Translate.vc / французский → турецкий / Hhm
Hhm перевод на турецкий
75 параллельный перевод
Hhm.. - Merci!
Çok teşekkür ederim.
Écoutez, je sais que HHM est tout beau, tout classe, rempli d'avocats, et que comparé ŕ eux, je suis un soda voulant concurrencer Coca-Cola, mais réfléchissez :
Bakin, biliyorum HHM çok efsane görünüyor. sirkette bir sürü avukat var, onlarin yaninda ben Wal-Mart ile kapismaya çalisan limonataci çocugum. Ama söyle de bir sey var...
On va me sanctionner pour avoir le męme nom qu'un des associés?
HHM ortaklarindan biriyle adim ayni oldugu için cezalandirilacak miyim yani?
Non, oui. HHM est un pilier de la communauté, c'est vrai...
Evet, HHM toplumun arkasinda duruyor biliyorum.
- Et je vendrais ses parts de HHM.
Ben de onu HHM ortaklığından çıkarırım.
Mais tu sais que je me suis investie chez HHM.
Ama HHM'de ne kadar çalıştım biliyorsun.
Lorsqu'on s'est vu, vous étiez enthousiastes, et vous avez été très clairs, à l'idée que HHM vous représente.
Çünkü son karşılaşmamızda, epey hevesli bir şekilde... Yani HHM tarafından temsil edilme konusunda ısrarcıydınız diyelim.
Écoute, Jimmy... je sais que c'est... beaucoup te demander, mais dis-leur de revenir chez HHM.
Bak Jimmy... Biliyorum... Biliyorum bu rica edilecek bir şey değil ama onları HHM'e dönmeleri için ikna etmelisin.
Je vous suggère de retourner chez HHM.
HHM'e geri dönmenizi şiddetle tavsiye ederim.
Alors retournez chez HHM, excusez-vous auprès de Mlle Wexler, et pour l'amour de Dieu, acceptez l'arrangement.
Yani, HHM'e gidip Bayan Wexler'dan özür dileyin ve kabul edin şu anlaşmayı anasını satayım.
Vous ne pouvez pas, Chuck est associé chez HHM.
Nasıl olacak bu? - Chuck HHM'in ortağı.
... faire appel à HHM.
HHM'e yönlendirmemiz gerekiyor.
Référer ce dossier à HHM serait pour le bien des clients.
Bu davayı HHM'e taşıyarak müvekkillere iyilik etmiş olacağız.
On la transfère à HHM?
Davayı HHM'e veriyor muyuz?
Kim, Daniel, allez voir les signataires, présentez-vous au nom de HHM.
Kim, Daniel. Jimmy'nin anlaştığı müvekkillerin listesini alın. Kendinizi HHM'in yüzü olarak tanıtın.
- On trouve ça malhonnête.
- HHM bunu etik görmüyor. - Konuşmuştuk.
Tu monteras ton cabinet et laisseras Hamlin et HHM derrière toi.
Mesleğini geliştirebileceksin. Hamlin ve HHM geride kalacak.
Tu sais très bien pourquoi je ne quitterai pas HHM.
Bunları defalarca konuştuk zaten. HHM'den asla ayrılmayacağım.
Il va devoir céder ou HHM coulera.
Ya dediğini yapacak, ya da HHM batacak.
Cet accueil que tu as reçu hier chez HHM, tu as vu?
Dün HHM'de gördüğümüz o karşılama neydi öyle.
Tout le monde était dans l'entrée à t'applaudir.
Ona ne diyeceksin? Tüm HHM lobisi seni alkışlıyordu.
Je vais suivre ton conseil et référer l'affaire à HHM.
Tavsiyene uyuyorum. Davayı HHM'E vereceğim.
L'affaire Sandpiper est trop grosse pour HHM.
Sandpiper davası HHM'in boyunu aştı.
Tu bosseras pas chez HHM, et Davis et Main font ce qu'ils veulent.
HHM için çalışmayacaksın. Chuck Davis Main'e kimi işe alacaklarını söyleyemez.
Chez HHM, ils sont vraiment excellents.
HHM'deki arkadaşlar mükemmel bir iş çıkardı.
La coordination se fera via HHM.
Evrak incelemesi, HHM ile koordine edilecektir.
Je devrais peut-être quitter HHM, et jouer les planquées chez D M.
Ben de HHM'i mi bıraksam? Muhteşem DM trenine atlarım.
- Nous informerons HHM si...
İhtiyaç duyulması halinde HHM'e...
Je suis ici pour vous aider, vous et HHM, à gagner contre Sandpiper.
Ben size ve HHM'e Sandpiper davasını kazandırmak için buradayım.
Inutile de le préciser, ce n'est pas bon pour HHM.
Söylememe bile gerek yok ama bu da HHM'i kötü gösteriyor.
Kim avait une responsabilité envers HHM.
Kim'in Hamlin, Hamlin, Mcgill'e karşı bir sorumluğu vardı.
HHM a financé mon école de droit.
Çok şanslıydım. HHM çalışırken beni hukuk fakültesine gönderdi.
Je n'ai rien à redire sur HHM.
HHM ile ilgili bir sıkıntım yok.
Et nous ne demanderions aucune information sur la stratégie de HHM.
İçin rahat olsun, HHM stratejisine dair bir bilgi de istemeyiz.
Je dois beaucoup à HHM. Pour vos études?
HHM'e borcum çok büyük.
Et HHM ressemble de plus en plus à une impasse pour moi.
Hem artık iyice HHM'de bir geleceğim yokmuş gibi görünüyor.
Racontez-nous votre première semaine chez HHM.
Hamlin, Hamlin, Mcgill'deki ilk haftan nasıldı bakalım?
Et je n'ai aucune intention de poursuivre HHM.
HHM'e de kesinlikle dava açmıyorum.
Ton frère travaille bien au service juridique d'Intel? Je suis avocate chez HHM.
Kardeşinin Intel'in hukuk bölümünde çalıştığını anlatmıştın ya bana ben de Hamlin, Hamlin, Mcgill'de avukatlık yapıyorum.
Je suis avocate chez HHM.
Ben Hamlin, Hamlin, Mcgill'de avukatlık yapıyorum.
Des mois de travail pour HHM. Peut-être même des années.
HHM için aylar, hatta yıllar sürecek bir dava.
Chez HHM, c'était entre cinq ans et jamais.
HHM'de olsa beş yıl ile sonsuz arasındaydı bu süre.
Schweikart Cokely remboursent HHM, et tu es associée dans deux ans, non?
Tamam. Schweikart Cokely, HHM'e olan borcunu ödeyip seni 2 yıl sonra ortak yapacak, doğru mu?
De qui? HHM?
Kimden?
Votre choix le plus sûr serait HHM.
Sizin için güvenli tercih HHM olur.
J'avais une réponse à chaque question, chaque doute, et tout ça, sans descendre HHM.
Her soruya, her endişeye verecek bir cevabım vardı ve HHM'i de kötülemedim hiç.
Après tout, ils sont allés chez HHM grâce à moi.
Yani sonuçta ilk başta HHM'e gelme sebepleri neydi ki? Bendim, yani...
Et ne vous en faites pas, je ne viens pas louer les talents de HHM.
Merak etmeyin, HHM'in meziyetlerini övmeye gelmedim.
Vous travaillez chez HHM depuis quoi, dix ans?
- Hemen getiriyorum. HHM'de çalışmaya başlayalı ne kadar oldu, on yıl mı?
De moi.
HHM mi? Benden.
Ils restent avec HHM.
- HHM'de kalıyorlar.