Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Gangrène

Gangrène перевод на турецкий

196 параллельный перевод
Au lieu de vous disputer, j'ai un cas de gangrène pittoresque...
Bir de likörüm. Gel de bir kangren vakasını bak, çok az ümit var.
- La gangrène?
Kangren mi?
La gangrène n'est pas légale non plus!
Belki bu kangren de yasadışıdır ama olmuş işte.
Le docteur Chung pense qu'il a la gangrène.
Doktor Chang kangren başladı diyor.
Retirez-le, sinon vous risquez la gangrène.
Acısın daha iyi, dişinizi sıkın. Yoksa bacağınız kangren olabilir.
Jamais entendu parler de gangrène?
Daha önce kan zehirlenmesini duymuş muydun?
Aussitôt que je pourrai m'approcher assez, Je lui ferai une piqûre antitétanique, et contre la gangrène.
Yeterince yaklaşır yaklaşmaz kangrene karşı tetanoz aşısı yapacağım.
Ils sont morts... de malaria, de dysenterie, du béribéri, de la gangrène.
Öldüler sıtma, dizanteri, beriberi ve kangrenden.
C'est la gangrène, mon commandant.
Kangren, efendim.
C'est la gangrène!
Kangren olmuş!
J'ai la gangrène.
Kangren olmuş.
Il a la gangrène.
Kangren oldu.
C'est la gangrène.
Bu açık bir tetanoz olayı.
La gangrène me dévore la jambe, mais pas les yeux.
Yüzbaşı, kangren bacağımı çürütüyor, gözlerimi değil.
Si je ne quitte pas ce fauteuil, je risque la gangrène.
Buradan bir an önce kalkmazsam kangren olacağım.
Proche du feu, pour la gangrène.
Sobaya yaklaştırmayın. Kangren olabilir.
La gangrène.
Kangren.
Sauf si la gangrène s'y met.
Kangren söz konusuysa ölür.
MES TRAVAUX SUR LA GANGRÈNE ONT EU UN FRANC SUCCÈS.
Gazlı kangren konusunda yaptığım deneyler çok başarılı oldu.
Tenez. Tenez, à l'hôpital. Bob Saint-Clar attrape la gangrène.
Bekle, burada, hastanede, Bob St. Clare kangren oluyor, bacağını kesiyorlar fakat, artık çok geç.
" Ton corps finira déformé par la maladie et la gangrène.
Vücudun hastalık ve çürümeyle bozulacak.
La Gangrène?
Gazlı Kangren mi?
C'est une gangrène pour cette région.
Bu ülkeye bir musibet musallat oldu.
Cela signifie qu'il n'y a pas de gangrène.
Kangren olmadıklarını gösterir.
- La gangrène n'est pas douloureuse?
- Kangrense acımaz mı?
Benson, tu es idéalement dépourvu de la gangrène de la pensée.
Sevgili Benson, ne mutlu ki zekanın tahribatından çok uzaksın.
Je crains la gangrène.
Korkarımki zehir kana karışıyor.
Avec cette température, la gangrène attaquera ses doigts dans une heure.
Bu odanın sıcaklığı düşerse parmakları bir saat içinde kangren olur...
" Pour le culpabiliser, elle prétexta une gangrène, se fit couper la jambe.
Sonra da adamin kendini suçlu hissetmesi için kangren oldugunu söyleyerek bir bacagini kestirdi.
Et lorsqu'un pays a la gangrène, on ne sentimentalise pas, on sectionne... le membre gangrèné!
Ve bir ülke kangrenken duygusal davranılmaz. Kangren uzuv hemen kesilir.
J'ai vu ce cheval, Gangrène, courant dans la 3e course, aujourd'hui.
Bugün üçüncü yarışta Kangren Yeşili adında bir at koşuyordu.
"Gangrène."
"Kangren."
De toute façon, je dois l'enlever ou ce sera la gangrène.
Mümkün olan en kısa sürede ondan kurtulmalısın yoksa kangren olabilirsin.
II a la gangrène, je crois.
Kangreni var galiba.
La gangrène, la rage... Elle a peut-être la rage.
Kangren, kuduz... belki kaltak kuduzdu.
J'ai un truc au pied, une gangrène.
Ayağımda bir sorun varmış. Kangren başlangıcı galiba.
Anthrax, gangrène, impétigo! L'AMOUR PAS LES GERMES
Şarbon, kangren, dış kulak iltihabı.
- Comme une gangrène à enlever.
Tıpkı enfeksiyonu almak gibi.
Je pourrais avoir la gangrène.
Yüzümde kangren olabilirdi.
- C'est la gangrène?
- Kangren mi olmuş?
Leur morsure cause une septicémie et un oedème purulent, Pouvant finir en gangrène.
- Temas sonucu kitlesel mikroplanma, aşırı salyaanma meydana gelir... ve kısa sürede genellikle cilt erimesine yol açar.
et quand tu m'as tarabusté pendant un mois tu avais peur de mourir parce que ton père avait de l'hypertension j'ai été acheter cet appareil idiot... tu as pris ta tension toute la nuit tu es venu, le brassard t'avais fait des marques partout... on aurait dit une gangrène rouge
- Doğru değil mi? Peki bir ay önce beni deli etmene ne demeli babanda yüksek tansiyon var diye ölmekten korkuyordun. Ve gittin, o saçma sapan tansiyon aletini aldın geldin ve sonra normalin üstünde diye bütün gece tansiyonunu ölçtün durdun.
La gangrène enlevée.
Kangren kaldırıldı.
La gangrène s'est installée... et j'ai dû amputer.
İleri derecede kangren... bacağı kesmek zorundayız.
- Il est revenu avec la gangrène.
Kangren olmuş, yine geldi.
Si la gangrène s'incruste, il faudra couper.
Eğer kangrene dönerse, onu kaybedersin.
La couleur de la gangrène.
Grimsi mavi. Kangren rengi.
Et quoi que dise Sardis, il faut plus que des prières pour soigner la gangrène
Ama Sardis'in dediği gibi acınızı iyileştirecek başka şeyler hep olur.
Il a perdu une jambe de la gangrène en l'attendant sur l'île. Mais ils sont réunis maintenant.
Adada kızı beklerken kangrenden bacağını kaybediyor.
Gangrène.
Bacağı iltihaplı.
C'est la gangrène.
Kangren.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]