Translate.vc / французский → турецкий / Hey
Hey перевод на турецкий
136,909 параллельный перевод
Salut, Rocky.
- Hey Rocky.
Allô?
Hey?
Hey.
Selam.
Hey, Flash.
- Flash. Süper kahraman.
- Fort et clair. Hey. Donc, nous l'avons trouvé.
- Tamam, bulduk.
Et maintenant nous sommes tous en Des problèmes, et surtout d'iris, Parce que je ne pouvais pas garder ma bouche fermée! Hey!
Şimdi de Iris başta olmak üzere hepimiz tehlikedeyiz, çünkü ben çenemi kapalı tutamadım!
" Hé, salope.
" Hey, Korkak.
Hey, Matt, comment tu vas?
Merhaba Matt nasılsın?
Hey, Dorian.
Merhaba Dorian.
Donne lui mon sang.
Hey! Ona benim kanımı verin.
- Hey, mon bébé.
- Merhaba tatlım.
Je suis désolé c'est devenu fou aujourd'hui.
Hey, Dorian. Bugün burada olan delilikler için özür dilerim.
Hey, c'est Bonnie.
Merhaba ben Bonnie.
Hey, c'est moi.
Merhaba benim.
Hey, comment tu m'as trouvé?
Beni nasıl buldun?
Hey. Non, non, non, non, non.
Hayır, hayır olamaz, hayır.
Écoute-moi.
Hey, dinle.
Allez, la rousse.
Hey, hadi ama Kızıl.
Où est le doyen?
Hey, dekan nerede?
Tu n'as rien oublié?
Hey, bir şeyi unuttun sanki.
Mec, je lis le même livre.
Hey! Ben de bunu okuyorum.
J'ai contesté ce putain de jugement.
Hey! Ben o şartlara itiraz etmiştim.
Hé, tu ne m'as pas dit qu'il était végétalien? Et plutôt à cheval sur le principe.
Hey, bana onun vejetertan ve sorgulayıcı biri olduğunu söylememiştin.
Hé, Eric, il y a quelque chose de bizarre ici.
Hey, Eric, burada birşeyler oluyor.
Hé!
Hey!
Hé, Mo.
Hey, Moo.
Reste-là, toi!
Hey! Orada kal, adamım!
Murph-Murphy, c'est ça?
Hey, Murphy'ydi, değil mi?
Hey, 1305. On s'occupe d'une agression possible en cours.
Hey, 1305, bize gerçekleşen potansiyel saldırıyı göster.
Police!
Polis, hey!
Rookie.
Hey, çaylak.
Salut.
Hey. Merhaba.
On sait quel étage, ou...?
Hey, kat falan gibi birşeyimiz var mı?
Hé, monte le son.
Hey, sesi aç.
Gideon!
Hey, Gideon!
Hé.
Hey.
Hé!
Hey.
Hé, laisse-le.
Hey! Hey! Bırak gitsin.
Hey, bébé...
Hey, bebeğim?
Il est là.
Hey! İşte, balonun güzel kadını.
Il a accepté de jouer le jeu.
Hey, o kabul etti güzel davranacağım diye.
Hey, Maddox, est-ce que maman t'a déjà dit que nous avions l'habitude de travailler ensemble?
Hey, Maddox, annen bizim hiç beraber çalıştığımızı anlattı mı?
Hé, Dumont, qu'est-ce qui se passe? Qu'est-ce qu'il y a?
Hey, Dumont, neler oluyor orada?
Du calme.
Hey, hey, sakin olun hele.
Eh!
Hey!
Une dernière chose.
Hey, bir şey daha.
Capitaine, il faut que vous voyiez ça.
Hey, Yüzbaşı. Bunu görmeniz gerek.
Chérie, mon amour se met pas en laisse.
Hey, bebeğim, beni tutabilecek bir tasma yok.
Salut Bonnie.
Bonnie, hey.
Vous vouliez me voir?
Tamamdır. Hey, Beni mi görmek istedin?
Salut, Jug.
Hey, Jug.