Translate.vc / французский → турецкий / Déstruction
Déstruction перевод на турецкий
2,992 параллельный перевод
Ils furent accueillis par Garuda. Chaos et destruction s'abattaient sur eux, venus de la mer et des cieux.
GARUDA tanrıları TanerEyLem... gökyüzünde ki muhteşem düzenin yaratıcısı ve göğsümüzde atan kalbin sahibi
Tes bombes dans ta petite pièce, ce sont des armes de destruction massive.
O yaptığın bombalar var ya. Onlar artık kitle imha aracı sayılıyor.
Cette cour vous reconnait coupable de troubles à l'ordre public et destruction de biens privés.
?
La majorité des lycéennes contre la destruction du foyer!
[Kızların Büyük Çoğunluğu Yıkıma Karşı]
La majorité des lycéens contre la destruction du foyer!
[Öğrencilerin Büyük Çoğunluğu Yıkıma Karşı]
l'auto-destruction!
Kendi kendine zarar verme!
Destruction d'une propriété gouvernementale. C'est...
Devlet malına zarar...
- Mais sa vraie utilitée n'est pas la destruction.
Ancak asıl amacı yıkım değil.
Si nous maintenons que nous détenons un terroriste et son arme de destruction massive, nous devrions nous en tirer.
Bu durumda kendimizi korumak için Terör şüphelisini ve onun kitle imha silahını alıkoyabiliriz.
J'ai eu une vision, cardinal. Une grande armée venant du nord, avec des canons comme nous n'en avons jamais vus, vomissant le feu et la destruction.
Bir düş gördüm kardinal, kuzeyden büyük bir ordu daha önce hiç görmediğimiz savaş toplarıyla birlikte ateş açıp, yıkım yapıyorlardı.
C'est le chaos, des forces brutales qui s'affrontent, jusqu'à la destruction totale d'un des camps.
Savaş kaostur. Taraflardan biri tamamen yok oluncaya dek, kaba kuvvete karşı kaba kuvvettir.
Félicitation pour avoir résolu le meurtre et empêché la destruction du Château.
Cinayeti çözüp Kale'yi yerle bir olmaktan kurtardığınız için tebrikler.
Pour l'avoir, j'ai dû affronter les paisibles indigènes et ordonner la destruction de leur Arbre-maison. Très loin.
- Uzak bir diyardan.
Les objets les plus classiques peuvent provoquer la destruction.
En masum objeler bile kargaşaya sebep olabiliyor.
Même ici nous avons entendu parlé de sa destruction.
Burada bile yok edildiğini duyduk.
Je suis responsable pour toutes ces morts et destruction.
Tüm bu ölüm ve yıkımdan, sorumlu olan kişi benim.
Ce symbole représente le chaos et la destruction.
Anarşi sembolü kaosu ve yıkımı sembolize eder.
il sème le mal et la destruction!
Tabii ki var. Kötülüğün ve yıkımın lideridir!
"Juste la destruction."
Yıkar geçer.
"Juste de la destruction."
Yıkar geçer.
Pour le banquet que j'attends et la destruction que tu espères, ces deux-là sont des vaisseaux parfaits.
Benim arzuladığım gerçek ziyafet ve senin arzuladığın yıkım için en iyisi.
Hormis l'obstruction à la justice et la destruction de preuves?
Adalete engel olma ve kanıtları yok etme dışında mı? Sana göstereyim.
Si vous essayez de partir, je vous arrête pour destruction illégale de restes humains.
Çünkü gitmeye kalkışırsanız sizi cesedi yasa dışı olarak imha etmekten tutuklarım.
Lexi est revenue, alors Elena veut qu'on stoppe la destruction du collier.
Lexi geri döndü, yani Elena kolyeyi yok etmeyi geciktirmemizi istiyor.
Apparemment, ils ont trouvé une arme de destruction massive...
Görünüşe göre bir kitle imha silahı bulmuşlar.
Ça pourrait être le début de leur destruction.
Onları yıkmak için ilk adım bu olabilir.
Seule l'humanité peut empêcher sa propre destruction.
Sadece insanlar kendi yıkımlarını durdurabilir.
Ça pourrait être le début de leur destruction.
