Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Hollywood

Hollywood перевод на турецкий

3,920 параллельный перевод
J'en ai assez d'Hollywood.
Hollywood'la işim bitti.
Et si l'un de ces garçons d'Hollywood viennent me demander, vous pouvez leur dire que j'ai dit ça...
Eğer Hollywoodlu adamlar beni ararsa, aynen böyle deyin...
♪ Tell Hollywood that l'm staying in Korea ♪
♪ Hollywood'a söyleyin Kore'de kalıyorum ♪
Comme je suis sûre que vous en êtes tous conscient, Aiden est le nouveau talent prometteur d'Hollywood.
Eminim ki Aiden'ın Hollywood'daki gelecek vadeden bir genç yetenek olduğunun farkındasınızdır.
Vous tous, vous êtes tellement plus ancrés au sol que tous mes amis de Hollywood.
Yani, siz, bütün Hollywood arkadaşlarımdan daha mütevazısınız.
Ou quelqu'un qui pense que les stars appellent Hollywood comme ça.
Ya da film yıldızlarının Hollywood'a Tinseltown dediğini sanan biri.
- Ohh... - Je deteste faire l'Hollywoodien, mais mettriez mon Pimm's Cup... dans une Coupe de Mac!
Hollywood ağzı yapmak istemem ama kokteylimi lütfen...
Ouais, c'est un sacré look pour Hollywood.
- Evet, Hollywood'da büyük ilgi çekiyor.
Qui n'a pas tenu, c'est pourquoi Amy Irving est l'actrice au chômage la plus riche d'Hollywood.
Ama işe yaramadı. Bu yüzden Amy Irwing Hollywood'daki en zengin işsiz aktris.
Oh, mon dieu, c'est une énorme productrice de film à Hollywood.
Ünlü bir Hollywood film yapımcısı.
Nous allons diner avec une productrice hollywoodienne.
Gerçek bir Hollywood yapımcısıyla yemek yiyeceğiz.
C'est Hollywood, les mecs.
Hollywood'dan bahsediyoruz.
Autoroute d'Hollywood Elle a donc déménagé à Los Angeles. J'avais un peu peur pour elle parce qu'à l'époque, à mes yeux, c'était une ville immense et dangereuse.
Böylece Los Angeles'a taşındı ve biraz korkmuştum, benim için o zaman,
Force est d'admettre qu'à Hollywood, les relations amoureuses succombent aux tentations et au style de vie. Je voudrais te prendre dans mes bras. Reste forte, ma belle.
Burası Hollywood ve ilişkiler topa tutulur, birilerinin ayartmasıyla ve farklı seyahat programlarıyla.
Grace Florrick, grande star hollywoodienne.
Grace Florrick, büyük Hollywood film yıldızı.
Enfin, dernier point mais pas des moindres, un peu d'Hollywood nous parvient parmi les paillettes et le glamour de Soho.
Son olarak, Hollywood'dan Soho'nun pırıItı ve cazibe merkezine minik bir dokunuş.
Est-ce qu'il vous arrive d'avoir des rôles pour des femmes blanches qui ont été décrites par le Hollywood reporter comme "une dame qui a gâché la première de L'étrange pouvoir de Norman"?
Hollywood muhabirleri tarafından Paranorman'ın galasını perişan eden "bazı bayanlar" olarak tanıtılan... beyaz bir kadın için rolün var mı?
Hollywood.
Hollywood.
D'après le registre, Capitaine, monsieur Hall et son père ont acheté toutes ces armes ces trois dernières années à un type appelé Dale Fisher, qui travaille dans Hollywood Nord dans un endroit appelé noho Armes et Munitions.
Ruhsatlara bakılırsa başkomiserim, Bay Hall ve babası bütün silahları son üç yılda, Dale Fisher diye bir adamın Kuzey Hollywood'daki dükkanından almışlar. Noho Silah ve Cephanelik diye bir yer.
À la station de métro Hollywood Western, la ligne rouge.
Nerede? Batı Hollywood Metro İstasyonu, kırmızı çizginin orada.
Et le revoilà, courtoisie de division d'Hollywood.
Hollywood Polisi pek kibar.
Je ne veux pas critiquer la division d'Hollywood, Mais pourquoi ils ont laissé la victime utiliser sa salle de bains à l'étage?
Hollywood Polisini eleştirmek istemem ama neden kurbanı bırakıp üst kattaki banyoya gidiyorlar?
Car un voisin a vu une jeune fille sauter de cette fenêtre au second et a appelé la division d'Hollywood.
Çünkü komşu, ikinci kattaki pencereden atlayan genç bir kız görmüş ve Hollywood'u aramış.
Ils ont supposé que la fille pourrait s'être blessée dans la chute, donc ils l'ont traquée aux urgences.
Hollywood, kızın atlarken yaralanabileceğini düşünüp onu acil servise kadar izlemiş.
La division d'Hollywood a traité ça comme un incident basique " le mac tue le client,
Hollywood bu olayı basit bir "Pezevenk, sevgiliyi öldürür." vakası gibi görmüş.
Non, madame, mais la division d'Hollywood nous le ramène.
Hayır efendim ama Hollywood Polisi onu buraya getiriyor.
