Translate.vc / французский → турецкий / Geraldine
Geraldine перевод на турецкий
156 параллельный перевод
Je refuse de comprendre ce dont tu parles, Geraldine.
Neden bahsettiğini anlamayı reddediyorum Geraldine.
- Et je suis Mme Thomas Jeffers... alias Geraldine.
- Ben de 7.Ulusal Bankadan McKeewie. - Ben de Thomas Jeffers, nam-ı diğer Geraldine.
- Geraldine.
- Geraldine.
GeraldineJeffers.
Geraldine Jeffers.
Enfin, Geraldine!
Sana inanamıyorum Geraldine!
- L'avenir de Geraldine et mon projet...
- Geraldine'in geleceği ve ona dair planlarım - Ne konuşuyorsunuz kuzenler?
"Cette pièce devrait donner le Pulitzer à David Edwards... car ce soir, on a assisté à la comédie de la saison... merveilleusement interprétée par Geraldine Moore et Preston Mitchell."
"Bu gece bizim gördüğümüz David Edwards'ın oyunu sezonun komedisi Pulitzer ödülünü almalı Marvelously Geraldine tarafından yapılan Moore ve Preston Mitchell."
On se fait appeler Josephine et Geraldine.
İsimlerimiz de Josephine ile Geraldine.
Josephine et Geraldine...
Josephine ile Geraldine.
- Allez, Geraldine.
- Haydi, Geraldine.
- Bravo, Geraldine.
- Aslan kızım Geraldine.
Je n'ai jamais aimé le prénom Geraldine.
Geraldine isminden hiçbir zaman hoşlanmadım.
- Bonsoir, M. Et Mme Howard. - Geraldine.
- İyi akşamlar, bay ve bayan Howard.
- Ça a été une très belle soirée.
- Geraldine! Ne kadar güzel bir akşamdı değil mi?
Aide ton frère. Geraldine.
Şimdi git ağabeyine yardım et.
Déjeuner, chérie!
Geraldine, tatlım, öğle yemeği!
Léonard, Jonathan, Géraldine et Butch.
Leonard ve Jonathan ve Geraldine ve Butch.
Géraldine a été touchée!
Geraldine vuruldu!
Géraldine pourrait reconnaître l'homme, mais elle est blessée.
Geraldine diğer adamı hatırlayabilir ama onu vurdular.
Ne vous en faites pas pour Géraldine.
Geraldine'i merak etme.
Géraldine est la seule qui l'a bien vu.
Aramızda onu net olarak gören tek kişi Geraldine'di.
Géraldine.
Geraldine.
Accorde le repos éternel à Ta servante Géraldine, Seigneur.
Sevgili kulun Geraldine'i sonsuz huzura kavuştur Tanrım.
- Peut-elle rejoindre les nôtres?
- Geraldine de masada olabilir mi? - Hayır, olamaz.
Mme Christie s'occupera de Géraldine.
Bayan Christine Geraldine'e bakıyor.
- Geraldine.
Geraldine?
Regardez ce que j'ai acheté pour Géraldine à Cardiff.
Bakın Cardiff'ten Geraldine'e ne getirdim?
- Et Géraldine?
- Küçük Geraldine'e ne oldu peki?
"Ainsi que celui de votre petite fille, Géraldine. " Voici leurs vêtements.
Ayrıca aynı yerde bebeğiniz Geraldine'in cesedine de ulaştım... bu elbiseler üzerlerindeydi.
Géraldine?
Geraldine?
- Pas ce soir, Joséphine.
- Bu gece olmaz Geraldine. Berbat bir koku var.
Timothy Brown dans Nashville et les étonnants Keith Carradine, Geraldine Chaplin, et Robert Doqui dans Nashville.
Timothy Brown da Nashville'de Keith Carradine ve Geraldine Chaplin ile beraber. Robert Doqui Nasville'de!
Son visage m'était familier mais c'est Géraldine qui a deviné que c'était Valérie Saintclair.
Onda çok tanıdık bir şeyler olduğunu düşündüm ama onun Valerie Saintclair olduğunu tahmin eden Geraldine oldu.
Horace a une soeur jumelle, Geraldine.
Horace'ın ikizi var. Bir kancık. Adı Geraldine.
Changement d'angle : Geraldine descend Brook Street.
Şimdi, başka bir açıdan Brook Caddesi'nden Geraldine'in geldiği görülür.
Horace et Geraldine.
Horace ve Geraldine.
Hannah, mère de Charlie et grand-mère de Geraldine passa les 7 dernières années de sa vie dans la maison qu'il lui avait offerte au bord de l'océan
Hannah Chaplin, Charlie'nin annesi yaşamının son 7 yılını Charlie'nin ona aldığı evde geçirdi.
En réalité, il s'agit de Lady Geraldine Windridge de Marlborough,
Hatta bu nokta da o, Lady Geraldine Windridge yakın Marlborough, Wiltshire.
Merci, Geraldine.
- Teşekkürler, Geraldine.
Geraldine Kallenchuk, non?
Geraldine Kallenchuk, değil mi?
S'ils voulaient nous inviter, ils l'auraient déjà fait.
O partiye davet edilmek için ne isteseler veririm. Bizi davet etmek isteselerdi bunu çoktan yaparlardı. Géraldine ve Caroline'i noelden önce davet ettiler.
Géraldine, elle met quoi?
Ya Géraldine, o ne giyiyor?
Géraldine a apporté les tartes?
Géraldine turtaları getirdi mi?
Y a seulement une heure jusqu'à la rivière, mais vu que vous êtes une géraldine, probable que ça en prendra deux.
Nehre kadar bir saat daha çeker ama sen kadın olduğun için belki iki saatimizi alır.
C'est vrai, je ne suis qu'une géraldine.
Doğru, ben sadece bir kadınım.
Et comment! Se faufiler par derrière pendant qu'on est en train de soigner une géraldine.
Bir bayana ilk yardım yapan bir erkeğe sinsice yaklaşmak!
Je sais trop le nom, mais ça a l'air bon dans la gamelle de cette grosse géraldine là-bas.
Adına ne diyorsunuz bilmiyorum ama o şişman kadının yediği hoşuma gitti.
Habillé comme une géraldine.
Şuna baksanıza!
Où est la géraldine?
- Kız nerede?
Y a un tas de kangourous qui ont enlevé ma géraldine.
Bir takım arıza herifler kadınımı kaçırdı.
J'ai compris... Une géraldine, ça ralentit un homme!
Biliyorum, bir Sheila seni sadece yavaşlatır.