Translate.vc / французский → турецкий / Ever
Ever перевод на турецкий
378 параллельный перевод
Avez-vous jamais vu les feux de l'amour
# Have you ever seen the love lights #
Plus rien ne nous ferait peur.
Nothing would ever frighten us again.
Mais tu as les yeux un peu cernés, peut-être trop d'études.
Ama biraz solgun görünüyorsun evlâdım. Çok mu ders çalıştırıyorlar sana yoksa? - Ever doğru.
"et Sélach engendra Héber", et ainsi de suite.
"... ve Şelah'tan Ever oldu. " Vesaire vesaire.
Tu aurais dû me courir après, me corriger et me ramener.
Peşimden koşmalı, beni kemerle dövmeli ve sürükleye sürükleye ever geri getirmeliydin.
- C'est clair? - Oui.
- Ever, efendim.
C'est la deuxième fois qu'on joue en public.
This is our second gig. This is the second time we've ever played in front of people, man!
As-tu jamais vu au cours de ta longue vie...
"Did you ever in your long-legged life..."
As-tu jamais rêvé
" Did you ever
- Oui, bien sûr. Désolé.
ever, özür dilerim.
Tu l'as déjà fait avec un oryctérope?
Ever made it with an aardvark before?
Oui. Aujourd'hui, c'est un paradis dans les Alpes Suisse, et demain, ce sera une terre inculte.
Ever, bugün İsviçre Alplerinde bir cennet, yarın bir çöl.
Bien qu'il soit
Be it ever so
Bien qu'il soit humble
Be it ever so humble
"l'm Sticking With You", face B "Ever Loving Fingers".
I'm Stickin'With You? I'm Stickin'With You, arka tarafı Ever Lovin'Fingers.
C'est pas grave.
- Ever.
- T'es déjà entrée dans une prison?
EVER BEEN - Daha önce hapishane gördün mü hiç?
Tu as déjà entendu "Butterfield's Lullaby"?
You ever hear "Butterfield's Lullaby"?
Ne me laisse plus libre...
"Don't ever set me free..."
- Nous sommes ensemble depuis.
- We've been together ever since.
- Mieux que ce que j'avais imaginé.
- It's better than I ever imagined.
- Mieux que jamais, grâce à toi.
- Better than ever, thanks to you.
Il a besoin de vous, plus que jamais.
He needs you now more than ever.
l'm a needle, you know Never want to be a haystack Don't ever want to break your heart in two
Bir iğneyim ben, biliyorsun istemedim asla bir saman yığını olmayı istemedin mi hiç kalbini ikiye bölmeyi
On se comprend. Maintenant, j'irai ailleurs.
- Ever artık, birbirimizi anladığımıza göre başka bir yerden alış-veriş yapacağım.
- Full.
- Dolu ever.
Et si vous me quittez je ne veux personne d'autre.
# And if you ever leave me I don't want nobody else
Oui.
Ever.
C'est parce que je remets des soutifs!
Ever. Sadece yeniden sütyen takmaya başladım.
Il y aura toute la place. On s'installe au ranch.
Ever, peki, burada bir sürü oda olacak çünkü çiftliğe taşınıyoruz.
Vos joueurs se conduisent comme des connards!
Ever takimin boyle hareket etmeye devam ederse bilemem.
- Oui.
Ever.
C'est-à-dire que...
Ever, aslında...
J'ai toujours fantasmé qu'une belle femme en pleurs réclame You're the Best Thing That Ever Happened to Me de Gladys Knight.
Hayalimde güzel ve gözü yaşlı bir kadın ısrarla "You're the Best Thing That Happened to Me" yi çaldırır.
/ / Johnny said Devil, just come on back if you ever wanna try again / /
/ / Johnnysaid Devil, justcome onback ifyouever wanna tryagain / /
/ / I done told you once you son of a bitch, l'm the best there s ever been / /
/ / Idone toldyouonce youson ofabitch, I'm the best there's everbeen / /
/ / Is more than I ever know / /
/ / Is more than Ieverknow / /
Je n'éliminerai jamais un joueur qui vient pour jouer.
I WiLL NEVER, EVER CUT A PLAYER WHO COMES OUT TO PLAY FOR ME,
Je l'appelle Barbara la Bien Bronzée.
Ona Ever Tan Barbara diyorum.
- Oui.
Ever vardık.
- On protège les innocents... peu importe leur origine. C'est un raisonnement facile quand ton peuple est libre.
- Ever, vardı. Eğer masumu korumaya yemin etseydin, geldiği boyutun önemi olmazdı. Senin insanların özgür olduğu için kolay sanıyorsun.
Il aime marcher au clair de lune, tenir la main de sa copine et, à ses moments perdus, tuer des sorcières.
Ay ışığı altında yürümeyi ever, el ele tutuşmaya önem verir ve boş zamanında cadıları öldürmekten zevk alır.
Oui, oui...
Ever, evet...
It is an ever-fixed mark that looks on tempests and is never shaken
"veya bulduğunda kaldırdığında. " Olamaz!
Je veux chanter pour toi Personne d'autre ne le fera J'attends depuis si longtemps
'Hey, hey Donna, I wanna sing to you, hey hey hey Donna, no one else will ever do, I've waited so long for school to be through,
Il faut savoir si vos racines sont si entremelées qu'il serait impensable de vous séparer jamais.
You have to work out whether your roots... have become so entwined together... that it is inconceivable... that you should ever part.
# Ever tear us apart #
# Ayıramayacaklar [ "Donnie nerede?" ]
# The dreams in which l'm dying are the best l've ever had
# İçinde öldüğüm rüyalar, her zaman en iyileriydi.
- Même votre couteau?
- Ve sahip olduğun diğer her şeyi? Ever.
" l'm the Only Hell
"l'm the Only Hell ( My Mama Ever Raised )".
Ou décorer un beau sapin Ou laisser de l'eau pour les rennes Cette religion n'est pas la mienne
µ And touch your silky skin, put my love deep inside you, µ µ where no man has ever been, rub you leg, caress your. µ µ thig