Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Heh

Heh перевод на турецкий

480 параллельный перевод
J'ai deviné que c'était vous.
Sen olduğunu düşündüm. Onu da işitmiştin, heh?
Ha. Heh-heh.
Başını kaldırıp gül.
Il te va bien.
- Sana yakışıyor. - Heh.
- On a tenu le coup à Shiloh.
- Topraklarımızı koruduk Shiloh'da. Heh.
Tu as déjà vu un homme tomber comme ça?
Hiç böyle düşen bir adam gördün mü? Heh.
Il a entendu le mot "clôture".
Heh. Steve "çit" sözcüğünü duydu.
- Hé... Peut-être.
Heh.
Tiens, une balle!
Heh, bir tane topumuz varmış.
Je l'ai!
Heh yakaladım. yakaladım!
Enfin je te trouve!
Heh, buradasın.
J'ai pensé qu'en en tenant un un moment, il s'y habituerait.
Düşündüm ki bir süre birinintutarak oturursa alışabilir.Heh!
Elle sent l'alcool à un kilomètre.
Alkolün kokusunu bir mil öteden alır. Heh!
J'aimerais dire quelque chose. Pas maintenant. Nous partons.
birşey söyleyeceğim heh, Şimdi gitmemiz gerek.
Ah Eh heh heh no heh!
Ah Eh heh heh no heh!
Giuseppe Benvenuto, alias Joe Welcome.
Giuseppe Benvenuto, lakabı - heh-heh - Joe Welcome.
" Hé
" Heh
- Hé
- Heh
- Hé! "
- Heh! "
- Il est hors de prix.
heh!
- T'en as jamais pris, hein?
- Heh ilk kez mi?
C'est trop bon, hein?
Heh, heyecanlı?
Les gars savent.
Zenciler bilir. Heh-heh-heh.
Qu'est-ce que c'est que ça?
- Heh. Ne bu, "Ahhh-ha?"
Zack, Jack.
Heh. Jack!
Ah, tu abandonnes?
Teslim oldun, heh?
Ah, le voilà.
Heh, işte burada.
Où est l'américain?
İngilizcesi nerede? Heh burada.
Elles étaient toujours jaunes, vous voyez?
- Her zaman sarıydılar, hatırlıyor musunuz? - Heh-heh-heh!
Les avocats ne dorment jamais.
Avukatlar, biz hiç uyumayız. Heh-heh-heh!
Vous n'étiez pas mal non plus, vous savez.
Heh, sen de hiç fena değildin aslında.
- Peter, ne sois pas grossier.
Heh heh heh!
T'as pas de fils.
Heh-heh! Senin oğlun yok ki.
C'est tout?
Heh! Bu kadar mıydı?
- Heh, heh. - Tu as de la fièvre?
Tatlım, ateşin mi var?
Il faut les isoler et les étudier pour trouver ce qu'ils ont qui pourrait nous être utile, personnellement.
Her neyse, belki beraber sinemaya gidebilirler ya da alışverişe ya da kütüphanedeki yaşlılarla dolu olan odaya Heh!
Les trucs que je connais pas, mais...
Bilirsin, detaylar.Bu madde Bilmiyorum. Ama, uh- - Heh.
'Heh, heh, heh.'
"Heh, heh, he."
Je ne dirais pas ça.
- Heh. Hayır, bu terimi kullanmayı sevmem.
Je dois aller a l'hôpital voir papa.
Heh. Babamı görmek için hastaneye gitmek zorundayım.
Heh heh.
- Dimitrios döşedi.
Ça vaut combien, à ton avis?
50 varil barut kaç para yapar biliyormusun, heh?
Il faut dire quelque chose pour eux.
- heh,..?
Vous laisser seule.
- Buradan yalnız gidiyorsun..... sana bir şey olursa kendimi affetmem.. - heh..?
Tiens, c'est pour toi... et voilà pour toi. Allez vous reposer, grand-mère...
Bu şekerler sizin, heh.
Si vous sentiez l'appel de la nature.
hissederseniz... heh heh... doğanın çağrısını hissederseniz, fakat...
Ma chérie!
- Hayatım! Oh, heh heh...
De quoi j'ai l'air?
Tek başına. 0h, bebeğim! Heh! Nasıl görünüyorum?
C'était un rire naturel.
- "Heh-heh-heh..." - Bu gerçek bir gülüştü.
Pouce!
- Amca! - Heh heh heh.
L'amour est sur Terre La plus prà © cieuse des choses.
Heh. Uh. Şunları almama izin ver.
On se souvient de Troy dans les films
Heh, tamam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]