Translate.vc / французский → турецкий / Dragons
Dragons перевод на турецкий
1,315 параллельный перевод
Comme entre les hommes et les asticots. Ou les dragons et les loups. Ou les hommes sur des dragons lançant des loups sur les asticots.
Artık bu, insanlar ve kurtçukların ya da ejderha ve kurtların ya da ejderhaya binen ve kurtçuklara kurt fırlatan insanların savaşından başka bir şey değil.
Dresser des dragons Komodo au Sri Lanka et leur apprendre à jouer Hamlet.
Sri Lanka'daki Komodo ejderhalarını ehlileştirip onlara Hamlet'i oynamayı öğretmek.
Jwa Guk Choong est l'actuel leader des Black Dragons.
Jwa Guk Choong, Black Dragon Çetesinin asıl lideri.
Avant que les anciens des Black Dragons perdent leur influence.
Black Dragon Çetesinin kıdemlileri güç kaybederse çok geç olacak.
Les Black Dragons croient que c'est votre fille qui a fait le coup.
Black Dragon Çetesi bunu kızınızın yaptığına inanıyor.
Pour prendre le contrôle des Black Dragons, Jwa Guk Choong va se servir d'elle comme prétexte.
Black Dragon Çetesini ele geçirmek için, Jwa Guk Choong kızınızı kurban olarak kullanacak.
Il fut un temps où les terres d'Alagaësia étaient gouvernées par des hommes chevauchant de puissants Dragons.
Korku içindeki güzel Alagaesia ülkesi bir zamanlar kudretli ejderhalara binen adamlar tarafından yönetiliyordu.
Sentant leur faiblesse un jeune Dragonnier nommé Galbatorix les trahit et en une unique et sanglante bataille, fut persuadé des les avoir tous tués Dragonniers et Dragons.
Zayıflıklarını sezen Galbatorix adlı genç bir süvari onlara ihanet etti ve kanlı bir savaşta hepsini öldürdüğüne inandı. Hem süvarileri, hem de ejderhaları.
Un temps de Dragons et de Dragonniers.
Ejderhaların ve Ejderha Süvarilerinin zamanı.
Parlez moi des Dragons.
Bana ejderhaları anlat.
- Parlez moi des Dragons.
- Ejderhaları anlat.
Il connait les Dragons.
Ejderhaları tanıyor.
Il connait les Dragons?
Ejderhaları tanıyor mu?
Les Dragons ne crachent-ils pas le feu?
Ejderhalar ateş püskürtmez mi?
La Magie vient des Dragons.
Sihir ejderhalardan gelir.
Toute ma vie j'ai rêvé de Dragons.
Hayatım boyunca ejderhaları hayal ettim.
Des dragons qui s'entre-dévorent.
Ejderhalar dövüşüyor mu?
Des dragons... On en a vu près des côtes.
Sahilde ejderhalar görülmüş!
Des dragons?
- Ejderha mı?
Des dragons ici, à l'est, en cette terre des humains?
Ejderhalar burada, Doğuda mı? Gerçek olabilir mi bu?
Si les dragons se montrent et même s'entre-dévorent, serait-ce que le crépuscule nous menace?
Ejderhaların görüldüğünü hattâ dövüştüğünü duydum ya... Bizi tehdit eden bu alacakaranlık daha da derin.
Donjons Dragons.
Zindan ve Ejderha, dostum.
Au lycée j'étais secrétaire et trésorier du club de Donjons et Dragons.
Lisedeyken Zindanlar ve ejderhalar kulübünün sekreteri ve veznedarıydım.
Là, je pense que ce sont des dragons.
Onları ejderhalara benzetebiliriz.
Les dragons se débarassent de leurs cornes?
Ejderler boynuzlarını dökerler mi?
Il sont sûrement là haut en train de faire l'amour... ou à jouer à Donjons et Dragons... * voire les deux en même temps.
Sanırım "Ghost World" ü odasına götürdü. Muhtemelen sevişecektirler. Veya'Dungeons and Dragons " oynarlar.
Bombettes, fusées dragons, tourbillons de feu, comètes crépitantes.
Gök bombası, kız kaçıran şelale ve volkanlarım var.
On est d'accord, les dragons n'existent pas?
Ejderha diye birşey olmadığına karar vermiştik, değil mi?
Les frères des dragons,
Ejderhaların kardeşleri
"Tonnerre et Éclair " feront entrer leurs frères, les dragons, dans ce monde. "
Gök gürültüsü ve Şimşek, ejderhaları bu dünyaya getirmeye mahkumlar.
C'est l'épée des orages qui renferme les frères des dragons.
Ama ejderha kardeşlerini bir arada tutan Rüzgarlar Kılıcı'dır.
Une fois sur terre, les démons réveilleront leurs frères, les dragons.
Dünyada ilerledikçe iblisler kardeşleri ejderhaları alacak.
Tu vois? Les hirondelles ont vaincu les dragons.
Bak, Kırlangıçlar, Ejderhaları katletti.
"Les Hirondelles de Tokyo défont les Dragons de Chunichi " avec une remontée en neuvième manche. "
"Tokyo Kırlangıçları, Chunichi Ejderhalarını... uzun bir sayı mücadelesinin ardından iki dışarı ile dokuzuncu sette yendi"
Vous savez, on utilisait ces conduits pour jouer à Donjons Dragons quand j'étais encore étudiante.
Ben lisans öğrencisiyken, buhar tünellerini Zindanlar ve Ejderhalar oynamak için kullanırdık.
De l'autre côté de la planète, dans le Pacifique occidental bordant le Japon, on retrouve les "cheminées dragons".
Gezegenin diğer tarafında Japonya'yı çevreleyen batı Pasifik suları, ve ejderha bacaları.
Je suis fan des Donjons Dragons.
Dungeons Dragons'a bayılırım.
Donjons Dragons, manga, dieux grecs, romains, nordiques?
Zindan ve Ejderha, manga, Yunan, Romen, İskandinav mitolojileri.
Les contes de fées ne disent pas aux enfants que les dragons existent.
" Peri masalları, çocuklara, ejderhaların var olduğunu öğretmez.
Les enfants savent déjà que les dragons existent.
Çocuklar ejderhaların var olduğunu zaten bilirler.
Les contes de fées disent aux enfant qu'on peut tuer les dragons.
Peri masalları, ejderhaların öldürülebildiğini öğretir ".
Allez, Moss, fais pas attendre les Dragons.
Hadi, Moss, adamları bekletiyorsun.
D'un signe, ils saluent les Dragons.
'Görevlileri selamlıyorlar.
Près des Dragons armés de stylos, des piles de billets.
'Görevlilerin yanında bir sürü para ve kalem var.'
Tout le monde croit que les dragons appartiennent au passé.
Herkes ejderhalar devrinin bittiğine inanıyor.
Mais le temps des dragons ne fait que commencer.
Ama ejderhalar devri... dünya... daha yeni başladı.
Ces trucs de dragons et d'esprit de cristal, c'est du bidon.
Ejderhalar ve kristal ruhlarla ilgili söylenenler doğru olamaz.
Tu es né parmi les hommes-dragons, mais tu es l'un des nôtres.
Ejder adamların arasında doğdun ama sen bize aitsin.
Ceci porte la marque des hommes-dragons.
Bu şey, Ejder insanların işaretini taşıyor.
Je la retrouverai, la ramènerai, avec la tête du chef des hommes-dragons!
Onu bulacağım! Geri getireceğim! Ejderlerin liderinin kellesi ile birlikte!
Les Black Dragons préparent quelque chose
Aryoung'ın üzerine çok gittim.