Translate.vc / французский → турецкий / Huh
Huh перевод на турецкий
4,425 параллельный перевод
Quoi, comme quand nous étions enfants, huh?
Çocukken yaptığı gibi mi?
♪ Do... ♪ ♪ Uh huh... ( acclamations )
♪ Do... ♪ ♪ Uh huh...
Merci, ça me rassure beaucoup.
Huh... Şimdi daha rahat uyurum.
Inopportun ou alors quoi, huh?
- Zamansız veya başka birşey, değil mi?
La camera, huh?
- Kamera mı, ha?
Qu'as tu fais de ma boite a bijoux, huh?
Mücevher kutuma ne yaptın?
- Uh-huh.
- Ha ha.
Huh. Cette petite est follement intelligent.
Çocuklar gerçekten çok akıllı.
Donc... ce truc avec Liam...
Yani... Şu Liam meselesi- - Berbat olmalı huh?
- Uh Huh
- Uh-Huh.
- Euh, oui.
- Uh-Huh, yeah.
De quoi penses-tu qu'ils parlent? Flingues, chasse à l'homme
Sence ne hakkında konuşuyorlardır, huh- - silahlar, kovalamacalar..
Uh huh. Celle-là dit que tu l'as sautée, pourtant.
Aynı habere göre hatuna çakıyormuşsun da.
Huh...
Huh...
Comment expliques-tu ça, huh?
Bunu nasıl açıklarsınız?
Huh.
Tamam.
- Non. - Huh.
Hayır.
Huh? Arrête moi!
Hadi, tutukla!
T'es un poulet? Huh?
Tavuk musun?
Uh, huh... ok, On arrive.
Tamam, geliyoruz.
Huh.
Huh.
Ils vous ont forcé à autoriser son transfert, huh?
Transferi onaylamaya mecbur mu ettiler?
- Quoi de neuf avec Alice?
- Alice'in nesi var? Huh?
Ce mec est mort ici?
Herif burada öldü di mi, huh?
Hey, pourquoi t'es aussi bizarre?
Hey, niye bu kadar garip davranıyorsun, huh?
Ok, alors t'es sûr d'être positif?
Tamam, hey, şimdi hazır olduğuna emin misin, huh?
- Hein?
- Huh?
Tu veux te battre?
[ ] Huh? Bana mı diyon?
C'est pour ça que vous êtes là, hein?
Burada ne yapıyorsun, huh?
Donc, huh, on a entendu que tu as dû éliminer le centre du processeur neutraliseur.
Yapışkanı senin atmak zorunda kaldığını duyduk.
C'est une déception, huh?
Berbat bir şey ha?
- Uh-huh, oui.
- Evet. Bir yer buldum.
- Uh-huh
- Ne güzel!
tu veux être l'amie duquel d'entre nous? huh?
Kimin arkadaşı olmak istiyorsun ha?
A ouais? Uh-huh.
Öyle mi?
- Kenny dessine des jeans pour notre boutique. - Uh-huh.
Kenny bizim butiğe kot pantolon tasarlıyor.
- Huh. - Un bateau.
Tekne demek.
Tae Kwon Do, huh?
Taekwondo, demek?
Merci. Huh?
Sağ ol.
Uh-huh. Euh, aujourd'hui?
Bugün mü?
Maggs... Manger quelque chose. Uh-huh
Maggs bir şeyler yemelisin.
Huh. Reycraft, tu es le chirugien en chef sur ce cas.
Reycraft, ameliyatı sen yönetiyordun.
Huh, 30.4 degré.
30.4 derece.
Donc Taylor a dit non, huh?
Taylor kabul etmemiş demek.
- Uh-huh. Que pense-tu que ton Dieu penserait de ça?
Tanrı'n bunun için ne düşünecek dersin?
Huh Et après, tout d'un coup, tu exiges une rencontre.
Sonra sen aniden bir buluşma istedin.
Uh-huh. Ok, M. Quilty,
Tamam, Bay Quilty.
M. Tattoo?
Huh, Mr. Dövmeli?
Huh! J'étais un petit idiot à l'époque.
O zamanlar aptal, küçük bir çocuktum.
Qui est là, hein?
Kim var orada, huh?
Huh. Peux-tu l'avoir prête dans trois jours?
Üç günde hazırlayabilir misin?