Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Fondue

Fondue перевод на турецкий

381 параллельный перевод
J'ai attendu que la neige soit fondue.
Kar eriyene kadar beklemem gerekti.
C'est de la neige fondue!
Erimiş kar suyu bu.
Le taxi continuait à se plaindre de la neige fondue et de la bouillasse.
Taksi şoförü yağmurdan çamurdan şikayet ediyordu.
- Cette neige fondue est très mauvaise.
Bu şekilde yağan kara güven olmaz.
Quand la neige sera fondue en avril, on le sortira de là.
Nisan'da karlar eriyince bir çaresine bakacağız.
J'ai entendu dire aussi que la qualité des pièces dépendait de la quantité d'or qui était fondue par l'officier frappeur de monnaie.
Efendim... duyduğum başka bir şey var... Kobanın kalitesi, Shogunluğun Darphane memurunun nezaretinde içerikleriyle oynanabilirmiş. Rahatça... onun işine gelir...
Et une fois par semaine, l'excursion aux ruines romaines du coin, où vous achetez un soda chaud et une glace fondue et vous pissez votre bière.
Limonata, erimiş dondurma ve lanet olası Watneys Red Barrel birası alırsınız.
- Un bon bol de neige fondue!
- Koca bir çanak sulusepken.
La roche est curieusement érodée... par des gaz corrosifs... ou par la température, si élevée... que la roche est en partie fondue et coule lentement.
Bu mekik, ilginç bir şekilde aşınmış kayalar buldu belki aşındırıcı gazlar yüzünden belki de sıcaklık çok yüksek olduğu için bu kayalar kısmen erimiş ve yavaşça akıyordu.
"Voici enfin revenu... le temps de la fondue..."
# Evet, harika birşey tekrar fondü yapabilmek #
Six ans de revues, six ans de galères. Fondue dans la masse.
Altı yıldır müzikallerdesin.
Il pouvait faire des photos exclusives de l'incendie... et il ramène une fracture et de la pellicule fondue.
Tarihin en büyük fabrika yangınını... ... tek çeken biz olacaktık. Kırık bacak ve 12 rulo erimiş filmle döndü.
Il vaut mieux que cette histoire de cervelle fondue reste un secret.
Şu beyin eritme konusu şimdilik aramızda kalsın, olur mu?
Est-ce que j'ai parlé de la fondue flambée?
Hey Lucky, meşgulmüsün?
Ces rigoles de lave fondue, ces marais de palétuviers...
Şu erimiş lava akıntısına ve buharlı mangrov bataklığına bir bakın.
- On dirait beaucoup de glace fondue.
Bir yığın erimiş dondurma gibi.
On dirait que votre tête a macéré des années dans de la fondue.
1957'de kafan bir peynirin içine düşmüş gibi gözüküyorsun.
Mike, t'as mis de la gomme fondue dans ton chili?
Bunun içine ne koydun? Erimiş lastik mi?
Elle a tout changé, pour moi, pour ma femme, pour mon fils. Puis elle s'est fondue dans la foule de "Miracle Mile".
Benim için her şeyi değiştirdi, karım için de, oğlum için de... ve dönüp Miracle Mile boyunca öylece yürüyüp gitti.
Plutôt que du cerf seul, j'ai pensé qu'une fondue mixte serait du meilleur goût.
Geyik türlüsüne, at eti koymanın inceliğini keşfettim.
Avec une alerte... ça deviendrait une fondue au noir!
Eğer bir hava saldırısı olsa bu "Aptal karışım", "bulunmaz karışım" olacak.
- Elle est fondue?
- Deli mi? !
Ni la pluie, ni la neigne, ni la neige fondue...
Ne karda ne yağmurda ne de sulusepkende...
On prend quoi? J'ai réduit les possibilités à la mijoteuse, au mixeur ou à un assortiment d'appareils à fondue.
Seçeneklerini, düdüklü tencere, blender ya da hoş bir fondü karışımına kadar indirdim.
Frank, on t'a attendu pour la fondue.
Frank, dün geceki fondü partisinde seni özledik.