Bien, donc, Charlie, on a un témoin, une fille mineure que vous avez vendu à Hollywood.
Pekâlâ Charlie, elimizde bir tanık var. Hollywood'da pazarladığın 18 yaşından küçük bir kız.
La division d'Hollywood a dû ouvrir la porte de salle de bains de Derek car elle était fermée quand ils sont arrivés, n'est-ce pas?
Derek'in banyo kapısını Hollywood açtı, çünkü onlar gittiğinde kilitliydi, doğru mu? Doğru.
Elle veut venir à Hollywood, là où je lui ai dit qu'on vivait.
Hollywood'a gelmek istiyor ki ona orada yaşadığımızı söyledim. - Yaşamıyoruz.
- Ouais, les Suédois ne savent rien du tout.
- Evet, Hollywood demek zorundasın.
Il nous faut des cookies, des fleurs, des rafraîchissements, de la bière... - Oui. - Du whisky, des huîtres, pour le, tu sais, heu, des stroboscopes, et des ballons qui disent,
Kurabiyelere, çiçeklere, içeceklere, biralara, viski, istiridyeler, şey için anlarsın ya, strobe lamba ve "Hollywood'a hoşgeldiniz!" yazan balonlar lazım.
"Bienvenue à Hollywood." Oh, oh, et un karaoké, et des extra-larges... des préservatifs extra-médiums.
Ayrıca karaoke makinasına ve ekstra büyük ya da ekstra orta boyunda kondomlara ihtiyacımız var.
Hum, alors on va à Hollywood, c'est ça?
Hollywood'a gidiyoruz değil mi?
Notre avion décolle à 9h.
Uçağımız 7 : 00'de kalkıyor. Uçağınızın kalkmasına çok az vakit kaldığı için burada yani Hollywood'un batısı olarak da bilinen Rancho Cucamonga'da takılabiliriz diye düşündük. Doğru, 7 : 00.
Ok, donc, et si on allait à la fête du bureau tout de suite, parce qu'Hollywood ne devient vraiment branché que vers 5h30, 6h de toute façon.
Pekala o zaman hemen ofis partisine gidelim çünkü Hollywood 5 : 30-6 : 00'ya kadar kopmaya başlamıyor bile.
Non, non, non, tu m'as déclaré la guerre quand tu ne m'as pas choisi pour faire partie de ta sortie Hollywoodienne à deux couples, ok?
Hayır, hayır, Hollywood çifte buluşmasına beni dahil etmediğinde bana savaşı sen açtın tamam mı?
On voulait juste voir ce satané panneau Hollywood, et tu as gâché notre dernier jour en Amérique.
Sadece kahrolası Hollywood tabelasını görmek istemiştik ve Amerika'daki son günümüzü de mahvettiniz.
Le cinéma Hollywoodien.
Hollywood film anlaşması.
Pensez-vous que quiconque a réussi à Hollywood en faisant leurs devoirs?
Hollywood'da büyük patlama yaratan bir kimse sizce ödevlerini ihmal etmeden yapmış mıdır?
Vous avez réussi à Hollywood?
Sen Hollywood'da patlama yarattın mı ki?
Elle vit à Hollywood.
Hollywood'da yaşıyor.
LAPD a reporté un incident dans le coin du Cahuenga et Hollywood Boulevard.
LAPD, Cahuenga ve Hollywood bulvarı köşesinde bir olay bildirdi.
je pense que nous devrions juste dégager de Nashville et aller à Hollywood.
Nashville cehenneminden çıkmak gerektiğini düşünüyorum. Hollywood'a götürün.
Oh, ca doit être une mauvaise blague d'Hollywod comme sur le set de Ocean quand j'ai mis un serpent dans le lit de George Clooney.
Bu muhtemelen bir Hollywood şakasıdır, Ocean's 12 setinde George Clooney'nin yatağına yılan koyduğum zamanki gibi.
Retournons à notre studio de Hollywood, avec Paulita Maya et son équipe d'experts de la mode.
Hollywood stüdyomuzdaki Paulita Maya ve diğer moda uzmanlarına dönüyoruz.
♪ Or to Hollywood ♪
* Hollywood'a giden bir uçağa *
Voilà l'assistante la plus sexy de Hollywood.
Işte burda hollywood'un en seksi asistanı.
Elle pense que c'était un coup monté pour faire de moi un héros et attirer l'attention d'Hollywood.
Tüm olayı senin ayarladığını düşünüyor. Böylece kahraman gibi görünüp, Hollywood'un dikkatini çekecekmişim.
C'est "Hollywood"?
"Hollywood" mu?
- On a plusieurs unités qui fouillent les rues autour de la gare de bus.
- Garajın çevresinde arama yapan bir sürü ekip var. Hollywood Şerif Departmanına fotoğrafını yolladık.
Donc, comme votre avion décolle si tôt, on pensait qu'on pourrait juste garder les pieds sur terre ici, à Rancho Cucamonga, aussi connu sous le nom d'Hollywood Est. Je ne sais pas si vous le saviez, mais, vous savez, si vous voulez aller au vieil Hollywood... blegh!
Bunu biliyor muydunuz bilmiyorum ama yani eğer eski Hollywood'a gitmek istiyorsanız siz bilirsiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]