Emergency перевод на турецкий

Le comité des citoyens de Old Baybrook va se réunir.

Ofisiniz olması zorunlu değil. Old Baybrook Emergency Community Committee'si ile acilen bir toplantı ayarlıyorum.

Hologramme de commandement d'urgence.

ECH - - Emergency Command Hologram. - --Acil Durum Komuta Hologram'ı.-- -

Hologramme de commandement d'urgence, à votre service.

Emergency Command Hologram, karşınızda.

Activation de l'hologramme de commandement d'urgence.

Emergency Command Hologram çalıştır.

Les numéros d'urgence, près du téléphone.

Emergency numbers are by the phone.

Le Computer Emergency Response Team?

Yani Acil Bilgisayar Destek Ekibi?

Ordre de la Federal Emergency Management Agency Le secteur doit etre évacué immédiatement.

Sıkıyönetim emriyle, bölge derhal boşaltılmalı.

Ordre de la Federal Emergency Management Agency, Le secteur doit etre évacué immediatement.

Sıkıyönetim emriyle, bölge derhal boşaltılmalı.

Emergency exit lights.

- Acil çıkış ışıkları. - Açık.

Nous avons déjà signalé sa disparition.

Broadcasting Emergency Response ) ( Amber Alert : Çocuk kaçırma durumlarında yapılan genel duyuru )

Bips * De loubard 16,... emergency petrol.

Hooligan 20, Ciddi bir yakıt sorunumuz var.

Mayday, je répète, une emergency.

Kule, acil bir durum var. - Tekrarlıyorum, acil durum!

- On a déclaré une emergency à la tour.

Kuleye acil durum bildirdik.

La Bloc Team vous présente The Nine - Episode 3 - What's your emergency?

Çeviri ve Düzenleme Tahsin Berkan Aşkın

La FEMA * s'organise? * FEMA : Federal Emergency Management Agency

Bu iyi bir şey en azından.

[Federal Emergency Management Agency] Le 25 octobre... Ça signifie qu'ils ont survécu un mois après les bombes.

10-25 patlamalardan sonra geldikleri tarihi gösteriyor.

Tu veux dire FEMA, Federal Emergency Management?

Yani Federe Acil Yönetimi olan FEAY mi?

Vous étiez dans ce groupe?

Sen Emergency Breakthrough grubunda mıydın?

Urgence.

Emergency.

Urgence, urgence.

Emergency, Emergency.

Elle a joué dans Urgences!

Emergency'deki rolünü sevmiştim.

Medical Emergency Network of Doctors.

Doktorların Acil Tıp Ağı.

- Non, c'est une emergency.

- Hayır, hayır, bu çok acil.

Comme tout enfant coincé à Lake Forest, l'après-midi, je me faisais un sandwich et je regardais la série Urgences en rediffusion.

Lake Forest'ta annesi ve babası çalışan bir çocuk olarak her öğlen kendime fıstık ezmeli ve jöleli sandviç yapar ve "Emergency" programının tekrarlarını izlerdim.

- Contrôle, une emergency.

Mayday, mayday...

Homicide CO à CO Queens emergency. Toutes les unités en position?

Ekipler pozisyonlarını aldı mı?