Translate.vc / французский → турецкий / Fahrenheit
Fahrenheit перевод на турецкий
95 параллельный перевод
Mais à travers les siècles, l'intensité du soufre a augmenté... et à présent, sa température est de 426 degrés.
Yüzyıllardan bu yana kaynayan sülfür eminim... şimdiye dek 800 Fahrenheit dereceyi geçmiştir.
Savais-tu que plus de meurtres surviennent à 92 degrés Fahrenheit... qu'à toute autre température?
Putnam, 33 derece sıcaklıkta daha düşük sıcaklıklara göre daha çok cinayet işlendiğini biliyor musun?
La température de ses toasts, de 83º Fahrenheit,
Sabah tostu 28 derece olmak zorundaydı.
Oskar Werner, Julie Christie dans FAHRENHEIT 451.
Bir Enterprise Vineyard Yapımı. Oskar Werner, Julie Christie... FAHRENHEIT 451'de.
Fahrenheit 451.
Oh, Fahrenheit 451.
"451", c'est la température à laquelle un livre s'enflamme et se consume.
Fahrenheit 451 kitap kağıdının yanmaya başlama sıcaklığıdır.
Il est toujours de 11 ° plus froid que la température ambiante.
Her zaman etrafındaki havadan 11 derece soğuktur. Fahrenheit olarak, tabii.
Sous sa combinaison, le pilote doit porter des dessous ignifugés qui peuvent résister à 1315 ° C, la température de l'essence en feu, pendant 15 secondes.
Her sürücü yarış kıyafetinin altında, 2,400 fahrenheit ısıya dayanabilen yanmaz kıyafet giymek zorunda bu benzinin 15 saniyede çıkardığı ısıya eşit.
Le thermomètre est monté à plus de 42 °
Burada geçen hafta bir gün geçirdik. Sana anlatmak istiyorum. Biliyor musunuz, ısı 109 derece Fahrenheit'a çıktı.
Ici, la température est de 34,8 degrés, le taux d'humidité de 82 %.
Burada sıcaklık 94.7 Fahrenheit nem oranı % 82.
Il fait 380 degrés Celsius, soit 900 degrés Fahrenheit.
Sıcaklık, 380 derece santigrat, 900 derece fahrenheit.
Quoi qu'il en soit, les papiers brûlent à 218 degrés.
Her neyse, yazarın dediği gibi : "Kağıt, Fahrenheit 451 derecede tutuşur.s"
Un million de gens recevront l'équivalent de 5500 °... en moins d'une seconde.
Bir dakikadan kısa bir süre sonra 1 milyon kişi 10,000 Fahrenheit'a maruz kalacak.
On a baissé la température de trois degrés.
Tek yaptığımız, sıcaklığı 5º Fahrenheit'a düşürmekti.
Le second détecte toute élévation thermique due à la chaleur corporelle d'un intrus, même si la température n'augmente que d'un degré Fahrenheit.
İkinci sistem, ısı derecesini saptar. Sıcaklık bir derece artarsa, odaya izinsiz giren birinin vücut ısısı bile alarmı çalıştırır.
Si on tombe dans les eaux du Groenland, on ne s'en sort pas. L'océan est à moins 39 degrés Fahrenheit, et à cette température, tout processus de décomposition est stoppé.
Su - 39 dereceye kadar düşer ve..... vücudun bozunma işlemleri dahi durur.
La température est de 72 degrés Fahrenheit...
Hava sıcaklığı 25 derece...
Ce lac était à 62 degrés Fahrenheit hier.
Göl dün 62 dereceydi.
Je ne sais pas si je peux me fier au résultat : Le thermomètre indique une température de - 9 ° C.
Ölçümün hatalı olup olmadığını bilmiyorum, ama termometre vücut ısısını 15 derece Fahrenheit gösteriyordu.
L'invasion coïncidente d'un hôte, le pompier, avec un environnement qui a fait monter la température du corps au-dessus de 37 degrés.
Taşıyıcı "bir itfaiyeci" saldırıya uğradığı anda vücut sıcaklığı 98.6 Fahrenheit'ın üstüne çıktı.
La température au sol est de 1 700 degrés Fahrenheit.
Sıcaklık - yer 1700 derece Fahrenheit.
L'air semble former des poches... de 1 500 à 200 degrés Fahrenheit.
Hava - görülüyor ki... 1500 dereceden 200'e değişiyor.
La température au sol est de 1700 degrés Fahrenheit.
Sıcaklık - yer 1700 derece Fahrenheit.
