Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Interdit

Interdit перевод на турецкий

6,242 параллельный перевод
- C'est pas interdit
- Kanuna aykırı değil. - Hayır.
Je vous interdit de critiquer mon père.
Babama laf söylemeye cüret etme.
Et le traité des Gardiens interdit les Green Lanterns à retourner sur Terre maintenant qu'on a convaincu le secrétaire général des Nations Unies, Tseng, de nous accueillir ici.
Ve Green Lantern'lar da B.M. Sekreteri Tsang'i bize hoş geldin demesi için ikna ettiğimize göre Vasi Anlaşması gereği bize müdahile edemezler.
Aux premiers jours de mon arrivée, l'équipe m'a interdit l'accès aux journaux.
Oradayken, çalışanlar gazetelere erişimi yasakladılar.
Alors ça devait être difficile, quand Rebecca a interdit l'alcool sur le plateau.
Rebecca'nın sette alkolü yasaklaması zor olmalıydı.
Rien n'a été interdit du plateau.
Sette hiçbir şey yasaklanmadı.
Non, c'est interdit.
Hayır, bu çok yanlış olurdu.
Mais, seigneur Upton l'a interdit, au motif qu'une fois il m'a échanger des plaisanteries avec le maître d'équitation égyptien.
Ama Lord Upton bunu yasaklamıştı, beni bir keresinde Mısırlı biniş ustasıyla hoşbeş ettiğimi görmesi nedeniyle.
Déodorant? Interdit.
Koltuk altı spreyi?
Il leur sera interdit l'accès aux portes de Rome.
Roma'nın kapısından içeri adım atmaları yasaklanacak.
Le jeune Max fit du tord à son parent David. mais je célèbre son amour interdit
Genç Max kırmıştı kalbini dostu David'in, fakat takdire şayan yasak aşkına sahip çıkışı.
Interdit l'accès au site de construction.
Bakın, sadece inşaat alanını kapatın.
C'est interdit par le protocole de traiter sa famille.
Aile ferdini tedavi etmek hastane kurallarına aykırı.
Interdit d'emporter de la nourriture, ma soeur.
Buradan disari yemek götüremezsin rahibe.
Il interdit à Héléne de le voir, mais elle ne l'écouta pas.
Elieen'in onu görmesini yasakladı ama bir şekilde görüştüler.
Parce que sa mère est une sorcière qui lui interdit de venir.
Annesi buraya gelmesini engelleyip duran bir kadın olduğu için mi?
Je ne savais pas que le Swing était interdit.
Swing'in yasak olduğunu bilmiyordum.
Tu sais que c'est interdit.
- Yasak olduğunu biliyorsun.
Il y a une rumeur comme quoi Himmler serait sur le point d'émettre une Loi qui interdit formellement l'émigration des Juifs.
Himmler yeni bir yasa çıkaracak diyorlar Yahudilerin ülkeden ayrılmasını tamamen yasaklamak için.
Je vous rappelle qu'il est interdit de fumer sur le terrain, pas de verre près du lac, ne pas nourrir les canards. Toutes mes condoléances.
Sigara içmenin, göl kenarında bardakla dolaşmanın ve ördeklere yem atmanın yasak olduğunu hatırlatmak isterim.
C'est interdit près d'un bureau de vote!
Çünkü oy verme merkezinin dibinde propaganda yapamazsın!
C'est une violation de domicile, et c'est interdit.
Yapmayın beyler, bu yaptığınız haneye tecavüz sayılır ve yasalara aykırı.
M. Barrington m'a interdit de revoir Amanda.
Bay Barrington artık Amanda'yla görüşemeyeceğimi söyle.
- Pas interdit de détester son boulot.
- İşinizden nefret etmek yasal değil mi?
Et il vous est interdit de dire un mot a Valentina.
Ayrıca bu konuda Valentina'ya tek kelime bile etmeyeceksin.
Je lui ai interdit de pisser sur l'autel lorsqu'il était encore là!
Oradayken, ona mabede işemesini kesmesini söyledim.
Ça te dérange si je parle à mon pote, ou c'est interdit?
Arkadaşımla konuşmamın sakıncası var mı yoksa izin vermez misin?
On en a parlé, et on t'interdit de le revoir.
