Translate.vc / французский → турецкий / Détail
Détail перевод на турецкий
3,476 параллельный перевод
Vous savez que ces filles m'envoient des textos de chaque détail de leurs vies comme ça se passe.
Bu kızların hayatlarındaki her ayrıntıyı anında bana yazdıklarını biliyorsunuz, değil mi?
Juste - - Ça serait juste un détail - - simplifier.
- Ayrıntıları netleştirelim diyorum.
Regardez ce détail.
Şu ayrıntıya bakın.
Il a pu prouver en détail que les... les nuits où vous prétendez avoir couché avec lui, il était ailleurs.
Sizinle seks yaptığını iddia ettiğiniz bütün gecelerde başka yerlerde olduğunu bütün ayrıntısıyla ifadesinde anlattı.
Je suis désolée d'approfondir ce détail, Monsieur, mais vos cheveux...
Bunu didiklediğim için özür dilerim ama saçınız...
Vouliez-vous omettre ce détail, M. le Président?
Yoksa bu kısmı atlayacak mıydınız Bay Başkan?
Feras-tu des faveurs à des policier pour plus de détail, pour régler ça rapidement?
Olayı aydınlatmak için polise borcun mu var?
Soyez minutieux. Je ne veux rater aucun détail.
Hiçbir detayı kaçırmak istemiyorum.
Malgré l'apparent désordre, chaque parcelle de vie est organisée dans le moindre détail.
Kaotik gibi gözükür ama her yaşayan canlı en küçük detayına kadar organize olmuştur.
Je veux savoir chaque détail.
Her ayrıntıyı bilmek istiyorum.
Je ne vais pas te dire chaque détail.
Sana her ayrıntıyı anlatmayacağım.
Ouais, c'est la base de la vente au détail des gangs. C'est toujours demandé, et vraiment cher.
Evet, hırsızlık çetelerinin satış taptığı bir ambar var çok talep görüyor ve yüksek fiyatlı.
Juste un petit détail. Quoi?
- Sadece küçük bir detayı halletmeliyiz.
On a loupé quelque chose, un détail. Comme quoi?
- Gözden kaçırdığımız bir şeyler var, bazı detaylar.
Voulez-vous une bière et... l'examiner en détail?
Birer bira içip, olanları unutmaya ne dersin?
Et il a été libéré de prison aujourd'hui, par un juge fédéral grâce à un faux détail technique.
Bugün hapishaneden serbest bırakıldı. Federal yargıçlardan biri saçma bir mazeretle salıvermiş.
Alors l'autre jour, j'y repensais, j'imagine que je n'y avais pas pensé depuis longtemps, pas en détail, et j'ai vraiment repassé tout ça dans ma tête, tu sais, je ne sais pas pourquoi,
Geçen gün, tekrardan bu konuyu düşünüyordum... Sanırım bunu uzun zamandır düşünmemiştim, detaylı bir şekilde yani ve bunu gerçek anlamda kafamdan atamadım, sebebini bilmiyorum.
Vous allez scruter le moindre détail j'imagine.
Demek istediğin, seninle benim arama sınır koyman gerekiyor.
Aucun détail sur la bombe n'a encore été révélé, comment saurait-il pour le sac bleu s'il ne l'avait pas vu?
Bak, bombanın özellikleri daha basına verilmedi ama adamımız mavi renk olduğunu nasıl bildi gerçekte görmediyse?
un sens aigu du détail. C'est la première fois que vous me complim...
İlk defadır beni azarlamıyorsun...
Je dois regarder les raccords pour vérifier, puisque l'on tourne en désordre, que l'on oublie aucun détail.
Çekimler düzensiz olduğu için sürekli izlemek zorunda kalıyorum böylece herhangi bir detayı unutmayalım.
Oui, chaque détail.
Evet, tamamen haberi var bundan.
Le Woody que je connais n'aurait jamais loupé ce genre de détail.
Tanıdığım Woody asla böyle bir şey yapmazdı.
Je veux dire, chef, regarde, ce détail m'aurais échapper, mais je ne sais toujours pas si c'était un meurtre.
Baksana, şef, bu detayı kaçırmış olabilirim ama bu bir cinayet mi hala bilmiyorum.
Paul, un détail saute aux yeux : le joggeur que vous avez doublé - était beaucoup plus jeune que vous.
Paul, fark etmeden edemedik geçtiğin adam senden genç biriydi.
Je ne rate aucun détail, Vincent.
Ben detayları atlamam Vincent.
Tout est pareil sauf un détail majeur.
Aynı düzen. Her şey aynı. Ama önemli bir ayrıntı var.
Oh, mon Dieu, donc tu ne m'en veux pas d'être soucieux du détail concernant cette affaire.
Güzel, o zaman bu davanın ayrıntıya yönelik...
T'es pas obligé d'aller dans le détail.
- Göbeğini içine çekmek zorunda değilsin. - Al sana iyi yanı.
Voilà un détail pour toi.
Ben de sana bir detay vereyim.
La police n'a jamais divulgué au public un détail clé.
Polisin halka açıklamadığı önemli bir nokta varmış.
Changer un homme, c'est un détail? Je pense pas.
Bir adamı değiştirmenin küçük bir şey olduğunu mu sanıyorsunuz?
Notre recherche sur Dal Bello. Il a planifié chaque détail des attaques de camions.
Dal Bello kamyonları kaçırırken her şeyi hesaplamış.
Je croyais qu'il n'y avait qu'un détail la, euh, blessure par balle à la tête.
Buradaki tek hususun kafasına yediği kurşun olduğunu sanıyordum.
Étrange d'omettre un tel détail.
Bahsedilmeyecek bir detay gibi görünmüyor.
- Un détail?
- Bir şey mi?
- Un gros détail.
- Büyük bir şey.
Elle aurait seulement confier un détail comme ça à quelqu'un de confiance.
Kendi hakkındaki böyle özel bir bilgiyi sadece güvendiği birine söylerdi.
Je te le dis, à la seconde où tu commenceras à planifier chaque petit détail de notre vie des semaines à l'avance... ils programment le sexe.
Sana söyleyeyim, ikincisi hayatındaki her etayı önceden planlamaya başlıyorsun... Seksi planlıyorlar.
Je veux tout savoir. Chaque détail.
Her şeyi öğrenmek istiyorum.
Aucun détail est insignifiant.
Hiçbir detay önemsiz değildir.
Vous pourriez nous expliquer cette histoire en détail, s'il vous plait.
Hikayenin detaylarını bize açıklayabilir misin lütfen?
Je t'ai donné peut-être trop de détail.
Bu çok özel bir bilgi oldu.
Maintenant il reste juste un petit, petit, petit, minuscule détail.
Şimdi geriye sadece ufak, minik minnacık bir detay kaldı.
"Le succès est 1 % d'inspiration, " 98 % de transpiration, et 2 % d'attention au détail. "
"Başarının yüzde biri ilham yüzde 98'i emek yüzde ikisi de ayrıntıya önemdir."
Pour l'instant la vente au détail se fait dans les dispensaires.
Şu an satışlar dispanserlerde yapılıyor.
Un petit détail.
Küçük bir detay var ama.
Le détail dans cette impression... est ce que ça aurait pu être causé... par un lacet?
İzdeki bu detay... - Sence bağcık izi olabilir mi?
Desolé, j'ai oublié ce detail
Affedersin, söylemeyi unutmuşum.
Elles peuvent mal interpreter le moindre detail.
En küçük şeyleri bile yanlış anlayabilirler.
Mais tu oublies un détail. Que je m'en fiche?
Toplam puanlarımız kafa kafaya olsa da unuttuğun bir şey var.