argent de nos clients.
Küçük miktarlarda kredi almak isteyen müşterilerimiz olacak insanlar mudilerimizin parasıyla kumar oynadığımızı düşünecekler.
Comités, réunions, ajournements, réductions, crédits budgétaires.
Heyetler, toplantılar, ertelemeler bütçe kesintileri, ödenekler.
Je suis devenu un peu excessif avec des crédits et j'ai perdu l'argent dans des spéculations idiotes.
Hazır para konusunda bazı durumlarda aşırı tedirgin oluyorum ve aptal spekülasyonlar yüzünden para kaybediyorum.
Est-ce que les crédits que je demande peuvent aller?
Tahmini harcamalara bir bak. Sence uygun görünüyorlar mı?
- Donnez ça au département des crédits. - Oui, Monsieur.
- Bunlar kredi bölümüne gidecek.
Nous manquons de crédits.
- İnsanoğlunun geleceği tehlikede.
Je vais peut-être obtenir des crédits pour les écoles.
Her şeyi düzgün ayarlarsak okullar için daha çok para alabiliriz.
J'ai obtenu de nouveaux crédits de la Banque Nationale.
Ulusal Banka'dan yeni ödenek aldım.
Mon ami, dix crédits pièce me semble un prix raisonnable.
Dostum, parça başına on kredi makul bir fiyat.
Deux crédits.
İki kredi.
Je baisse mon prix à huit crédits et demi.
Fiyatımı sekiz buçuk krediye indiriyorum.
Six crédits.
Altı kredi. - Anlaştık.
Une marge de 10 %, ça fait 10 crédits.
- % 10 kar marjı. On kredi.
- Ca fait dix crédits.
- Bu on kredi.
A six crédits par tête, ou par corps, ça finit par chiffrer.
Ve kelle başına altı tane olunca, yani bir gövde işte sayı artmış oluyor.
Je suis obligé de proposer des crédits sur 5 ans.
Beş yıllık planımda yeni satışlarım üzerimde çalışıyorum.
Des années durant, ce fut notre secret le mieux gardé, au prix de grands efforts et de crédits considérables.
Muazzam bir masraf ve çok büyük çaba gerektirmiş ve çok sıkı bir şekilde korunan en büyük sırrımız üzerinde çalışıyoruz.
Il est incroyable qu'aujourd'hui, alors qu'on a marché sur la lune et qu'on élabore des crédits archi-complexes, j'aie encore d'affreuses migraines.
İnanılmaz bir şey, günümüzde insan ayda yürür ve en karmaşık kira-alım sözleşmelerini kotarabilirken, hâlâ başım korkunç ağrıyor.
J'ai des crédits importants à toucher dans le nord de certaines personnes tellement mauvaises que toi seul peux les convaincre de gré ou de force.
Kuzeyde toplanacak yüklü miktarda alacağım var. Borçlularım öyle kötüler ki, belki de sadece sen toplayabilirsin öyle ya da böyle.
Crédits illimités.
Sınırsız kredi. İşte anlamı bu.
Avant la suppression des crédits, deux de mes hommes ont été contaminés par un singe.
Bakın, bütçe bitmeden hemen önce iki asistanım bir maymundan bu belayı kaptı.
Comme il m'était difficile d'obtenir des crédits!
Kredi sağlamak ne kadar zor bilemezsin.
Dire que ces crétins décident de nos crédits et de notre sort... j'ai été bête, hier.
Bütün gün enstitüde bakanlıktan gelen o ruh gibi adamla birlikteydim. Bazen insan, hayatımız için karar veren bu ahmakların kimler olduğunu merak ediyor.
Secundo, on m'a coupé les crédits.
Sonradan öğrendim ki Akerman'ı göndermişler.
Lonnegan bénéficie avant tout de ses tripots, mais il investit pas mal dans sa société de crédits immobiliers.
