Translate.vc / французский → турецкий / Incident
Incident перевод на турецкий
4,144 параллельный перевод
Il y a eu un incident avec la vice-présidente.
Başkan yardımcısı bir hadise yaşadı.
Tu as participé à l'incident de la Wonder Woman barbue en 2007?
2007'deki Sakallı Wonder Woman Vakası'nda sen de mi rol aldın?
Coop est passé remplir un rapport d'incident.
Coop vaka raporu vermeye geldi.
Quel âge aviez-vous au moment de l'incident?
Olayın gerçekleştiği zaman kaç yaşındaydın?
Et quel âge avait M. Olmstead au moment de l'incident?
Olayın gerçekleştiği zaman Bay Olmstead kaç yaşındaydı?
Nous venons juste de recevoir les rapports à propos d'un incident majeur. dans la maison de Bel Air de la star de cinéma Sean Walker.
Film yıldızı Sean Walker'ın bu gece Bel Air'deki evinde büyük bir hadise olduğu söyleniyor.
Il y a eu un incident... et une brèche possible dans la sécurité nationale.
Bir olay gerçekleşmiş! Olası ulusal güvenlik ihlali!
Il y a également eu un incident à la mosquée.
Camide de bir olay yaşanmış.
Un coup de fil à l'ambassadeur Benayoun et ce sera un incident international.
Büyükelçi Benayoun'a açılan bir telefon ile uluslararası hadiseye döner.
Le risque d'un incident international préoccupe sérieusement le Président.
Başkan'ın en büyük endişesi uluslararası bir olayın meydana gelmesi.
Non. Il y a un risque d'incident international
Hayır, uluslararası bir olaya sebebiyet verebilecek durumlarda...
Je l'ai depuis l'incident d'hier.
Dünkü kazadan sonra aldım.
- Il y a eu un incident dans le train.
- Bugün trende bir olay gerçekleşti.
C'est le 4e incident pour sa 1e semaine.
Bu ilk haftasında çıkardığı dördüncü olay.
Il y a eu un incident dans un magasin.
Bir mağazada olay yaşadık.
Cela a été signalé comme un incident de combat, pas comme un meurtre
Cinayet olarak değil savaş zayiatı olarak rapor edildi.
Nous allons dépeindre cet incident comme une bataille armée entre le gouvernement et les rebelles.
Bütün bu olayı hükümet ve silahlı asiler arasındaki savaş olarak göstereceğiz.
Il y a eu un incident.
Gediği vardı.
Mateo Torres n'était pas un incident isolé.
Mateo Torres yalnız değildi.
L'incident du chien sur le toit.
Arabanın tepesindeki köpek.
L'incident s'est produit au cours des 20 dernières minutes.
- Olay 20 dakika önce olmuş. - Cesedini kim bulmuş?
C'était un incident.
Bir olay oldu.
48 heures avant qu'il ouvre à d'autres fonds, il me le doit, pour quelques mauvais conseils sur une compagnie Colombienne qui se faisait beaucoup d'argent avant cet incident à Copenhague.
İhaleyi diğer şirketlere açmadan önce 48 saatimiz var. Çünkü verdiği bir tüyo kötü çıktığı için bana borçlu. Kopenhag olayından önce iyi para kazandıran Kolombiyalı bir petrol şirketi.
Jusqu'à ce petit incident avec Hetty.
Hetty ile bu küçük olayı yaşayana kadar.
Hulk a eu certaines paroles bien corsées au sujet de cet incident.
Hulk'ın hamburger kazası için seçtiği birkaç kelime var.
Monsieur, je n'ai pas tiré depuis l'incident.
Efendim, ben son olaydan beri tetiğe elimi sürmedim.
L'incident du mannequin...
Manken olayını diyorsun.
En fait, il y a eu un incident après ça.
Aslında ondan sonra bir olay daha vardı.
Le docteur qui l'a admise et deux chercheurs sont morts de graves infections du poumon 3 semaines après l'incident.
İlgilenen doktor ve tüm araştırma görevlileri kazadan üç hafta sonra şiddetli akciğer enfeksiyonundan öldüler.
Rassurez-vous, mon assurance se penche déjà sur cet incident.
Dedektif! içiniz rahat olsun sigortam olayı inceliyor.
On n'a pas un incident, on a un motif. Qui conduisait la grue?
Ortada bir olay yok, bir olaylar örüntüsü var.
Il y avait un journal dans chaque incident.
Evet, her olayda gazete varmış.
D'abord le marathon de Boston, puis l'incident au couperet à Londres.
Önce Boston Maratonu, sonra Londra'daki satırlı hadise.
Nous nous excusons pour l'incident.
Yaşanan sıkıntıdan ötürü özür dileriz.
La procédure doit être respectée pour éviter un incident diplomatique.
Ayrıca diplomatik sorunu önlemek için yasal prosedür incelenmeli.
Mon père esperait que l'incident avec Barry serait clos avant de rentrer du boulot.
Babam işten eve gelene kadar Barry meselesinin unutulmasını umuyordu.
Et le stress de cet incident regrettable m'a valu quelques jours de congé.
Ve bu bahtsız hadiseden gelen stres izin almamı sağladı.
Pas sans causer un incident diplomatique.
Uluslararası bir hadise sebep açmadan olmaz.
C'est seulement un incident diplomatique si tu te fait choper.
Eğer yakalanırsan uluslararası bir hadiseye yol açar.
Il y a eu un incident cette nuit.
- Merhaba efendim. Dün akşam bir olay vuku bulmuş.
J'ai ordonné une révision de nos mesures de sécurité sur la colline du Capitole et tout le complexe fédéral pour éviter un autre incident de ce genre.
Güvenlik önlemleri ile ilgili yapılacak incelemeler sonucunda Kongre Binasında bir daha böyle olayların yaşanmaması için Federal düzeyde gerekli tüm önlemler alınacaktır.
C'est votre choix de m'écouter ou non, mais il va y avoir un incident ce matin à 11h au parc industriel de Decatur
Beni dinleyip dinlememek sizin kararınız ama bu sabah 11 : 00'de Decatur Sanayi Parkı'nda bir olay meydana gelecek.
Maintenant, il nous dit qu'il pourrait y avoir une sorte d'incident pouvant avoir lieu au parc industriel de Decatur.
Ve şu anda bize, Decatur Sanayi Parkın'da bir çeşit olay meydana geleceğini söylüyor.
En cas d'incident, la ville est bouclée.
Her şekilde şehir şu an kapatıldı.
On a eu un petit incident.
Küçük bir kaza oldu.
Est-ce que cela a un rapport avec l'incident à Paris...
Eğer bu Paris'teki o kazayla ilgiliyse...
Le rapport d'incident que le lieutenant Monroe a écrit a scellé le sort d'Esparza.
Teğmen Monroe'nun yazdığı olay yeri raporu Esparza'nın kaderini büyük ölçüde mühürlemiş.
Ce n'est pas comme ça que la victime a décrit l'incident dans son rapport.
Ama öldürülen adam, raporunda olayı böyle anlatmamış.
Après cet incident, il a décidé de ne plus jamais retourner au lycée.
Kayıplara karışan pantolonun ardından bir daha o yüzle asla okula gidemeyeceğine karar verdi.
Depuis l'incident du saut, je me suis retrouvée seule dans ma voiture après avoir fait les courses.
Sıçrama olayından sonra bütün ayak işleri bitince kendimi arabayla dolaşırken buldum.
Enlever tout ces poils crasseux de mon visage. Tout va bien. Aucun incident.
Evet, her şey normal.