Brad'la ben aramızda konuştuk, ve Car Czar ile bir daha görüşmeni yasaklıyoruz.
- C'est interdit, non?
- Buna izin verilmediğini sanıyordum.
Votre frère m'a dit que le Roi vous a interdit de le voir?
Kardeşiniz bu Kral'ın onu görmenizi yasakladığını söylüyor, öyle mi?
Il y a moins d'ivresse publique dans les pays musulmans où l'alcool est interdit.
Alkolün yasak olduğu müslüman ülkelerde de sarhoşluk düzeyi düşük oluyor.
La raison pour laquelle Ollie nous a interdit l'accès au puits c'était parce que lui et son équipe étaient armés jusqu'aux dents.
Ollie'nin bizim kuyuyu kullanmamıza izin vermemesinin tek sebebi kendisinin ve ekibinin baştan ayağa silahlanmış olmasıydı.
Pourquoi tu es interdit chez Air Israel?
Neden İsrail Havayolları'nın yasaklı listesindesin?
Dites à la sécurité qu'il est interdit d'accès.
Sadece güvenliğe ne sebeple olursa olsun asla buraya girme izni olmadığını söyle.
Quand j'étais apprenti il était interdit aux travailleurs de s'associer.
Ben çırak olduğum zaman işçilerin bir araya gelmesi kanunlara aykırıydı.
Ok. Je dois te rappeler que tu ne peux contacter aucun membre de cette administration pour raisons professionnelles et que la loi t'interdit d'entrer dans l'Aile Ouest ou l'EEOB.
Yönetimden kimseyle işle alakalı olarak iletişime geçemeyeceğini ve Batı Kanadı'na veya EEOB'ye girmenin kanunen yasak olduğunu hatırlatmalıyım.
Harvey ma interdit de te dire quoi que ce soit.
Harvey bana, sana hiçbir sey anlamami yasakladi.
Mesdames et messieurs les voyageurs, la Gare de Chongqing vous rappelle qu'en raison de l'affluence du Nouvel An, il est interdit de transporter matériaux combustibles, armes à feu et armes blanches.
Hanımlar beyler... Chonqqing Tren Garı tatil zamanları yanıcı maddeler taşımanızın kesinlikle yasak olduğunu hatırlatır.
Interdit dans le train.
- Bunu trene koyamazsınız.
C'est interdit.
- İzin yok.
C'est interdit dans le train.
- Onunla gidemezsiniz.
"Interdit de quitter son poste."
Çalışma saatlerinde sohbet etmek yok.
Des armes dans une école c'est interdit.
Okulda silahın işi yoktur.
C'est pas interdit, si?
İnsanların taşınmaya hakkı var, değil mi? Evet.
Apparemment la résidence a un règlement qui interdit d'avoir autant de chats dans un studio.
Görünüşe göre apartmanımda, bir stüdyo dairede en fazla ne kadar hayvan bulundurulabileceğine dair kurallar varmış.
Ecoute, je comprends que ce soit interdit pour les enfants placés dans des familles d'accueil d'avoir des relations avec les autres enfants de la famille. mais c'est pas comme s'ils allaient vous garder, hein?
Bak, üvey çocukların birlikte yaşadıklarıyla takılmasının yasak olduğunu biliyorum ama seni korumaları gibi bir şey değil, değil mi?
Je comprends que c'est interdit pour les enfants adoptés de sortir avec les autres enfants avec qui ils vivent mais c'est pas comme s'ils allaient vous garder.
Üvey çocukların birlikte oturduklarıyla takılmasının yasak olduğunu anlıyorum ama sizi korumaları gibi değil.
Les effets secondaires sont non négligeables, voilà pourquoi c'est interdit ici.
Yan etkileri çok ciddi. Bu yüzden ilaç burada yasadışı.
Le gouvernement interdit les assassinats...
Devletimiz suikast düzenlenmesini yasak...
Bien, depuis que Jenna et Drew m'ont interdit la nourriture des autres, c'est plutôt la même photo.
Jenna ve Drew bana insan yemeği vermeyi kestiğinden beri hemen hemen aynı foto çıkıyor ortaya.
J'ai eu un bon gros panneau interdit l'autre jour.
Geçen günden daha iyi bir işaret aldım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]