Translate.vc / французский → турецкий / Interpreter
Interpreter перевод на турецкий
619 параллельный перевод
Je peux t'interpreter?
Açıklayabilir miyim?
Le Radio Symphony Orchestra va interpréter pour commencer l'ouverture de Tristan et Ysolde de Richard Wagner.
Radyo Senfoni Orkestrası, sizlere Richard Wagner'dan Tristan ve İsolde Operası'nın uvertürünü sunacak...
Ce n'est pas la danse qu'elle exécute à l'intérieur... mais comme nous sommes généreux, elle va vous interpréter... sa danse lascive!
Şimdi size bedava bir gösteri sunacak. Bayanlar baylar, Küçük Mısır'ın içerideki dansı bu değil ama cömertliğimizi görün diye size meşhur huçikuçi dansından tadımlık bir gösteri.
Je vais vous interpréter maintenant la chanson sentimentale de l'année.
Şimdi size yılın en içli şarkısını söyleyeceğim.
- Il pourrait mal interpréter, hein?
- Yanlış bir fikre kapılabilir, öyle mi?
Mais j'ignorais comment interpréter ces symboles.
Ama bu çiziktirmelerden bir şey anlamadım, çünkü onları okumayı bilmiyordum.
Un soir, Margo Channing est venue interpréter Réminiscences.
Sonra, bir gece, Margo Channing "Yadigar" ı oynamaya geldi..
- Ce devait être une révélation, une actrice de 24 ans, interpréter un personnage de 24 ans.
- 24 yaşındaki bir karakterin.. .. 24 yaşında bir oyuncu tarafından oynanması büyüleyici olmalı.
"Mlle Harrington a beaucoup à dire et nous rapportons fidèlement ses propos sur l'habitude lamentable qu'ont nos théâtres de permettre à des actrices mûres d'interpréter des rôles exigeant une jeunesse dont elles n'ont qu'un vague souvenir."
.. tiyatromuzda olgun oyuncuların gençlik ve dinçlik gerektiren rolleri.. .. oynamaya devam etmeleri adetinin hatırlanacağı.. .. ama belli belirsiz hatırlanacağına olan inancını duyuruyor. "
En mentionnant votre désir d'interpréter Cora?
Cora rolü ve o rolü oynama ümitlerine de öylesine değinmişsindir.
Inutile d'interpréter des personnages trop jeunes simplement pour occuper mes soirées.
Role göre fazla yaşlı olduğum rolleri, sırf geceleri yapacak işim.. .. olmadığı için oynamak zorunda değilim.
Aujourd'hui, ses amis vont interpréter un cantique.
Şimdi, dostları bir ilahi söyleyecek.
Il pourrait mal l'interpréter. Navrant!
Çok çileden çıkarıcı.
Vu que tu me connais bien, tu sauras les interpréter.
Beni çok iyi tanıdığın için davranış biçimimin tam anlamını yorumlayabilirsin.
- Mais ce n'est pas interpréter.
- Ama bu oyunculuk değil. - Hayır oyunculuk değil.
Ils peuvent interpréter ça comme un exercice de discipline.
Oraya yazdığın herşeyi bizim aleyhimize de kullanabilirler.
Les personnes que nous déplacerons pourront s'installer ici même sur la scène et le maestro Oscar se fera un plaisir de vous interpréter un pot-pourri des succès de l'année...
Şuradaki masaları sahneye alalım. Maestro Oscar bizi son zamanların popüler şarkılarıyla eğlendirecek.
Rien que ce matin, à la réunion des employés, Jim a dit que même si The Chronicle doit rester vivant, passionnant et commercial, on devrait peut-être interpréter davantage les nouvelles, donner à nos lecteurs un peu plus matière à penser.
Daha bu sabah, personel toplantısında Jim bir konuya değindi. The Chronicle'ın canlı, heyecan verici ve ticari olmasını sağlamakla birlikte... haberlere belki biraz daha yorum getirmemiz, okurları... düşünmeye sevk etmemiz gerektiğine değindi.
Tu vas mal interpréter tout ce que j'ai écrit.
Yazdığım her sözü yanlış yorumluyorsun.
Il sait voler les secrets d'État, mais aussi interpréter la parole des dieux.
Sadece devlet sırlarını çalmayı bilmekle kalmadığı gibi tanrıların anlamını da anlıyor.
Heureusement, j'ai été capable d'interpréter ça correctement.
Bu duyguları doğru olarak yorumlayabildiğim için şanslıyım.
C'est la charge d'un évêque de juger, d'interpréter, de consacrer, d'ordonner, d'offir le sacrifice, de baptiser et de confirmer.
Bir piskoposun görevi... Hüküm vermek, tefsir etmek, hayatını tanrıya adamak, papazlık rütbesi vermek, kurban sunmak, vaftiz etmek ve onaylamaktır.
Sinatra acceptera peut-être de l'interpréter.
Belki Sinatra'ya söyletebiliriz.
Comment je dois interpréter ton silence?
Sessizliğinden nasıl bir anlam çıkarmalıyım?