Percy bana Mars'ı kurtarmamı emretti.
Sur la destruction de ce bâtiment.
Şu binayı devirmeye.
Je n'ai même pas encore mentionner la destruction de Bobo l'homme beignet.
Donut adamı Bobo'nun tahrip edilmesinden bahsetmiyorum bile.
De toutes les vidéos de destruction de villes, je vais me risquer à dire que c'est la plus mignonne.
Riski göze alıp şehrin yerle bir edildiği videolar arasında "bu en sevimlisi" diyeceğim.
Sinon... ils seront responsables de leur propre destruction.
Şayet bu yolu seçmezlerse... Kendi yıkımlarının sorumluluğu kendilerine ait olacaktır.
Si ça sort, c'est une arme de destruction massive.
Eğer burada sorun çıkarsa bil ki, kitle imha silahları yüzündendir.
Tu vois toutes ces destruction?
Tüm bu enkazı görüyor musun?
Vous le menez sur le chemin de l'auto-destruction.
Onun kendi kendine zarar vermesine neden olacaksın.
alors retarde ça juste d'1 heure. tu n'as même pas daigné vivre comme un être humain... tu donnes en plein dans l'auto-destruction?
Kaçmaya çalışmayacağım, bir saat ertele yeter. Nişanlın ve arkadaşın hakkındaki gerçeği öğrenmek ölmüş birinin ilgi alanı değildir.
Escroquerie planifiée, destruction d'un paradis et 1 000 personnes balancées à la mer.
Dümen çeviriyorlar. Harfi harfine cennet soygunculuğu. Binlerce kişi çok gibi denize dökülecek.
L'arme de destruction de massifs!
Yok etmeye programlanmış bu silahı alın!
Souhaitez-vous passer en mode destruction complète?
İMHAYI ŞİMDİ TAMAMLAMAK İSTİYOR MUSUNUZ?
Destruction en cours.
İMHA TAMAMLANIYOR
L'avocat de Shaw nous accusera de destruction de propriété et d'atteinte aux droits civils!
Shaw'un avukatları taciz, mülkiyete zarar verme ve kişilik haklarına saldırı suçlamalarıyla üstüne çullanacak.
Il n'en a fait qu'à sa tête, et le royaume a sombré dans la guerre, le chaos et la destruction.
Kendi yolunu izlemiş ve krallık savaşa, kaosa ve çöküşe sürüklenmiş.
Le royaume sombra dans la guerre, le chaos et la destruction...
Krallık savaşa girdi. Kaosa ve tahribe maruz kaldı.
Je vous ai vu à la télévision, et vous semblez avoir retrouvé votre goût pour le pouvoir et la destruction.
Yayın süresinden anladığım kadarıyla yerle bir etme olayına geri dönmüşsünüz.
L'invasion redoutée s'est soldée par la destruction de la Chute, symbole d'une oppression économique et politique.
Pek çok insanın korktuğu işgal ekonomik ve politik baskının uzun süredir sembolü olan Düşüş'ün imha edilişiyle, sona erdi.
Invasion Boglodyte, destruction totale de la Terre.
Boglodit istilası. Dünya tamamen yok olur.
Et Guns N'Roses, Appetite for Destruction.
Ve Guns N'Roses, Appetite for Destruction.
"Dirige ta nef hors des brisants et des embruns..." "Ou tu plongeras vers la destruction."
"Gemiyi dalgalardan ve köpüklerden uzak tut yoksa yok oluşa gidersin."
Et loin de tout. Ils sont pas assez cons pour fabriquer chez eux des armes de destruction massive.
Onu buraya hiçliğin ortasına kurmuşlar çünkü yanı başlarında kitle imha silahı yapacak kadar aptal değiller.
La destruction nécessaire.
Mecburi yıkım.
La juxtaposition de la beauté de la nature et des horreurs de notre société nouvellement mécanisée réduit l'abeille au rang d'humble ouvrière, un rouage anonyme, voué à la destruction, dans la mécanique de la nature.
Doğanın güzelliğiyle, son zamanlarda mekanize olmuş fahişeleri yan yana koymak kardeş arıyı "bal yapan şey" e indirgemek tabiat denen makinede yıkıma giden anlamsız bir çark.