Translate.vc / французский → турецкий / Glitter
Glitter перевод на турецкий
36 параллельный перевод
Je fais des tas de trucs, comme Elvis... et Gary Glitter.
Yani, başka şeyler de yapıyorum mesela... -... EIvis gibi, Gary Glitter gibi.
LES FILLES DE GLITTER GULCH
GLlTTER GULCH KlZLARl
Gary Glitter.
Gary Glitter.
Gary Glitter, je te demande un peu!
Gary Glitter, yüksek sesle ağlar.
Il paraît qu'il contrôle la météo et qu'il a écrit le scénario de Glitter.
Ben de onun hava şartlarını kontrol ettiğini ve "Glitter" ın senaryosunu yazdığını duydum!
- Mal comment? Mariah Carey dans Glitter.
Glitter'daki Mariah Carey kadar.
C'est Glitter Gulch.
Burası Glitter Gulch.
Que penses-tu de "Glitter"?
- "Parıltı"?
Ils suivaient tous la vague glitter.
Hepsi o parıldayan sahnedeydi.
- Le dernier, c'était Glitter.
- En sonuncusu Glitter'dı.
Nous ne regardons pas Glitter ce soir?
Bu gece Glitter'ı izleyecektik hani.
Des noms comme Tiffany Glitter, et Stormy Weathers, n'apparaissent pas sur leur permis.
İsimleri de "Parlak Kumaş" veya "Fırtınalı hava". Ehliyetlerinde yazdığını sanmıyorum.
Et si tu veux juste passer un bon moment, mon préféré, Glitter.
Ve eğer iyi bir zamanında hissediyorsan - bu benim en sevdiğimdir - "Glitter".
J'ai flippé devant Glitter.
- Yaratık ödümü koparmıştı.
J'te parle de tes pédophiles et tour ça, tes Gary Glitter.
Ben şimdiki zamandan bahsediyorum. Senin Gary Glitters'ından ve otlarından.
Son vrai nom, c'était Glitter.
Destiny... Gerçek adı Glitter'dı.
"Allez, les enfants, les paillettes sur les macaronis et collez!" " Collez!
Şimdi çocuk, get ze glitter on ze macaroni und stick!
Hé, mec.
Oi. Gary Glitter.
Glitter, j'aime bien ce à quoi ressemble ta lèvre supérieure.
Üst dudağının görünüşü benim hoşuma gidiyor.
Glitter all over the room Pink flamingos in the pool
* Parıltılarla kaplı bir oda, pembe flamingolar havuzda *
- ♪ glitter all - ♪ Around the room - ♪ pink flamingo - ♪ In the pool
* ParıItılarla kaplı bir oda, * pembe flamingolar havuzda *
Nous savons tous que du ravin scintillant à la piste, cette ville brille mille fois plus que Times Square le nuit.
Hepimiz biliyoruz ki Glitter Gulch'tan Strip'e kadar bu kent, geceleyin Times Meydanı'ndan daha aydınlık.
Paillettes.
... Glitter.
je veux dire, j'ai élevé Paillettes.
Yani, Glitter'ı ben büyüttüm.
Où sont passés Snot et Paillettes?
Snot ve Glitter nereye gitti?
Il a dit qu'il ne pouvait pas attendre jusqu'à la fin du bal pour perdre sa virginité, donc il a ramené Paillettes dans sa limo.
- Ayrıldı. Milli olmak için balodan sonrasını bekleyemeyeceğini söyledi ve Glitter'i limuzinine geri götürdü.
Paillettes, tu n'est pas juste une conquête.
Glitter, sen fethedilecek bir toprak değilsin.
Tu es prête, Paillettes?
Hazır mısın, Glitter?
Paillettes?
Glitter?
Uh... um... gli... Glitter-rock vampire
Ah... ımm... siml... ♪ Metalci tipli simli vampir ♪
Ou alors tu mets des paillettes ou des collants.
Ya Glitter parfümünü sıkıyorsun ya da külotlu çorabını giyiyorsun.
Briller.
Glitter.
Briller!
Glitter!
Cette merde appartient à Glitter Toe Entertainement, et je l'aime bien.
Glitter Toe Entertainment bu batakhanenin sahibi... kim ne derse desin.
- Nacré!
Glitter!
Non, non, non.
♪ pour glitter all over my bed ♪ ♪'cause some magic is now... No, no, no.