Translate.vc / французский → турецкий / Informer
Informer перевод на турецкий
2,576 параллельный перевод
Je vais l'appeler et l'informer de la situation. Quelle situation?
Onu arayıp bu durumu kendisine bildireceğim.
On vient de nous informer que le seigneur noir Cthulhu a chié sur la piste à la Nouvelle-Orléans, reportant encore le décollage.
Ne yazık ki, Kötülüklerin Efendisi Cthulhu'nun uçuş pistine sıçması nedeniyle uçuşumuzun bir saat daha ertelendiğini bildiririz.
On n'a pas à informer le public sur ça.
Bunu kamuyla paylaşmamız gerekmezdi.
Nous sommes là pour vous informer que votre fils, Robert,
Sizi bilgilendirmek için geldik.
Merci d'en informer le Dr Ozaki. Je veux quitter ce village.
Bu yerden nasıl kurtulacağımı düşünmekle meşguldüm.
- Tu veux l'informer?
- Ona neden tüyo veresin ki?
Tu voulais l'informer, elle l'est.
Sosa'ya tüyo verilsin istedin. Verildi.
Je pourrais l'en informer.
Eğer bilmiyorsa bunu ona iletebilirim.
Peut-être voulez-vous informer vous-même M, Rhince que nous abandonnons sa famille,
O halde, Yüzbaşı, belki de Bay Rhince'e ailesini aramaktan vazgeçtiğimizi siz söylersiniz.
Nous allons procéder à une batterie de tests... mais avant cela, j'aimerais vous informer... que même si l'expérience est réalisée dans un environnement sécurisé... et que les participants ne craignent rien... certains sujets seront privés de leurs droits civiques.
Şimdi size hızlıca bir kaç test uygulayacağız. Ama bunu yapmadan önce, yapılacak olan bu deneyin son derece güvenli bir ortamda yapılacağından ve katılımcıların bütün süre zarfında güvende olacağından emin olabileceğinizi bilmenizi istiyoruz. Aranızdan bazıları medeni haklarından iki hafta süreyle...
Je dois les informer.
Bunu hemen öğrenmelerini sağlayacağım.
Je souhaite vous informer qu'après mûre réflexion, je renonce...
uzun süre düşündükten sonra olma niyetimden vazgeçtim
Les D.O.D ont envoyé une équipe pour informer la famille de Singh.
Polis, Singh'in ailesine bir bildirim yolluyor şu an.
Il vient de m'en informer.
Bana daha yeni haber verdi.
J'ai le regret de vous informer de rumeurs concernant notre destination.
Efendim. Mürettebat arasındaki menzilimizle ilgili bazı tatsız söylentileri bildirmek zorundayım.
Juste celle dont l'amirauté nous suppliait de l'informer
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bizden bilgi almak için neredeyse yalvarmaya başlamışlar.
Je voulais vous informer de quelques changements importants.
Size yaşanan ani değişikliklerden bahsedecektim.
Je refuse de vous voir tuer vos patients parce que vous ne daignez pas vous informer!
Sen günümüz bilimini okumaya uğraşmayacaksın diye burada durup hastalarını katletmeni izleyemem.
Je dois les informer. Je m'en occupe.
Hemen cevap bekliyorlar.
Donc, effectivement, toute personne ayant une once de compréhension, ou d'humanité, ou un simple sentiment, qui, franchement, ne souffrait pas d'une sorte de syndrome d'Asperger ( autisme ), devrait savoir que la dernière chose dont j'ai besoin est votre petit appel téléphonique d'intimidation me demandant de venir au travail afin de m'informer sur le poisson.
Yani asperger sendromundan muzdarip değilse ve birazcık anlayışı, insanlığı ya da az da olsa duyguları olan biri şu an en son ihtiyacım olan şeyin telefonda patronluk taslayarak bana balıklar konusunda yeni bilgiler iletmek için işe gelmemi istemek olduğunu bilirdi.
Je dois informer avec regret la Chambre qu'il n'y a pas de survivants.
Parlamentoya üzülerek söylemek isterim ki kurtulan kimse olmadı.
Alors je dois vous informer que vous êtes virée.
Bu durumda kovulduğunu bildiriyorum Aibileen.
Cependant, je regrette d'informer votre majesté que je n'ai pas la moindre idée de ce qu'elle veut dire.
Ama maalesef size üzülerek söylüyorum ki ne dediğinize dair hiçbir fikrim yok.
En tant que citoyen américain, je vous suis très reconnaissant... mais en tant que banquier, je suis obligé de vous informer, que si vous ne remboursez pas dans les 60 jours, nous serons obligés de prendre des mesures.
Bir Amerikalı olarak, ben sizin fedakarlığınıza minnettarlık duyuyorum. Ama bir banka temsilcisi olarak, sizi bilgilendirmek zorundayım ki ödemeler 60 gün içinde tam olarak yapılmalıdır. Bizim, icra işlemlerini başlatmaktan başka çaremiz kalmayacak.
