Translate.vc / французский → турецкий / Hem
Hem перевод на турецкий
44,316 параллельный перевод
Sauf que je les laisserais parler. Aussi fort qu'ils voudraient.
Tek fark olarak onların konuşmalarına izin vererek, hem de istedikleri kadar bağıra çağıra konuşarak.
Je t'apprécie beaucoup.
Hem de çok. Ama yapamam...
Non seulement elle pourrait valider ma théorie, et alerter les gens.
Teorimi hem onaylayabilecek hem de toplumu uyarabilecek birkaç insandan biri.
- Oui et non.
- Hem evet hem hayır.
Ca me fait me sentir bien, lui aussi, Et c'est assez.
Hem beni hem de kendini iyi hissettiriyor ve bu yeterli.
Au milieu de Los Angeles.
- Hem de Los Angeles'in ortasında.
Non, tu es juste revenue dans ma vie après dix ans, plus que contente de la démolir une fois de plus, de manière figurée comme littérale.
Hayır ; yaptığın, on yıldan sonra hiçbir şey olmamış gibi tekrar mahvetmek için gayet hevesli bir şekilde hayatıma girmek hem mecazi hem de gerçek anlamda.
Pourquoi est-elle est encore ici?
Hem neden hala burada ki?
Est et ouest de votre position.
-... hem doğunuzdaki hem batınızdakiler.
Mais quand on était à L.A., sur l'affaire de John David Bates, Scratch a refait surface, mais cette fois, à l'école de Jack.
Ama biz L.A.'de John David Bates vakasına bakarken Tırmık yeniden ortaya çıkmış, hem de Jack'in okulunda.
- tout de suite.
- hem de hemen.
Ce soir.
Hem de bu gece.
Et tu pourrais avoir ces pièces multifonctionnelles où tu pourrais te doucher et cuisiner.
Sen de hem yemek yapabildiğin hem de duş alabildiğin çok amaçlı odana kavuşursun.
Et six personnes serait une violation du règlement de l'appartement.
Hem altı kişi dairenin sözleşmesine aykırı.
C'est une... fille sympa qui n'est pas Coach.
Hem sempatik birisi ve hem de Koç değil.
Même après mon discours?
Hem de yaptığım konuşmanın üzerine?
De plus, c'est de mauvais goût de fustiger ton propre vote.
Hem kendi oyun için koşuşturman saçma olur.
- Super grand angle.
- Hem de çok.
De ce fait, j'ai été autorisée à vous proposer ce qui suit.
Hem size bazı teklifler sunmak ile yetkilendirildim.
Je les déteste presque autant que je t'aime, ce qui est beaucoup.
En az seni sevdiğim kadar hem de ki bu da çok fazla demek.
Aussi, peut-être que quelqu'un a réalisé quelques instants avant le vote que, si on y réfléchit, mon lit...
Hem belki de birisi bu oylamanın hemen öncesinde...
Je possède un grand registre détaillant tout les dommages qu'elle a fait, que je suis ravi de partager avec vous, gratuitement.
Sebep olduğu zararların detaylı bir kaydı elimde var. sizinle paylaşmaktan mutlu olurum, hem de bedava.
Très beau.
Hem de çok güzel.
Très, très, récemment.
-... çok, çok yakın hem de.
a pris une arme... et l'abbatu le même jour.
bir silah aldı... ve onu vurdu. Hem de emri aldığı gün.
Il est dans un lieu tenu secret pour sa protection et celle de ses gardes.
Hem kendi hem de başındakilerin güvenliği için gizli bir yerde tutuluyor.
C'est privé ici.
Hem özel mülktesin.
- Et une entrave à la sécurité nationale.
- Hem de bir ulusal güvenlik fiyaskosu.
Un vote peut faire la différence, non?
Hem "Bir oy her şeyi değiştirebilir" demezler mi hep?
Une réponse catégorique.
Kesin bir cevap hem de.
Et j'ai peur aussi.
Hem ben de korkuyorum.
Non, je t'ai déjà dit que je ne pouvais plus retracer son appel, et même si je le pouvais, j'ai été viré de mon bureau.
Dedim ya, yerini tekrar saptayamam hem yapabilecek olsam bile zaten beni odama sokmuyorlar.
Ceci est l'attrayant appel... d'une femelle.
Davetkâr bir çağrı. Hem de bir dişiden!
C'est à cause des éclaboussures et du ruissellement.
Hem deniz suyu serpintisi hem de akıntı alanı.
Du coup, je connaîtrai tout le monde de vue, pour pouvoir s'introduire à cette cérémonie du Pattern Day sans... être socialement embarrassés?
Yani herkesi görür görmez tanıyacağım öyleyse şu Patern Günü törenine gidebiliriz ; hem de hiç... Belalı sosyal gariplikler olmadan mı?
Et puisque Sly est manifestement nerveux. pourquoi ne l'aides-tu pas un peu?
Hem, madem Sly bu kadar gergin neden ona biraz yardım etmiyorsun?
L'intelligence et la force!
Hem zeki hem güçlü!
J'étends mon répertoire de film.
-... hem de Paige'in en sevdiğine? - Film repertuarımı genişletiyorum.
J'ai modifié un régulateur de plongée il y aura des entrées et des sorties.
Bir dalgıç regülatörünü modifiye ettim hem nefes alma hem de boşaltım olacak.
Sans la tenue de chef, j'aurais parié que M. Leshner était charmeur de serpent, et pas doué.
Üzerinde aşçı üniforması görmesem Bay Leshner'in yılan oynatıcısı olduğunu düşünürdüm, hem de kötü olanından.
Qui s'est passé juste sous notre nez.
Hem de burnumuzun dibinde oldu.
En plus, Moriarty vous a fait le coup, pas l'inverse.
Hem sana bunu Moriarity, sen ona yapmadın.
Comment avez-vous obtenu un mandat?
Hem arama iznini nasıl aldınız?
Tu viens ici et me parles sur ce ton sans rien pour appuyer les faits?
Buraya gelip böyle konuşuyorsun hem de hiçbir kanıtın yokken.
Il était dans l'espace.
Hem de uzaydaydı.
Les Services Secrets et leurs homologues chinois. le CSB, seront présents.
Hem Gizli Servis hem Çinli Servisler hem de CSB orada olacak.
J'essaye vraiment de la protéger, et ne pas lui montrer que j'ai peur, et il y a un monstre dehors qui attaque des infirmières.
Frank, onu korumaya o kadar çalışıyorum ki korktuğumu anlamasın diye uğraşıyorum dışarıda hemşireleri avlayan bir manyak varken hem de.
Pour s'amuser
Hem zevk için hem eğlence Yok daha bir yol gerekçe
Deux fois aujourd'hui.
Evet, ama dedin. Bir nevi bir günde iki kez hem de.
C'est vrai.
Gerçekten çok haklı hem de.
Toutes sans exception.
Hem de hepsi.