Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Frasier

Frasier перевод на турецкий

333 параллельный перевод
Si Frasier n'était pas à ce congrès sur les terminaisons nerveuses!
Keşke Fraiser sinir ucu sempozyumunda olmasaydı.
Quand je croyais avoir touché le fond, j'ai rencontré Frasier et appris que l'amour ne faisait pas toujours mal.
Hayatım en kötü dönemindeymiş gibi görünürken Frasier Crane ile tanıştım ve aşkın incitmeyeceğini keşfettim.
Tu y emmènerais Frasier?
Oraya Frasier'ı götürür müsün?
En fait, j'ai emmené Frasier dans plusieurs de nos endroits habituels.
Zaten, seninle sık sık gittiğimiz yerlerden birkaçına Frasier ile gittik.
As-tu aimé la corbeille de fruits que Frasier et moi t'avons envoyé?
Frasier ile odana gönderdiğimiz meyve sepeti hoşuna gitti mi?
- Frasier.
- Merhaba Frasier.
- Je ne suis pas Frasier.
- Ben Frasier değilim.
Frasier, je sais que c'est toi.
Frasier, sen olduğunu biliyorum.
Bonne nuit, mon chéri.
İyi geceler Frasier, canım.
Quand j'ai rencontré Frasier Crane, j'ai cessé de chercher l'homme idéal.
Sam, Frasier Crane ile tanıştığım gün Bay Doğru'yu aramayı bıraktım.
Je vais dîner là-haut avec Frasier et sa mère.
Frasier ve annesiyle yukarıda yemek yiyoruz.
Tu vas dîner avec la mère de Frasier?
Frasier'ın annesi ile yemek mi yiyeceksin?
Tu as compris que j'allais dîner avec Frasier et sa mère alors que je n'ai fait que le dire devant toi?
Senin yanında söylediğimden dolayı... Frasier ve annesi ile yemek yediğim anlamını çıkardın.
Oh, Frasier.
Oh, Frasier.
Oh, Frasier, elle est charmante.
Frasier, çok hoş birisi.
Frasier a fait exprès de m'exclure de la conversation.
Frasier, bilerek konuşmamı engelledi.
Frasier, tu es fou, mais je t'aime.
Frasier, delisin ama seni seviyorum.
Quelle idée merveilleuse, Frasier.
Harika fikir Frasier.
Je suis un peu fatiguée, Frasier.
Biraz yorgunum Frasier.
Y aurait-il une certaine tension entre toi et cette chère Mme Crane?
Anne Frasier ile aranda gerginlik mi seziyorum acaba?
Frasier, j'ai pris une décision, hier soir.
Frasier, dün akşam bir karar verdim.
Frasier, cette femme est impolie, grossière, méchante et, pour une raison qui m'échappe, elle ne m'aime pas.
Frasier, o kaba, yabani, gaddar bir kadın ve anlamadığım bir nedenden ötürü bana çok içerlemiş.
Frasier, allons-nous-en tout de suite.
Frasier, şimdi benimle gelmeni istiyorum.
Frasier, c'est le moment le plus important de notre histoire.
Frasier, şu an ilişkimizdeki en önemli an.
Frasier, j'ai dit des choses terribles, mais j'avais une bonne raison, crois-moi.
Frasier, o kötü şeyleri söyledim ama inan bana iyi bir nedenim vardı.
Oh, Frasier, je ne savais pas que cette femme comptait autant pour toi.
Oh, Frasier... Bu kadının senin için ne kadar önemli olduğunu fark edememişim.
Quand je me marierai avec Frasier Crane, je serai le genre d'épouse dont vous serez fière et dont vous parlerez.
Eğer olur da Frasier Crane ile evlenirsem istediğiniz gibi gurur duyacağınız bir eş ve aile olacağız.
- Ne peut-on pas reporter ça à demain?
- Frasier, yarına ertelesek olmaz mı?
Sam, nous avons quelque chose d'important à te dire.
Sam, Frasier ile sana söylememiz gereken önemli bir şey var.
Désolé, Frasier, j'ai dû m'assoupir pendant un paragraphe ou deux.
Üzgünüm Frasier, bir iki paragrafta uyuya kalmışım.
Nous avons pris une importante décision ce soir.
Sam, Frasier ile bu akşam, yemekten sonra önemli bir karara vardık.
J'emménage dans la maison de Frasier.
Sam, Frasier'ın modern konağına taşınıyorum.
Et où va Frasier?
Frasier nereye taşınıyor?
Frasier, il plaisante.
Frasier, şaka yapıyor.
Le cadeau de Carla est resté dans la voiture.
Frasier, Carla'nın hediyesini arabada unuttuk.
Toi et moi n'avons pas sauté le pas, mais ce que je vis avec Frasier est plus important.
Çünkü seninle böyle bir adımı hiç atmadık ama Frasier ile birlikte yaşadıklarımız çok somut şeyler.
Y a-t-il assez de placards?
Frasier, dolapta yeterince yerin var mı?
Carla, Frasier et Diane ont un cadeau pour toi.
Carla, Frasier ve Diane'in sana hediyesi varmış.
- C'est Frasier qui a choisi.
- Frasier seçti.
Merci.
- Teşekkürler Frasier. - Lafı bile olmaz.
A Diane et Frasier.
Diane ve Frasier'a.
- L'adorable chiot de Frasier.
- Frasier'ın şirin yavru köpeğinden.
Vivre avec Frasier constitue un engagement énorme.
Fraiser ile aynı eve çıkmak büyük bir sorumluluk..
- Frasier, si cela veut dire que...
- Frasier, anladım ki bu belki...
J'adore les chiens.
Köpeklere bayılırım Frasier.
- Salut. Qu'est-ce que tu prends?
- Merhaba Frasier, ne alırsın?
On en serait plutôt aux "t'as bientôt fini, oui?"
Bundan sonra "Kapa çeneni." tabirine doğru yol alıyoruz. - Frasier.
Frasier, c'est le chien.
Frasier, mesele köpek.
Frasier, je me suis habitué à cette petite mémère.
Frasier, ben ona çok alıştım.
- Frasier!
- Frasier!
Nous avons pris un engagement.
Frasier, bir karar aldık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]