Je voulais t'informer sur ton ancien ami Cal.
Eski arkadaşın Cal ile ilgili duyduklarımı bilmelisin dedim.
Si un collègue évoque la possibilité d'une dépendance médicamenteuse, la loi m'oblige à en informer les ressources humaines.
Jackie, bir çalışanın madde bağımlılığı konusunda büyük bir şüphe doğarsa yasalar gereği bunu insan kaynaklarına bildirmekle yükümlüyüm.
Et ne convoque jamais plus un de mes employés ici, sans m'en informer.
Bir daha asla elemanlarımdan birini iznim dışında buraya sürüklemeyin.
Quand j'ai su votre choix pour les Régionales, j'ai dû informer le groupe de votre longue bataille judiciaire avec la SPA.
Bölge yarışmasında söyleyeceğiniz şarkıyı öğrendiğimde gruba Hayvanları Koruma Cemiyeti ile olan uzun hukuki savaşını bildirmek zorunda kaldım.
Il va informer le SECNAV, qui ensuite a un rendez-vous avec le président.
Donanma Bakanı'nı bilgilendirmek için yolda ve dönüşte de başkan ile bir randevusu var.
Merci de l'informer de notre passé.
Geçmişimizi anlattığın için teşekkürler.
Pourrais-tu informer Ann Perkins que je ne peux pas déjeuner avec elle, car je suis submergé toute la journée?
Dinle, Ann Perkins'i arayıp bugün çok yoğun olduğumdan onunla öğle yemeğine gidemeyeceğimi söyler misin?
Nous continuerons à vous tenir informer du développement de la situation.
Sizi gelişen haberlerle ilgili bilgilendirmeye devam edeceğiz.
M. et M. Walker, j'ai le regret de vous informer que la mère de Vinny a changé d'avis pour son fils.
Bay. ve Bay. Walker, Size Vinny'nin annesinin velayet haklarını geri istediğini bildirmekten dolayı üzgünüm.
Nous regrettons de vous informer que seules des dépouilles calcinées ont été retrouvées.
Tekrar üzülerek belirtiyorum ki kömüre dönmüş çocukların cesetleri...
On devrait s'informer pour signer un bail.
Kesinlikle burayı kiralamayı düşünmeliyiz.
mesdames et messieurs, J'ai le regret de vous informer Qu'il y ait eu un changement dans les procédures de la nuit.
Beyler ve bayanlar bu akşamki programınızda değişiklik olacağını söylemekten büyük bir üzüntü duyuyorum.
C'est un outil pratique pour les informer de tout ce que vous faites.
Bu küçük kullanışlı alet arkadaşlarına neyin peşinde olduğunu gösteriyor.
Je devrais en informer la police.
Polise haber vermek zorundayım.
Désolé, je vais aussi devoir informer Carnegie Mellon de l'incident, ils pourraient révoquer votre admission.
Carnegie Mellon üniverisitesine bildirmek zorunda olduğum için üzgünüm, ve onlar sizin kabul edilişinizi iptal edebilirler.
Écoute, si ça tourne mal, tu dois m'en informer immédiatement.
Ters giden bir şey olursa derhal bana bildireceksin.
Je tenais à vous en informer.
Bilmek istersin diye düşündüm. Her ne kadar söylemek istemesem de söyleyeceğim :
Je voulais t'informer qu'Eric est ici.
Eric burada, haber vereyim dedim.
Je voulais te tenir informer.
Sadece bilgilendiriyorum.
Je voulais vous informer que je détiens la nécromancienne et Northman. Vraiment?
Ruh çağıran büyücüyü ve Şerif Northman'ı gözaltına aldığımı bildirmek istedim.
Il a raison, bien sûr, mais si vous faites ça, je devrai informer Philip et le ministre.
Doğru söylüyor, ancak eğer kalırsan, Philip'le Bakan'a bilgi vermek zorundayım.
- Compris. J'appelle le commandement pour l'informer de ce qui se passe.
Karargahı arayıp ne olur bittiğine dair bilgi verdim.
On vient de m'informer qu'un pin bloque l'accès routier.
Az önce telsizden haber geldi. Yaşlı bir çam ağacı bağlantı yoluna devrilmiş.
Je peux peut-être informer le chancelier de votre valeur.
Belki Şansölye'yi cesaretinizden haberdar edebilirim.
Nous devrions davantage nous informer et être plus responsables de nous-mêmes.
Biraz daha sorumluluk almalı ve kendimizi gözden geçirmeliyiz.
je n'hésiterai pas à en informer les services sociaux...
En ufak bir zarar görecek, korkacak ya da onu rahatsız edecek bir şey olursa Sosyal Hizmetler'i aramaktan çekinmem.
Je suis ici pour vous informer de votre obligation légale d'avoir ma queue de cheval à nouveau et de retourner chez les Cheerios.
Çünkü ben izin vermeyeceğim. O okula gireceksin.