Translate.vc / французский → турецкий / Fairbanks
Fairbanks перевод на турецкий
168 параллельный перевод
Les Fairbanks, les Gilbert, les Valentino!
Fairbanks'lar, Gilbert'ler, Valentino'lar!
Et si Mary Pickford divorçait de Douglas Fairbanks.
Ya Mary Pickford, Douglas Fairbanks'ı boşarsa?
- Fairbanks, Alaska!
- Fairbanks, Alaska!
Fairbanks, Juneau, Anchorage, Nome, Seward.
Fairbanks, Juneau, Anchorage, Nome, Sitka, Seward.
Mme. Rita Fairbanks, vous avez organisé cette reconstitution de la bataille de Pearl Harbor.
Bayan Fairbanks, savaşın tekrar canlandırılması sizin eseriniz.
Elle a été écrite, dirigée et produite par Mme Rita Fairbanks.
Yazan, yöneten ve yapımcı Bayan Rita Fairbanks'ti.
Mlle Rita Fairbanks... vous avez organisé cette représentation de la Bataille de Pearl Harbor.
Bayan Rita Fairbanks. Pearl Harbor muharebesinin bu gösterimini siz düzenlediniz.
Les Fairbanks, les Barrymore et tout ça.
Fairbankslar, Barrymorelar, bunlar gibi. Başlayalım.
Moneypenny, Fairbanks.
Moneypenny, Fairbanks.
Bill Fairbanks, 002.
Bill Fairbanks, 002.
- Bill Fairbanks.
- Bill Fairbanks.
- Fairbanks?
- Fairbanks mi?
Que dirais-tu d'aller au ranch de Doug Fairbanks avec moi pour la nuit?
Doug Fairbanks'ın çiftliğine gidip. benimle bir gece geçirmeye ne dersin?
- Je voulais être Douglas Fairbanks.
- Hep Douglas Fairbanks olmak istemiştim.
Regardez! Je suis Douglas Fairbanks.
Bakın, Douglas Fairbanks oldum!
À Fairbanks. Elle a fini troisième dans le concours provincial.
Fairbanks'da üçüncü oldu.
Rick est à Fairbanks pour affaires, je suis contente d'avoir de la compagnie.
Rick iş için Fairbanks'te, Ben de bir arkadaş bulduğuma memnunum.
Ouais, Rick pense que je crois qu'il est à Fairbanks pour affaires.
Evet, aynen. Rick onun Fairbanks'e iş için gittiğini sandığımı düşünüyor.
C'est ça. Comme si je ne savais pas ce qu'il fait vraiment à Fairbanks.
Sanki Fairbanks'te aslında ne yaptığını bilmiyormuşum gibi.
Et Rick n'a pas quitté la ville pour un voyage bidon à Fairbanks juste pour être loin de moi, Fleischman.
Ve Rick uydurma bir iş gezisi bahanesiyle sırf benden uzaklaşmak için Fairbanks'e kaçmadı tamam mı Fleischman?
Bref, comment était Fairbanks? Bien.
Bu arada Fairbanks nasıldı?
Ici aujourd'hui, Fairbanks demain.
Bugün burda, yarın Fairbanks'te.
Sauf quand Douglas Fairbanks en était.
Fakat Doug Fairbanks işin içinde olduğunda değildi.
Ne triche pas
Hile mi yapıyorsun Fairbanks?
Les Fairbanks divorcent
Fairbankslar boşanıyor.
- Tu connais Max Fairbanks?
- Max Fairbanks adını duydun mu?
"M. Fairbanks vient de déposer le bilan de la société Trigram, une section de TUI." - On va voler un fauché?
"Milyarder Max Fairbanks TUI'ın alt şirketi olan Trigram Emlak'ın iflas ettiğini açıkladı." Parasız bir adamı mı soyacağız?
"En conséquence de sa faillite, il n'a plus accès à certaines propriétés, notamment West Chop, sa résidence en bord de mer de Marblehead." II peut même plus entrer chez lui?
"İflas anlaşmasının şartları uyarınca Fairbanks artık Marblehead sahilindeki evi West Chop da dahil birçok mülküne giremiyor." Adam kendi evine giremiyor mu?
- Donne-la à M. Fairbanks.
Çıkar yüzüğü. Bay Fairbanks'e ver.
- Fairbanks est un gros poisson.
- Fairbanks büyük av. - Doğru.
"L'hôtel particulier de Max et Lutetia Fairbanks."
Max ve Lutetia Fairbanks'in Beacon Hill'deki evleri.
Lutetia Fairbanks.
Lutetia Fairbanks.
C'est Mme Fairbanks là-bas?
Şu konuşan Bayan Fairbanks mi?
Parce que je croyais que Mme Fairbanks était une brune avec des gros nichons.
- Çünkü kafam karıştı. Ben Bayan Fairbanks'i büyük, sabunlu göğüsleri olan genç bir esmer sanıyordum.
Vous vous croyez au-dessus des lois, n'est-ce pas?
Kuralların sizin için geçerli olmadığını düşünüyorsunuz değil mi, Bay Fairbanks? - Ne?
- Max. - Qu'avez-vous dit?
- Ne dediniz, Bay Fairbanks?
- Earl Radburn, chef de la sécurité, TUI.
Earl Radburn, T.U.l. güvenlik şefi. Benim, Fairbanks.
Il passe devant un sous-comité du Sénat à Washington mercredi.
Fairbanks, çarşamba günü Washington'da olmak zorunda. Senato'daki bir alt komite karşısına çıkacak.
Bienvenue, M. Fairbanks.
- Hoş geldiniz, Bay Fairbanks. - Tabii, tabii.
NUMÉRO DE PORTABLE DE FAIRBANKS
Bam! Oldu bu iş! Gördün mü?
C'est un argument convaincant.
Çok ikna edici konuşuyorsunuz, Bay Fairbanks.
- Que grommelez-vous?
Siz neler geveliyorsunuz, Bay Fairbanks?
- M. Fairbanks.
- Bay Fairbanks!
BONNE CHANCE, SID
İYİ ŞANSLAR SID DOUGLAS FAIRBANKS
Tournée de Fairbanks pour la réélection de Roosevelt
# Başkan Yardımcısı Fairbanks, Roosevelt'in Yeniden Seçilmesi için Seçim Turunu Başlattı. #
Charles Fairbanks.
ABD Başkan Yardımcısı, Charles Fairbanks.
Douglas Fairbanks fut l'un des fondateurs d'United Artists en 1919
Douglas Fairbanks, Pickford ve D.W. Grilfith ile birlikte United Artists'i kurdu.
- Bien sûr.
- Endişelenmeyin, Bay Fairbanks.
Oui, chef.
Evet, efendim, Bay Fairbanks.
M. Fairbanks.
Bay Fairbanks.
Il est perturbé. - M. Fairbanks.
- Bay Fairbanks!