Translate.vc / французский → турецкий / Groin
Groin перевод на турецкий
65 параллельный перевод
T'en as un joli groin
Ağzında bir elmayla çok güzel görünürsün.
je contemplais mon groin avec délice.
Burnumla yaptığım araştırmaların zevkini yaşardım.
Groin-groin.
Oink, oink, Babacık.
Où est ton petit groin?
Dalga mı geçiyorsun?
" L'abrutissement, au groin de porc,
" Korumacı kanatlarıyla...
Nous avons tous un nez. Quel que soit le nom qu'on lui donne : Le pif, le tarin, le blase, le groin, la truffe, le zen.
Hepimizin sadece bir burnu vardır, ona ne derseniz deyin... aksırgaç, gaga, koklangaç, domuzcuk burnu... hepsi aynı şeydir.
Groin-groin.
Oink-oink!
Toi... l'avorton au groin de cochon!
- Sen, domuz kılıklı.
Dis à m'sieur Vipèrenoire que m'sieur McVipère l'attend chez moi à 5 h... dès que c'gros cochon truffier prussien aura son groin fourré dans l'seau à meringues.
Neyse ben çıkıyorum artık. Bay Blackadder'a Bay McAdder'ın saat beşte geleceğini söylersin. Şu şişko Prusya domuzu, bir kova kurabiyenin içine burnunu sokar sokmaz söyle.
Passe-lui le "groin groin".
Hanımlar, durun bakalım.
- Juste 10 minutes! Alors du groin, où est la graille?
Şimdi, müsade ederseniz, bir oyunbozanla şakalaşmaktan daha önemli işlerim var yapacak.
On dirait le groin d'un cochon essayant de traverser le mur.
Sanki bir domuz bir duvarı diğerine doğru itiyormuş gibi görünüyor.
- Aboule, tête de groin.
- Hepsini bitirme pis kokarca!
Petit porc fait groin-groin, petite poule fait cot-cot, petit poulet fait coq-o-rico cocorico-cocorico.
Küçük domuz der ki "mmm-mmm" Küçük tavuk der ki "gıt-gıt" Küçük horoz der ki Ü-ü-ürüüü-üüüü
Petit canard fait coin-coin, petite poule fait cot-cot, petit porc fait groin-groin, petit poulet fait coq-o-rico cocorico-cocorico
Küçük ördek der ki "vak-vak" Küçük tavuk der ki "gıt-gıt" Küçük domuz der ki "mmm-mmm" Küçük horoz der ki
Petit cobaye fait squweek-squweek, petit canard fait coin-coin, petit porc fait groin-groin, petite poule fait cot-cot, petit poulet fait coq-o-rico cocorico-cocorico.
Küçük beç tavuğu der ki "rak-rak" Küçük ördek der ki "vak-vak" Küçük domuz der ki "mmm-mmm" Küçük tavuk der ki "gıt-gıt" Küçük horoz der ki
Petit chien fait wouf-wouf, petite poule fait cot-cot, petit porc fait groin-groin, petit canard fait coin-coin, petit cobaye, squweek-squweek.
Küçük köpek der ki "hav-hav" Küçük tavuk der ki "gıt-gıt" Küçük domuz der ki "mmm-mmm" Küçük ördek der ki "vak-vak" Küçük beç tavuğu der ki "rak-rak"
Babe, qui ne s' tait servi de son groin que pour se nourrir, d couvrit qu'il pouvait se retrouver dans une myriade d'odeurs.
Yiyeceğini aramak dışında burnunu hiç kullanmayan Babe, kısa zamanda koku duyargalarının hünerlerini kullanarak yolunu bulmayı öğrendi.
Quelqu'un reveut du groin?
Kayanın üstündeki bakteri tabakasını yalıyor. Yediği buymuş!
Elle le mène par le bout du groin.
Aile domuzu gibi kırbaçladı.
Te fais pas mener par le bout du groin.
- Onun kırbaçlanmış domuzu olma. - Evet, bak...
En voilà un qui aime le groin.
Birileri domuz burnuna bayılıyor.
Groin, groin, gros lard.
Oink, oink, şişko.
Alors bas les pattes! Ne mets pas ton groin dans les affaires des autres.
Çek ellerini ve burnunu başkalarının işlerinden...
" Voilà mon groin.
"Bu da burnum." Bu da burnum.
Je suis un cochon de lait Voilà mon groin
? " Ben küçük bir domuzcuğum, bu da burnum,? ? Oink, oink, oink oink, oink, oink?
- "Hé"? Tu veux dire "groin groin"?
- "Hey" mi? "Oink" demek istedin.
Voilà le groin, les pattes avant et arrière.
Burnu, uzuvları, baş ve kıç tarafı.
Visiblement un groin refait.
İspiyoncuk yeteneği gayet belirgin.
Le cochon fait "groin"! La poule...
Domuz'oik'diyor, Tavuk ise...
- C'est lui. - Groin, groin.
Bu o!
Je suis Munk et j'ai un groin.
Ben antenim istediğim kanalı izlerim.
Le cochon, tu as une abeille morte dans le groin.
Pig, sanırım burnunda ölü bir arı var.
ou plutôt, le "groin".
Yani domuz burnundan.
On garde le groin.
Burnu böyle kalacak.
Un groin?
Burun mu?
je vous dis qu'elle avait un groin à la place du nez, et je ne suis pas fou.
Yüzünde kocaman bir domuz burnu vardı. Ben deli değilim.
- Ce nez serait mieux en groin.
- Bu burunun domuzcuk olması daha iyi.
Garde-moi les oreilles et le groin.
Burnuyla kulaklarını bana ayırın.
Tu me respectes! Ou je te casse le groin!
Göstermezsen kafanı kırarım!
Le cochon fait : "Groin."
Domuzlar oynk der!
la journée je travaille au restaurant l'OINK ( groin ).
Gündüzleri bir restoranda çalışıyorum.
- Restaurant "Le Groin"
- Oink Joint Lokantası.
Groin Groin, connard.
Honk honk, orospu çocuğu.
Je m'occuperai de ton groin après!
Seni sonra halledeceğim!
Tu vois comment il garde son groin bien haut?
Burnunu nasıl yukarıda tuttuğunu gördün mü?
Les serpents à groin de Madagascar ont appris à surveiller les sites de ponte des iguanes et à repérer l'endroit précis où les œufs sont déposés.
Hognoz yılanları, bu değerli ziyafetin gömülü olduğu yeri bulmak için iguanayı gizlice takip etmeleri gerektiğini öğrenmişler.
Mon groin! Mon magnifique groin!
Burnum, güzel burnum!
Me jeter des fruits ou me botter le groin?
Suratıma meyve atabilir ya da kasıklarımı tekmeleyebilirsiniz.
Je n'enterrerai aucune hache, à moins de pouvoir viser ton groin.
Kasıklarına gömmek dışında William, balta, malta gömmeyeceğim.
"Cul de porc à la crème", "échine frite au groin",
"Kremalı Domuz Kıçı", "Burunda Kızartılmış Gerdan",...