Translate.vc / французский → турецкий / Gadget
Gadget перевод на турецкий
325 параллельный перевод
- Tu as laissé ton gadget sur la poignée.
Cihazını kapı kolunda unutmuşsun.
Vous savez, le... gadget.
Şuradakini.
- Etonnant, ce gadget, n'est-ce pas?
- İlginç bir alet, değil mi?
- Gadget?
- Alet mi?
Elle restait assise, lovée dans son fauteuil, la cigarette coincée dans un drôle de gadget.
Kadına gelince, orada oturup dikkatlice beni izliyordu, sigarasını o garip tutacakla içerek.
Payez-moi quand votre gadget fera des ravages, ce qui ne fait aucun doute.
Paran ne zaman olursa o zaman ödersin ve bence kesin olacak.
Un gadget de mon invention.
Özel yapım.
Le gadget est une petite invention secrète destinée à surprendre l'adversaire.
Düşmanını şaşırtmak için icat edilmiş küçük makinelere oyuncak adı verilir.
C'est ça un gadget!
Oyuncak bu işte!
Cette gabardine-gadget est munie d'un faux bras et d'une main postiche.
Yağmurluk şeklindeki bu cihaz, yapay bir kol ve sahte bir elle donatılmıştır.
Et maintenant, voici le 2ème gadget, également de mon invention.
İşte bu. Teşekkür ederim. Şimdi de kendi icadım olan ikinci oyuncağa göz atalım.
C'est un vibromasseur. Ça a l'air d'un gadget, mais c'est une merveilleuse invention. Elle nous garantit scientifiquement de toucher les nerfs vitaux et de les faire vibrer de manière salutaire.
Bu titreşimli masaj aleti biraz yapmacık görünebilir ama aslında marifetli bir berberin çok işine yarar sinirleri bulup insanı rahatlatmada birebirdir.
C'était mon petit gadget de l'année dernière.
Bu, geçen seneki küçük oyuncağım.
- Microphone et haut-parleur... - Merveilleux gadget.
Mikrofon ve kolon bağlantısı yapıldı.
Quel merveilleux gadget.
İşte bu harika bir şey. Harika, olağanüstü.
Tu dis toujours ça et tu ajoutes un minuscule gadget à ta foutue mécanique.
Bunu hep söylüyorsun, sonra küçük bir şeyi, hurda şaheserine dönüştürüyorsun.
Je pense que c'est un accessoire, un gadget... un peu comme la télévision.
Ben bunun televizyon gibi konu dışı bir araç olduğunu düşünürüm.
Un petit gadget ingénieux, mais, en fait, mon instinct me dit...
Çok ilginç bir alet, ama elbette içgüdülerim beni uyarmıştı...
Un gadget électronique.
Elektronik bir alet.
II y a peut-être un gadget à côté de la fenêtre.
Belki camïn önünde bir alet vardïr.
L'Enviromod est un gadget pré-programmé.
Enviromod önceden programlanmış bir alet.
Contre un gadget télécommandé, bon...
Bir makineye karşı dövüşmek başka...
Si j'arrive à développer ce gadget, on fait 50 / 50.
Eğer bu zımbırtıyı geliştirmeyi başarırsam karı seninle yarı yarıya bölüşürüz.
Imagine-toi sans ce gadget : si tu as froid, tu rajoutes une couverture ou tu sors des manteaux du placard, et tu les rajoutes dessus parce que tu sens le froid!
- Yani, eğer bir elektrikli battaniyen yoksa evin soğuduğu ve üzerine bir battaniye alma ihtiyacı hissettiğin zaman veya dolaba gidip evindeki battaniyelerin yığınını örttüğünde soğuk olduğunu anlarsın.
Ton fameux gadget?
Evet. Bu alet...
Un gadget.
O zımbırtılardan biri işte.
On a pas le droit à l'erreur avec ce gadget explosif.
Patlayıcı aygıtınla sadece bir şansın var, tomurcuk.
Il s'est lancé et a inventé le téléphone. Les gens ont voulu ce nouveau gadget et l'ont acheté.
Adam oturup yapması gerekeni yaptı, telefonu icat etti telefonlar insanları hasta edene kadar çalıyor cevap vermek isteyen de bir telefon alıyor.
C'est un gadget pour...
Bu bir parça...
Dites... Vous n'auriez pas un autre gadget électronique?
Dinle, Brad'e verdiğiniz gibi... elektronik aletlerden başka... bir tane daha yoktur herhalde.
Un autre gadget Vector-Scope qui ne marche pas.
Vector-Scope'dan işe yaramayan başka bir şey daha. Takma kafanı.
Le gadget :
Numara :
Vous avez utilisé ce petit gadget pour venir?
Buraya bunlardan birini kullanarak mı geldiniz?
Je suis le gadget inutile des années 80, mon pote!
Ben seksenlerin işe yaramaz evcil hayvanıyım dostum.
Un véhicule gadget d'enfer.
Gerçek bir ölüm aracı.
Ce petit gadget se commande au son.
Bu ufak alet sesle çalışır.
Un gadget électronique.
Elektronik işi.
Ça fait un peu gadget.
- Ufak bir şey.
Dommage, tu ne verras pas le dernier gadget qui les rend folles.
Çok kötü. Elektronik arabada seks yapma şansını kaçırıyorsun tatlım.
C'est un gadget risien que l'on se fixe sur l'oreille.
Kulağa oturan bir tür Risa'lı alet.
- On a un nouveau gadget qui repousse les limites de l'espace-temps.
- Wayne'in Dünyasındaki yenilik zaman ve uzay yolculuğu yapmamızı sağlıyor.
Rien n'échappe à ce fichu gadget, alors?
O lanet alet hiçbir şeyi kaçırmıyor, değil mi?
Un, deux, trois, mon gadget les a envoyés dans la quatrième dimension.
1, 2, 3, aletim onları alacakaranlık bölgesine yolladı.
Ici? - Oui, avec ce gadget.
- Evet, bu aletle.
Ou un petit avec un gadget plus grand?
Ya da küçük bir şempanze ve daha büyük bir makine?
Les gars ont bricolé ce prototype pour orienter la discussion et vous montrer comme ce gadget est excitant.
Araştırma-Geliştirmedeki çocuklara bunun prototipini yaptırdım böylece konumuza biraz odaklanabiliriz ve baylar sizlere, bu aletin ne kadar heyecan verici olduğunu ilk size gösteriyorum.
C'est votre Pif Gadget. Il n'est pas arrivé.
Donald Duck dergin gelmedi.
Un gadget, un gadget.
Oyuncak!
"Passage" C'est un gadget pour chiffrer.
Şifreleyici bir aygıt bu.
Un petit gadget érotique que j'ai acheté en ville.
Aslında erotik bir sanat eseri.
Votre petit gadget a fonctionné.
Küçük oyuncağın işe yaradı. Sağ ol.