Lonnegan kazancının çoğunu bahislerden elde ediyor, ancak zamanla tasarruf ve tefecilik işlerine daha fazla yatırmaya başlamış.
Tout ce que vous voulez, ce sont les crédits minimaux en anglais, mais tant qu'à être ici, je devrais faire mieux, pas vrai?
Biliyorum, burada olmanın tek nedeni İngilizce kredilerini doldurmak, ama Tanrım, madem burasın, daha iyi olmalısın. Değil mi?
Ah, Léonardo! Tu ne te souciais pas de débits et de crédits.
Parayı hiç kafana takmadın.
Quelqu'un doit rassembler l'argent, planifier les finances, trouver les crédits.
Birinin parayı çekip çevirmesi para ve sağlam krediler için kefil olması şart.
Les crédits, leur montant et leur terme... c'est autour de ça que tourne le monde.
Borç alabilecek miyim, ne kadar süreliğine ve ne kadar. Bu dünyada önemli olan bu.
Ce sont les astronautes de Houston qui palperont les crédits.
Bundan böyle, her şey Houston'daki astronot çocuklara gidecek.
Il obtiendra les crédits pour le SRHA-2 et le SRHA-3, et dans six mois tout le monde aura oublié le SRHA-1.
Şimdi HARP-2 ve HARP-3 projeleri için ödenek isteyecek ve altı ay içinde... Kimse HARP-1'e ne olduğunu bile sormayacak.
J'ai dupé le haut comité pour obtenir des crédits secrets.
Yapılacak gizli ödemeler için komiteyi ayarladım.
Bla-bla-bla, les crédits d'investissement.
Vıdı-vıdı-vıdı, vergiden muaf yatırımlar.
Au sujet de votre plan d'expansion, j'ai fait des vérifications. Nous aurions des crédits d'impôt si nous bâtissions dans le Midwest.
Senin genişleme planınla ilgili olarak biraz inceleme yaptım... ve eğer Orta Batı bölgesinde bir tesis kurarsak, vergi indirimi alabiliriz.
S'ils passent le Test de Placement Avancé, ils obtiendront des crédits d'études universitaires.
Eğer yerleştirme sınavını geçerlerse, üniversiteye girme şansı yakalayabilirler.
Passer le T.P.A et vous obtenez des crédits d'études universitaires.
Sınavı geçerseniz, üniversiteye girersiniz.
Je bloque les crédits municipaux... tant que tu n'as pas quelqu'un qui identifie Carlos.
Bütün harcamaları kesiyorum Carlos'u tanıyan birisi ortaya çıkana kadar.
- Nous y consacrons des crédits.
Araştırmasına yüklü miktarda para yatırdık.
C'est le Vietnam. Pas de crédits
Vietnam savaşı yüzünden ödeneklerde kesinti yapıldı.
Nous avons un surplus en liquide de dix millions par jour, que nous envoyons par notre banque à la Réserve Fédérale américaine, établissant ainsi des crédits utilisables pour tout investissement légitime.
Günde on milyon nakit fazlamız var.. .. bunu bankamız aracılığıyla ABD Merkez Bankası'na gönderiyoruz.. .. böylece yasal yatırımlarda kullanılacak yeni kredi alabiliyoruz.
Des feuilles avec des crédits et des débits!
Rakamlar yazılı kağıtlar! Borç ve alacaklar!
Dites-moi, ça ne vaut pas 300 malheureux crédits, ça?
Şimdi siz söyleyin : 300 birime değmez mi?
Et mes crédits aussi!
İcadımın büyük bölümünü de kaybettin.
- Quatre crédits.
- Dört kredi.
- Six crédits.
- Altı kredi.
Vous confondez les colonnes crédits et débits.
Alacaklarla verecekleri ayrı sayfalara yazmışsın.
le forfait de base pour Mars vous coûtera 899 crédits, pour deux semaines de souvenirs avec tous leurs détails.
Bu detaylarıyla birlikte, iki haftalık bir hatırayı içeriyor.