L'air semble former des poches... de 1500 à 200 degrés Fahrenheit.
Hava - görülüyor ki... 1500 dereceden 200'e değişiyor.
Fahrenheit ou Celsius?
Fahrenayt mı Celcius mu?
Fahrenheit ou Celsius?
Fahrenhayt mı santigrat mı?
Ses organes avaient atteint une température de 80 degrés.
İç organları 180 ° Fahrenheit ısıya ulaştı.
Fahrenheit et Celsius, deux façons de mesurer la même chose.
Fahrenhayt ve Santigrat aynı şeyi ölçmek için iki birim.
La majeure partie du monde utilise les Celsius, mais nous, Américains, restons fidèles avec défiance aux Fahrenheit.
Tabii dünyanın büyük kısmı Santigrat'ı kullanıyor, ama biz Amerikalılar yine de Fahrenhayt'a sımsıkı bağlıyız.
L'atmosphère contient 80 % de gaz carbonique et la température en surface atteint les 215 ° C.
Atmosfer % 80 karbon dioksitten oluşuyor ve yüzey ısısı 420 ° Fahrenheit. ( ÇN : Bu da yaklaşık 215.5 ° C )
J'ai finalement compris que ca brulait a 45 1 degres Fahrenheit.
En sonunda sıcaklığın 451 fahrenheit olduğunu farkettim.
63 degrés, ça fait combien en Fahrenheit?
Hey, 63 derece, kaç fahrenhayt biliyor musunuz?
Le problème, c'est que ton four est en Fahrenheit.
Sorun fırınınızın fahrenhayta göre olması.
Ça complique tout, mes recettes sont pas en Fahrenheit.
Böyle daha zor, çünkü hiçbir tarif fahrenhayta göre değil.
À savoir 70 ° Fahrenheit.
7 2 Fahrenite.
Fahrenheit le 3-40, *... 2000 pieds en dessous.
Fahrenheit, Şu 340'a baksana. Kaç tane iz görüyorsun?
Ankou. Fahrenheit...
Fahrenheit,
Walk'n,... Fahrenheit.
Walk'n, Fahrenheit...
C'est-à-dire? * Fahrenheit?
Fahrenheit?
- - -
Doğu Afrika Fahrenheit, her şey yolunda mı?
Prêt Fahrenheit? * - Toujours prêt, mon canard.
Her zaman bebeğimde Neye hazır mıyım?
Il faisait - 24 oc.
- 44 Fahrenheit.
Ouais, qu'est-ce que c'est, une réunion de "Fahrenheit 9 sur 1"
Vay, bu da nesi
Le phosgène ne reste stable qu'à 8 degrés ou en dessous.
Phosgene, yalnızca 47 fahrenheit ve altında sabit kalıyor.
Dans Fahrenheit 9 / 11, Michel Moore a eu le mérite d'ajouter cette scène humoristique.
Hakkını verelim ki, Michael Moore'un Fahrenheit 9 / 11 belgeselinin DVD'sinde çok komik bir sahne vardı.
La température serait tombée à - 237 degrés. D'un seul coup.
Biliyor musun, sıcaklığın bir anda eksi 460 Fahrenheit'a düşmesi lazım.
Il fait 15 degrés de plus, grâce à la vapeur d'eau, au dioxyde de carbone et au méthane, les gaz à effet de serre qui piègent la chaleur.
60 derece Fahrenheit daha sıcak olmamızı sera gazları olarak adlandırdığımız ve ısıyını tutan iyi çocuklar ; su buharı, karbon dioksit ve metana borçluyuz.
Nous prenons du pétrole, nous le chauffons à environ 760 degrés Celsius, nous le mélangeons à de l'acide sulfurique, puis nous l'extrayons sous d'énormes pressions.
Petrolü alıyoruz, 1400 fahrenheit dereceye kadar ısıtıyoruz ve sülfirik asitin içerisinde kaynatıyoruz ve sonra inanılmaz basınçların altına sokuyoruz.
Les fans de Fahrenheit 9 / 11 le savent peut-être, mais c'est un représentant de l'armée américaine.
Senin San Francisco'daki Fahrenheit 9 / 11 hastası tayfan biliyorsa ayrı ama burada, Amerikan ordusunun temsilcisinden bahsediyorum.
Il faisait 42 ° dehors.
O gün, Perşembe günü, dışarıda sıcaklık 109 derece Fahrenheit'a çıktı.
Fahrenheit, tout va bien?
Yükselelim.