Translate.vc / французский → турецкий / Intact
Intact перевод на турецкий
910 параллельный перевод
- Ramène ton scalp intact.
- Dönerken kafa derini geri getirmeyi unutma.
Il est intact?
Tamam mı?
Le sceau intact du pharaon Aménophis.
Firavun Amenofis'in kırılmamış mühürleri.
Et il est intact.
Üstelik kırılmamış.
Votre mari vous sera rendu intact, Mme Chandler, dès que je l'aurai trouvé.
Kocanız size derhal teslim edilecek Bayan Chandler. Bulur bulmaz buraya yollarım.
L'héritage de ton grand-père doit rester intact.
Dedenin mirasına dokunamazsın.
Gentil George! C'est bientôt fini. Pourvu que l'os soit intact.
- Sakin olmasını bilirsen işler yoluna girer.
Le mécanisme est intact.
Harika bir mekanizması var.
Le canot était amarré, intact. Rien n'avait été touché.
Kayığı halatla bağlanmış bulduk, sapasağlam, hiçbir şey olmamış.
Nous avons un peu grillé au soleil, une chance que nous ayons eu un bon bateau des provisions, de l'eau, tout était intact.
Öyle. Güneşten yanmıştık. Sağlam bir sandalımız, bolca erzak ve suyumuz vardı.
Et aussi, mon livret militaire est intact.
Ordu kaydım iyi. Sakatlanma yüzünden çıkarıldım.
- Intact.
- Sıkıntı yok.
J'espère qu'il est intact.
Umarım hala tek parçadır.
Ou toi, Macbeth, ou je rengaine mon épée au tranchant intact sans m'en servir!
Ya sen çık karşıma Macbeth, ya da kılıcım girsin kınına şansız şerefsiz, hiçbir işe yaramadan...
Vous récupérerez la caution si le bateau est intact.
Kayığa birşey olmazsa dönüşte depozitoyu geri alırsınız.
Au soir, mon hôte était toujours intact, et moi toujours sans plan.
Günün sonunda, evsahibim hâlâ tek parça ve ben de plansızdım.
Son équipage est homogène : Il devrait rester intact.
Mürettebatın, son derece uyum içinde çalıştığı için değişmeden kalması doğru bir karar olacaktır.
Si ce dessert repart intact, il risque de retourner chez lui.
Eğer bu tatlıyı yemezseniz tek tek bütün sınırları geçerek geri döner.
- Mon cœur est intact.
- teşekkür ederim. kalbim yeterince sağlam.
Si un gars revient intact, je suis content.
Biri içini boşaltır ve gemide kalırsa minnettar kalırım.
Un pont chemin de fer intact.
Bir demiryolu köprüsü sağlam.
Un seul village était intact. Il avait engagé des samouraïs.
Samuray kiralamışlardı.
Et il faut garder le nid intact.
Yuva zarar görmemeli. Yani şimdilik.
Aucun ne reviendra chez lui intact.
Bazıları ölüyor... bazıları kolsuz, bacaksız kalıyor. Yara almadan dönen bir kişi bile yok.
Le cerveau est intact, je vous l'ai déjà dit.
Bence beyninde bir hasar yok. Şoka girmiş ve beyin hasarı...
Votre lot de chance est intact.
Sahip olduğun tüm şans seninle olacak.
Il ne reste même plus un fruit intact.
Bütün meyveler heba olmuş. Hiç sağlam Hindistan cevizi kalmamış.
Intact.
Ceketin iyi durumda.
Que ton souvenir d'elles soit intact... et que tu vives ta propre vie.
Onları eskisi gibi hatırlaman ve kendi hayatını yaşaman.
- Non. Le corps était intact.
- Hayır, cesede dokunulmamıştı.
Mon amour pour Jonas restera intact.
Jonas'a olan aşkım baki kalacak.
Avant-hier, le sarcophage était intact.
İki gün önce lahit el değmemiş haldeydi ve cadı...
Puisque le cerveau est intact. viens dîner avec moi.
George kafasını yarmaz, sen de benimle yemeğe çıkarsan, affederim.
Et si un jour, vous en regardiez une autre, ou même si vous faisiez plus que cela, elle serait peinée, mais elle vous pardonnerait et son amour serait intact.
İlerleyen vakitlerde belki başka bir kadına baktığında yahut bakmaktan fazlasını yaptığında, incinecek ama seni affedecek ve aynı şekilde sevmeye devam edecek.
Il faut le prendre par surprise et intact.
Sürpriz baskınla alınıp sağlam ele geçirilmeli.
Tout est intact.
Her şey olduğu gibi duruyor.
- Le bois est intact.
- Ahşapta sıyrık falan yok.
Le plancher est intact.
Yerler sağlam.
intact, pour une fois.
Bir kez olsun görevden döndüğünde sağlam getir.
Mais le pont doit rester intact.
Ama düşman köprüyü yok etmemeli.
Fais savoir aux Panzer que le pont est intact.
Panzerlere haber ver. Köprü yerinde.
Signale que le pont est intact et qu'ils passent en masse.
Our Nehri'ndeki köprünün havaya uçurulmadığını söyle. - Düşman sayısı çok.
Ce dépôt de carburant doit être pris intact.
Yakıt deposu bütün olarak ele geçirilmeli.
Le démarreur à cartouches est intact.
Ateşleyici çalıştırılır durumda.
Et des deux côtés, on veut ce pont intact.
Hepsi bu değil. İki taraf da köprüyü tek parça istiyor.
Les Sudistes le veulent intact, et nous aussi.
Güney tek parça istiyor, biz de tek parça istiyoruz.
Tu as vu le papier, jauni par le temps, et le cachet sur l'enveloppe était intact.
Kağıdı gördün, zamanla sararmış, ayrıca zarftaki mühüre de hiç dokunulmamış.
- Son corps est intact.
- Nasıl? Vücudunda hiç iz yok.
Système nerveux intact.
Sinir sisteminde hasar yok.
Mon dossier est intact.
Dosyamda olumsuz hiçbir şey yok.
Au fond de moi... intact.
Sakladım, içimde.