L'une des meilleures façons d'interpréter un rôle, c'est d'être attentif au metteur en scêne.
İyi bir gösteri sağlamak için ilk işlerden biri yönetmene kulak vermektir.
L'Orchestre militaire irlandais va interpréter
Teşekkürler. İrlandalı muhafızlar bandosu, şimdi size yumuşak klasik bir uvertür çalmak istiyor.
Rick et Brannon nous ont donné beaucoup de liberté en tant qu'acteurs pour interpréter nos personnages.
O materyal beni çılgına çevirdi. O günlerde sette ne kullanıldığı, iyi göründüğü sürece, umursanmazdı. Bir parça masonite alır, Mylar ile kaplar, arkaya ikiye dört yerleştirir, duvara asardım.
Mére Zolita ne peut qu'interpréter, fiston.
Zolita Ana ancak yorumlayabilir, evlat.
Mal interpréter!
Yanlış anlamışım?
Si je n'ai pas le droit d'interpréter ma danse, je ne danse pas.
Hayır, kendi yorumumla dans edemeyeceksem, hiç etmem.
Votre capitaine va vous interpréter une chanson traditionnelle irlandaise.
Şimdi kaptanınızdan eski bir İrlanda klasiği.
Dame Ichi! Comment faut-il interpréter votre silence?
Leydi İchi, sessizliğiniz söylediklerimi aynen yapacağınız anlamına mı geliyor?
Il s'agit d'un être humain. Et vous sauriez l'interpréter à merveille.
Bir insanı oynayacaksın, hem de öyle bir oynayacaksın ki.
Les gens vont mal l'interpréter, mais je dois m'occuper des affaires de papa.
Bunu sana bırakmam yanlış anlaşılacak. Ama babamın işini halletmeliyim.
Je pense que l'art doit interpréter l'industrie, comme jadis, il interprétait la religion.
Sanat endüstriye tercüman olmalı. Tıpkı bir zamanlar dine tercüman olduğu gibi.
Je vais vous interpréter le dernier Foxtrot du Maestro Lori.
Size Şef Lori'den "Foxtrot" un son bölümünü çalacağım.
Chacun peut les interpréter à son gré lls offrent une série de combinaisons mathématiques... imprévue et inépuisable
İstediğin gibi yorumlayabilirsin. Öngörülemeyen, sonsuz bir matematiksel kombinasyonlar serisi... işte önünde duruyor
Comment interpréter cette énigmatique mission?
Bunu nasıl yorumlamalıyım?
Je suis réduit à interpréter les faits et à tenter de prévoir leur cours futur.
Olayları yorumlamayı bırakıp,... gelecekte nasıl bir yola gireceklerini öngörmeye çalışıyorum.
Pourquoi ne devrait pas ils interpréter la voie Ils font s'ils y échappent
Yaptıkları yanlarına kar kalacaksa, neden istedikleri gibi davranmasınlar?
C ´ est une evidence biologique subtile, mais persuasive ce que je peux seulement interpréter est que cela veut dire qu'il est venu en deux petites migrations successives.
Hepsi bir arada da gelmediler. Başarılı iki ayrı göç akınıyla geldiklerine dair küçük ama ikna edici biyolojik kanıtlar var.
Je n ´ ai aucune manière sensible d'interpréter cela mais à croire qu'une première migration d'un petit groupe de relation parentale, tous du groupe sanguin O, est venu en Amérique, s'est multiplié
- A-. Kanları - 0- grubu ve akraba olan küçük bir grubun ilk göçenler olması mantıklı bir açıklama gibi gelmiyor.
II faut surtout ne pas être méticuleux, pédant, ne rien interpréter à la lettre.
Şunlardan sakının, dar görüşlülük, bilgiçlik, ve küçümsemek.
Il faut interpréter d'après le vol de ces oiseaux...
Birisi bu kuşların uçuşunu okumalı...
Dans mon aveuglement je voulais enseigner l'Ecriture, interpréter la volonté divine.
Körlüğümde, Tanrının isteklerinin tercümanı olup metni yorumlama sorumluluğunu üstüme aldım.
Il existe de nombreuses façons d'interpréter ces données.
Bu bilgileri elde etmenin çok yolu var.
Arrête de lancer tes réflexions malsaines et de mal interpréter la chose.
Acayip fikirlerinden bahsetmeyi ve adını yanlış telaffuz etmeyi kes artık.
Est-ce que je t'ai jamais dit comment interpréter une chanson?
Ha? Sana bugüne kadar nasıl şarkı söylendiğini gösterdim mi?
Maintenant on va vous interpréter une autre chanson.
Bence ben ve çocuklar size bir şarkı daha söyleyeceğiz.
Peu importe, on ferait mieux d'interpréter cette chanson avant qu'il soit trop tard.
Her neyse, çok geç olmadan şarkıya başlayalım.
Il a accepté de venir interpréter quelques chansons, accueillons-le comme il se doit.
Gelip, birkaç şarkı söylemeyi kabul etti. Kendini evindeymiş gibi hissettirelim ona.