A quoi s'ajoute que les pièces d'argent ont été fondue.
( 5 milyon dolar ) vererek ABD'ye yolladı.
Neige fondue et pluie.
- Fırtına gelecekmiş.
Ce n'était pas un accident. Il y avait quelque chose dans l'eau fondue.
Eriyen suda bir şey varmış bana Isaiac söyledi.
Dans l'eau fondue?
- Babası söylemiş.
Et quelles autres sortes? Aquilluqqag. C'est la neige fondue.
Islak, ıslak kar asla bir kardan-ev döşemek için güvenli değildir.
Plusieurs de nos hommes ont été tués par ce ver parce qu'ils ont plongé dans la glace fondue autour de la météorite au cours de notre dernière expédition.
Bu bir tür kurt. Bu kurtlar meteorun etrafında eriyen suların içinde giren... adamlarımızın bedenine girdi ve onları öldürdü.
Tu ne me donnes pas envie de t'inviter à dîner au Chalet à fondue de Bucky!
Hayallerini yıkmak istemem ama Bucky's Fondue Hut'da... -... sana yemek ısmarlama isteği uyandırmıyorsun.
De la graisse animale fondue qu'on laisse se solidifier dans un pot et qu'on étale ensuite comme du beurre sur du pain grillé.
Kızartılmış etlerden sızan yağlar. Kavanozda dondurulur, sonra ekmeğe tereyağı gibi sürülür.
Maintenant qu'elle est fondue, tu veux me la rendre?
Şimdi bu eriyen dondurmayı geri mi vermek istiyorsun?
La glace est fondue et tu veux la rendre? !
Şimdi eriyen dondurmaları geri vermek mi istiyorsun?
Depuis vingt ans, cette statue fondue à la fin de la guerre nous rappelle que nous formons un seul peuple uni par la solidarité et la compréhension.
Bu heykel 20 yıl önce yaratıldı... acı bir savaşın sonunda... ve bize şunu hatırlatmaya hizmet ediyor... gerçekte bizler bir insanlarız... işbirliği ve anlayışın ruhuyla bağlanmış olan.
Mélangée à la graisse fondue, il y a eu un écoulement savonneux dans l'eau.
Bu bileşen, eriyen vücut yağlarıyla karışınca, ırmak sularına sabunlu bir madde sızmış.
Une grande tourte à la citrouille avec de la crème glacée, cause avec de la glace fondue.
Evet, kulağa hoş geliyor.
Elle a fondue vos neurones, ces insectes sont tous là dedans!
O şeyler orada!
Si vous voulez bien m'excuser, ma fondue va...
Şimdi bana müsaade ederseniz şayet güvecim pişmek- -
Une fondue!
Fondü yaparım.
Je ne sais pas pourquoi on appelle ça de la fondue.
Biliyor musunuz, neden buna fondü deniyor bilmiyorum.
Imaginez... la seule chose qui se mette entre vous et la mort est un petit morceau de cire fondue.
Düsünün... sizinle ölümünüzün arasinda duran tek sey az bir parça erimis mum.
Ils sont farcis à la ricotta fondue.
Eritilmiş kuru "ricotta" ile doldurmuşlar.
Et surtout... ton père et moi sommes invités chez les Pinciotti pour une fondue.
Ve ayrıca... Baban ve ben, Peçiç ve föndü için Pinciotti'lerdeyiz.
Je ne veux pas ruiner notre belle soirée... parce que Midge, c'était une super fondue, mais...
Çünkü Midge, peyniri kapta gerçekten süper eritebiliyorsun. Fakat...
Vous qui aimez le mouton, j'aurais dû vous offrir une fondue chinoise.
Kuzu eti sevdiğini bilseydim, et restoranlarından birini seçerdim.
Depuis que mes parents sont décédés notre fortune familiale a, comment dire, fondue.
Parası. Bizimkiler öldükten sonra aile servetimiz tükendi.
Une T.S.F. Fondue.
Erimiş bir radyo.
J'adore la fondue.
Fondü'e bayılıyorum.
De la lave fondue?
Erimiş lav mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]