Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Gol

Gol перевод на турецкий

3,242 параллельный перевод
Il est temps de déterminer qui marquera le point décisif. Et prendre le ballon...
Aranızdan hangilerinin gol vuruşunu yapabileceğini belirleme zamanı.
Tu te souviens, quand tu as marqué à ton insu?
O günü hatırlıyor musun? Top kafana çarpıp gol olmuştu ama sen farketmemiştin bile.
Je peux toujours assurer la fête de Kojo et T.D.
Kojo'nun gol attığında yaptığı hareketi hâlâ yapabiliyorum.
- Ils ont marqué.
Cal gol attı..
Cinq têtes à têtes, et vous êtes à exactement 30 yards et zéro touchdowns face à lui.
Beş defa kafa kafaya gediniz karşında o varken hiç gol atmadın.
T'es juste à la ligne d'en-but, avec tout ce que tu as toujours voulu.
Gol çizgisindeydin. İstediğin her şeyi alacaktın.
Sammy : Uh-oh, c'est un touchdown!
Gol mü oldu ne?
Compte un but aujourd'hui.
Bugün gol at.
"Martin Brodeur sur un de ses 36 arrêts en route pour un blanchissage."
"Martin Brodeur 36 kurtarışıyla hiç gol yemeden maçtan zaferle çıktı."
Et Max vient de marquer un but.
Ve Max az önce gol attı.
Bébé, tu te souviens quand le Brésil a marqué et que tous ces Brésiliens allumés couraient dans les couloirs en criant...
Hey, bebeğim, hatırlasana, Brezilya gol attığında, bütün çılgın Brezilyalılar holden geçip lalalala diye bağırıyorlardı! - Bunu hatırlıyor musun?
Je vais te dire quelque chose, nous arrêterons de jouer, si tu peux marquer un point contre nous.
Bak ne diyeceğim, bize gol atabilirsen oynamayı bırakırız.
Qu'est-ce qu'on a? Dallas vient d'égaliser avec un botté de placement, 3-3.
Dallas bir gol daha attı. 3-3.
Jusqu'à présent, Eckert doit progresser vers la zone de placements.
Bu çeyrekte Eckert'ın ileride mevzi kazanarak gol pozisyonuna girmesi gerekiyor.
- Je respire! - Sauvés!
İşte gol böyle atılır gülüm!
Un touché!
Gol!
Essaie de marquer!
Pas atarsan nasıl gol atacaksın?
Quand on rêvait à notre enfant imaginaire, j'aurais dû préciser quel but.
Asla sahip olamayacağımız çocuğu hayal ederken "Kendi takımına kazandıran gol" demeliydim!
Tu voulais qu'il marque un but pour prouver que tu...
Kendin için gol atmasını istedin...
Cassie et les autres sont allés à la maison du lac voir si elle y est.
Cassie ve diğerleri göl evine onu kontrol etmeye gidiyorlar.
Et c'est notre maison du lac.
Göl evi de bizim olduğuna göre...
Elle a dit à Cassie qu'elle allait à la maison du lac.
Cassie'ye göl evine gideceğini söyledi.
Je me suis arrêtée chez une amie sur le chemin du retour.
" Göl evinden dönüş yolunda bir arkadaşa uğradım.
C'est pour ça qu'il restait à la maison du lac tout le temps.
Bu yüzden hep göl evinde kalıyordu,
Arrête, vous vous êtes embrassés à la maison du lac.
Hadi ama. Göl evinde öpüştünüz.
Tu sais à la maison du lac, quand Simone t'a attaqué... tu savais pendant tout ce temps.
Göl evinde Simone sana Saldırdığında biliyordun... Bütün bu zaman boyunca biliyordun.
Tu as dit que le sort était censé lui faire oublier tout ce qu'elle a vu à la maison du lac.
Sen büyü'nün onun göl evinde Gördüğü herşeyi ona unutturması gerektiğini söylemiştin.
Mais le lac gelé où j'avais créé un portail entre les mondes n'était pas sûr,
Fakat iki evren arası kapıyı açtığım yerdeki donmuş göl çok güvensizdi.
Sous-titres : nathbot ~ bufgelfly ~
Anıl Göl ( Ozyro )
Le lac...
Göl ise- -
Les saules pleureurs poussent près de l'eau... Les lacs ou les mares.
Salkım söğütler genelde su kenarlarında yetişir göl ve göletlerde.
On pourrait retourner au chalet près du lac au printemps?
Anne, o göl kenarındaki kulübe vardı ya? Bahar tatilinde yine oraya gidebilir miyiz?
Où est le Lac Reiden?
- Nerede bu göl?
Ce lac où nous sommes passés était gelé.
Üzerinden geçtiğimiz göl donmuştu.
je vous le garantis.
Burası göl gibi zenci kanıyla kaplanır. Sana garanti veriyorum. Çocuklar.
Alors, qu'est ce que j'ai loupé?
Bir gol atıldı.
Autrefois, mes parents louaient un bungalow près d'un lac.
Ben küçükken, ailem göl kenarında bir kulübe kiralamıştı.
Plein petit temps faire gros temps.
Damlamak damlamak göl olmak.
Il les a lestés avec des roches et les a cachés sous des arbustes au bord du lac.
Evet. Kaya bağlayıp suya gömmüş, cesetlerini de göl kıyısındaki çalıların altına saklamış.
{ \ pos ( 192,220 ) } En utilisant un autre lac, il a doublé son terrain de chasse.
Başka bir göl kullanarak öldürme alanını ikiye katladı.
Ce lac signifie autre chose que de l'eau froide.
Bu göl onun için soğuk su dışında bir şey ifade ediyor.
Drew a voyagé à travers les mers, les contrées ou les lacs, j'en sais rien.
Drew deniz kenarında yaşayan bir adamdı. Ya da karada, belki göl bilmiyorum.
Quand tu m'as vendu ta part de la maison du lac de grand-père...
- Büyükbabamızın göl evi üzerindeki hakkını bana devrettiğinde...
Bien sûr. Dites-moi, M. Dean, dans quel état est la maison du lac?
Bay Dean, dinleyin göl evi ne durumda?
Où tu vas, La Flaque?
Nereye gidiyorsun, Göl Adam?
- La rivière.
- Göl.
La rivière l'a laissée là, Josh.
Göl onu buraya sürüklemiş, Josh. Bir çöp parçasına dönmüş.
Le lac était gelé sur 1 m d'épaisseur.
Göl bir metre buz tutmuştu.
Il y a un tunnel et un lac.
Dağdaki tünelden geçiyorsunuz, bir göl var.
Et là, c'est la cible.
Şimdi, bu gol.
Il compte.
Gol.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]