Translate.vc / французский → турецкий / Inquisitor
Inquisitor перевод на турецкий
36 параллельный перевод
J'ai des amis à l'Inquisitor.
Inquisitor'da dostlarım var.
- Roger Nixon, du "Métropolis Inquisitor".
- Roger Nixon, Metropolis Inquisitor.
Mais je sais que les gens lisent l'Inquisitor. Ce sont eux qui m'intéressent.
Ama insanların Inquisitor'ı okuduğunu biliyorum.
- Il y a toujours l'Inquisitor.
Inquisitor var.
Sauf dans la presse à scandale.
Inquisitor'da hakkında iyi yazılar çıktı ama Journal boyalı basın değil.
Gardez ça pour la presse à scandale. Je ne suis pas à vendre.
Inquisitor'da ki fahişenin aksine, ben satılık değilim.
J'ai appelé des amis au Planet et à l'Inquisitor.
Planet ve Inquisitor'da ki dostlarımı aradım.
Vous êtes à L'Inquisiteur, pas au Planet.
Inquisitor'da çalışıyorsun, Planet'ta değil.
- alors qu'est-ce qui vous amène?
-... Inquisitor'ın burada ne işi var?
C'est la différence entre un scribouillard du Inquisitor... et un reporter du Daily Planet.
Boyalı basın için yazmak yerine The Daily Planet'a yazmak arasındaki büyük etken bu olacaktır.
Je suis journaliste à l'Inquisitor, et j'aimerais faire un article sur vous.
Ben, Inquisitor'da çalışan, araştırmacı bir gazeteciyim. Ve senin hakkında bir hikaye yazmayı çok istiyorum.
Journaliste à l'Inquisitor.
Roger Nixon, Inquisitor için çalışıyorum.
L'Inquisitor est un torchon.
"Inquisitor" palavra bir gazete, Clark.
Un journaliste de l'Inquisitor veut faire un article sur moi.
"Inquisitor" gazetesinden bir yazar. Benim hakkında bir hikaye yapmak istiyor.
Bien que je doive admettre... que c'est blessant d'apprendre ton mariage par... le carnet mondain de l'Inquisitor.
Ama itiraf etmeliyim ki, ben... Hazırlanan nikahı, boyalı basının dedikodu sayfalarından duymak beni kırdı.
Si nous imprimions nos tabloïdes de non-sens comme au temps des inquisiteurs, mais nous sommes au Daily Planet, et raconter des contes sur la chasse à Buffy le vampire ne rentre pas dans les pages d'un vrai journal.
Inquisitor gazetesinin yaptığı gibi saçmalığı bassaydık eğer. Ama biz Daily Planet'ız, Vampir Buffy'yi avlamak gibi saçma masallar gerçek bir gazetenin sayfalarına giremez.
Qui est ce? On dirait que Lionel a une interview programmée demain avec le meilleur journaliste de l'Inquisitor à propos de quelque chose baptisée "L'arme".
Görünen o ki, yarın Lionel'ın Inquisitor'ın baş muhabiriyle konusu "silah" olan bir görüşmesi var.
Ouais, le moteur de recherche à l'Inquisiteur se compose uniquement d'un surligneur et des pages jaunes.
Evet, Inquisitor'ın arama motoru bir fosforlu kalem ve sarı sayfalardan ibaret.
Ok, c'est une bonne chose que l'Inquisiteur ne se vante pas de son intégrité.
Pekala, aslına bakarsan Inquisitor'ın dürüstlüğüyle övünmemesi iyi bir şey.
C'est le Daily Planet, pas l'Inquisiteur.
Yazan Daily Planet, Inquisitor değil.
Je me change et je file à L'Inquisitor.
Üzerimdekileri değiştirir değiştirmez, doğruca Inquisitor'a gideceğim.
Quand je serai à L'Inquisitor, ça ira mieux.
Insquisitor'a gidene kadar, hiçbir şeyim kalmaz.
Je travaille pour votre rival, L'Inquisitor.
Rakibiniz Inquisitor adına çalışıyorum.
Vous allez ruiner votre réputation pour ce racontar de bas étage, que même L'Inquisitor refuserait de publier.
Ününü, gerçekten Inquisitor'da bile yer alamayacak, bu bulvar gazetesi çöplüğü için tehlikeye mi atacaksın?
Il n'y a pas d'histoires pour "L'inquisiteur" ici Lois, c'est juste un cul de sac.
Burada Inquisitor için hikaye yok, Lois. Oradan bir şey çıkaramadık.
Je suis journaliste à L'Inquisiteur.
Inquisitor muhabiriyim.
L'Inquisiteur?
Inquisitor mı?
Je bosse à L'Inquisiteur. Les aliens, Bigfoot, Elvis.
Inquisitor'da çalışıyorum ben.
Posséder le Daily Planet signifie tout dans ces murs, et si vous avez un problème avec la façon dont je gère ce journal, Melle Sullivan, vous pouvez aller voir si l'Inquisiteur vous offre un meilleur environnement!
Daily Planet'e sahip olmak bu duvarlar için her şeyi bilmek demektir. Bu gazeteyi ben yönetiyorum Bayan Sullivan eğer bununla ilgili bir problemin varsa Inquisitor çalışanları bu konuda daha mı duyarlı olduğunu öğrenmekte özgürsünüz!
Écoute, quand j'ai débuté à l'Inquisiteur, tout ce que je voulais, c'était avoir les meilleurs articles en 1re page.
Inquisitor'da ilk başladığımda sadece ön sayfada bir haber yapmayı düşünürdüm.
Mais j'ai des amis à l'Inquisiteur, et ils adoreraient publier un article sur la directrice de LuthorCorp et son projet de lancer une invasion alien.
Ama Inquisitor'daki dostlarım Luthorcorp's CEO'sunun ve onun dünyayı ele geçirecek uzaylı projesini yayımlamaktan memnun olurlar.
Un de mes amis à L'Inquisitor l'a fait publier, vu que le cuir et les lacets ne sont pas du goût du Planet.
Inquisitor'daki bir dostum benim için yayınladı. Çünkü bu deri ve dantel tarzı Planet'e göre değil.
4 juin, Bureau d'Inquisitor inc.
4 Haziran, Inquisitor şirket ofisi.
L'homme a marché sur la lune, on a inventé le double appel, et Lois Lane a eut son premier article en première page de l'Inquisiteur.
Ayda yürüyen insan, arama bekletmenin icadı, ve Lois Lane'in ilk seferinde İnquisitor'daki manşeti kapması.
Figure-toi que j'ai lu dans l'Inquisiteur sur les projections de conscience.
İnquisitor'da beyin dalgaları ve ruhun ayrılması üzerine makalede okumuştum.
Un scoop pareil, ça ferait les choux gras et la une de l'Inquisiteur, mais je trouve ça glauque franchement. Exploiter la misère d'un accidenté se projetant hors de son corps pour assouvir sa vengeance.
İnquisitor için ilginç bir haber olurdu ama katatonik bir hastanın, intikam almak için bedeninden ayrılması pek keyifli bir haber olmazdı.