Translate.vc / французский → турецкий / Gène
Gène перевод на турецкий
887 параллельный перевод
- Elle ne me gène pas.
- Hayır, sorun değil.
Mourir ne me gène pas.
Bak, Öldürülmek umurumda değil.
Ça ne me gène pas.
Rahatsız etmedi.
Moi, ça me gène.
- Beni ediyor.
Vous avez raison, J'espère que ça gène personne de ressembler à un clown avec un globe!
Kimsenin bir panayır balonu gibi görülmeye itirazı yoksa gayet haklısın.
II y a juste une chose qui me gène.
Elbette, tek bir şey hariç.
La cendre ne te gène pas, cheri La.
Arthur, sorun nedir?
Votre présence me gène.
Yalnız bırakın beni.
Pour lui aussi d'ailleurs, ce serait une gène de rester ici.
Onun için de... burada kalması çok sıkıcı olacaktı.
Non. Ce n'est pas cela qui me gène.
Hayır rahatsız eden kesik değil.
Vous ne m'aviez pas dit qu'il y avait un mandat contre vous, pour rébellion et blessure sur un policier à Gène.
Hiç yoktan onun peşine düşmediler. Tutuklamaya direnmekle ve Cenova'da bir devlet memuruna saldırmakla suçlanıyorsun.
Je vous demandais ce qui était arrivé à Gène.
Cenova'da neler olup bittiğini soruyorum.
A Gène?
Cenova'da mı?
Vas-y, te gène pas.
Çekinme, al.
Si cet argent te gène, jette-le.
Madem böyle düşünüyorsun, neden parayı geri vermiyorsun?
Une gène que je souhaite éviter
Bundan sakınmak isterim.
Qu'est ce qui vous gène?
Sorun ne?
Ça me gène quand je joue au tennis.
Hatta tenisim bile etkilendi.
- C'est seulement qu'elle me gène.
- Çok sakar hissediyorum.
- Ce gène me fait défaut.
Şey, sanırım o departmanda bir tür aranan kişi olurdum.
je te serais très reconnaissant si tu voudrais bien me remettre La Panthère Rose, ci ça ne te gène pas trop.
Bana Pembe panteri verirsen çok mutlu olurum, Çok sorun değilse.
D'ailleurs, si ça vous gène tellement, je peux me retirer.
Ve kimsenin hoşuna gitmiyorsa, hemen gidebilirim.
Ce genre de choses me gène psychologiquement, pour une raison ou pour une autre je ne comprends pas,
Bu tür şeyler, anlayamadığım nedenlerden dolayı beni psikolojik olarak rahatsız ediyor.
Mais si ça vous gène je vais éviter.
Ama eğer size sıkıntı verecekse, rahatsız etmek is...
- Ça vous gène?
- Bu sizi raharsız mı etti?
Tu en as envie, mais ça te gène de l'admettre!
İstiyorsun,... fakat utandın!
On n'a pas un seul gène en commun!
Bütün genlerimiz farklı.
Le gène de l'audition n'existe plus depuis longtemps sur ma planète.
Duyma geni, gezegenimdeki iktidar soyunda bulunmaz.
Mais ça ne me gène pas.
Ama önemli değil.
Et je préfère ne pas en parler, Si cela ne vous gène pas.
Ve kafana takmazsan artık, bu konuda konuşmak istemiyorum.
Ça te gène?
Yoksa utandın mı?
Bah euh, il grince, alors ça gène.
Gıcırdıyor. Çok rahatsız edici.
Non, mais tu veux rire, ça me gène.
- hayır, pantolon olmaz! utanırım..
Ce médecin est très fort et dès qu'il t'enlèvera tout ce qui te gène, ça sera finit.
Doktorumuz çok iyi. Seni rahatsız eden şeyi aldıklarında eskisi gibi sapasağlam olacaksın.
Ca ne me gène pas que vous sachiez tout cela sur moi mais je ne suis pas sûre de vouloir le savoir moi-même.
Benim hakkında her şeyi bilmenize gerçekten aldırmıyorum Bilmek istediğime de çok emin değilim.
Ca ne vous gène pas que les gens ayant des rapports sexuels dans votre établissement jouent à la roulette russe?
Senin hamamında seks yapanların... rus ruleti oynadığını biliyor musun?
- La lumière me gène.
- Işık beni rahatsız ediyor.
Ca te gène si je les touche?
Göğüslerine dokunmamın bir sakıncası var mı?
Ça te gène moins quand c'est à Belfast...
Evet, Belfast'ta olunca mesele yok, değil mi?
Wu a inséré un gène qui crée une enzyme défectueuse dans le métabolisme.
Wu, protein metabolizmasında defolu enzim yaratacak bir gen yerleştirdi.
Quelque chose me gène, ici.
Burada bir şeyler beni rahatsız ediyor.
Je peux activer ce gène avec une cellule T synthétique pour que le corps combatte l'infection.
Sentetik bir T-hücresiyle o geni harekete geçirebilirim, böylece bedenin doğal yoldan savaşır.
Au lieu d'activer un seul gène endormi, elle les a tous activés en même temps, ainsi que vos introns.
Tek bir hareketsiz geni etkileyeceğine intronlar dahil hepsini aktif hale getirdi.
Seule une personne sur deux millions a le "gène malfaisant".
Eee, sadece 2 milyonda bir insanda "kötülük geni" vardır.
- Regardez, ça ne me gène pas.
- Bakabilirsiniz. Mahsuru yok.
J'aime peut-être les graines parce que j'ai le gène.
Ya ay çekirdeklerinden hoşlanıyorsam, ve bunun nedeni genlerim ise?
On a identifié un gène mutant qui a activé des gènes qui sommeillaient.
Test sonuçlarında, önceki dominant genleri aktifleştiren, mutasyona uğramış bir gen bulundu.
Mais t'as un gène, Eugène, dans ton A.D.N. qui renvoie ces graisses dans tes cellules et qui déclenche des horreurs.
Sizin D.N.A'nız içinde bir gen vardır O gen, bunu doğruca, yağ hücrelerinize gönderir, ve çirkin görüntülere neden olur.
Ça me gène.
Utanırım sonra.
Ça te gène?
sen istemiyor musun?
mufle sans gène!
Seni terbiyesiz!