Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Intéressé

Intéressé перевод на турецкий

15,217 параллельный перевод
Des gens très qualifiés. Pas intéressé.
- İlgilenmiyorum.
Ton père était plus intéressé par danser avec sa précieuse fille plutôt qu'avec sa femme.
Baban, karısıyla değil kıymetli kızıyla dans etmeyi tercih ederdi.
C'est pour ça que tu étais si intéressé par la dague quand tu es arrivé.
O yüzden geldiğinde hançerle bu kadar çok ilgileniyordun.
Je... Je me suis intéressé à... à ton histoire.
Hikâyeni izledim.
Pas intéressé.
İlgilenmiyorum.
Non, Daniel c'est une opportunité pour toi, et je ne suis pas intéressé pour m'occuper de vous.
Hayır, Daniel, bu senin için iyi bir fırsat senin pis işlerini yapmak hiç ilgimi çekmiyor.
Vous avez remarqué si Reiter était intéressé par autre chose que le camp et la drogue?
Reiter'in kamp ve uyuşturucu yapmak dışında bir şey yaptığına şahit oldun mu?
Elle lui a dit que c'était un bide. Il n'était plus intéressé.
Ona programın çalışmadığını söylediğini ve onun da ilgisini kaybettiğini söylüyorsun
Vous êtes intéressé maintenant?
Şimdi ilgileniyor musun?
Le Parti vous soutiendrait, enfin si vous êtes intéressé.
Parti seni desteklemeye hazır ilgilendiğini varsayarsak tabii.
Je suis intéressé, oui.
Tabii ki ilgileniyorum.
Le client en voulait plus. Mais Alex n'était pas intéressé.
Müşteriler daha fazlasını istedi ama Alex ilgilenmedi.
Alors, tu es finalement intéressé par mes filles?
Kızlarım ilgini çekiyormuş demek ki.
T'es intéressé?
- Uyar mı sana?
Je ne suis pas intéressé.
Hâl hatır sormayı geç.
Je pensais avoir été clair la dernière fois, je ne suis pas intéressé par ce que vous vendez.
En son konuştuğumuzda açıkça belirttiğimi düşünüyordum. Ne satıyorsan ilgilenmiyorum.
Seulement quand je suis vraiment intéressé par ce qu'ils disent.
Sadece karşımdakinin söyledikleri ilgimi çektiğinde.
Cela impliquerait que le diable soit intéressé par ton âme.
Şeytan'ın ruhuna ilgi gösterdiği anlamına gelirdi bu.
Je suis seulement intéressé par ces deux-là.
Beni sadece buradaki ikisi ilgilendiriyor.
Je pensais que tu n'étais pas intéressé.
İlgilenmediğini zannediyordum.
Je ne suis pas... pas intéressé.
Uh, ben... ilgilenmiyorum.
C'est au sujet de ce fameux travail, qui si je me fie au fait que tu es assis là en face de moi me fait supposer qu'il t'intéresse.
Bu işle ilgisi yoksa da tam karşımda oturduğun gerçeğini göz önüne alarak bununla ilgilendiğini kabul ederim.
Mais le "blabla" m'intéresse vraiment.
Ama o "falan filan" cidden ilgimi çekiyor.
Ce qui nous intéresse vraiment, c'est cette bagarre d'il y a deux jours.
Asıl ilgilendiğimiz iki gün önceki kavga.
Tu ne m'intéresse pas.
Seninle ilgilenmiyorum.
En quoi ça t'intéresse?
Neden umurunda ki?
En quoi ça vous intéresse?
Neden umurunda?
Ça ne m'intéresse déjà plus.
Çoktan ilgimi kaybettin.
Si ça vous intéresse, moi je vous aime tous les deux.
Ben ikinizi de seviyorum çocuklar.
Non, merci. Ça m'intéresse pas.
Hayır, sağ ol, istemez.
Qui ça intéresse...
- Kim nereden geldi... - Hayır!
Qui s'intéresse à ces foutus documents.
Siktiğimin belgeleri kimin umurunda?
Si ça t'intéresse de trouver qui a fait ça bien sûr, - qui a mis son nez dans nos affaires.
Yani bunun kimin yaptığını bilmek istiyorsan kimin işimize burnunu soktuğunu.
Je connais un autre jeu, si ça t'intéresse.
İlgini çekerse başka bir oyunum var.
La chambre ne m'intéresse pas.
Oda umurumda bile değil.
Ça t'intéresse?
İlgilenir misin?
Désolé, ça ne m'intéresse pas d'être un héros.
Üzgünüm, kahraman olmakla ilgilenmiyorum.
J'apprécie que tous le monde s'y intéresse, mais aucun de vous n'est sa mère.
Herkese ilgisi için teşekkürler ama bu çocuğun annesi benim.
Tout ce qui m'intéresse, c'est les ramener avant que ce truc ne parte en vrille.
Tek istediğim bütün bunlar boka sarmadan ikisini de bulup getirmek.
La politique ne l'intéresse pas.
Politikayla ilgilenmez.
Personne ne s'intéresse à l'entreprise de Joan Walsh.
Joan Walsh işi kimsenin umrunda değil.
Vous serez intéressé par ça.
Bununla ilgileneceksin.
Tu penses que ça m'intéresse quel accord fait Harvey Specter?
Harvey Specter'ın ne yaptığı umrumda mı?
Je pense que ça t'intéresse de savoir quel accord veut Jonathan Sidwell.
Bence Jonathan Sidwell'in ne yaptığı umrunda.
- Si, ça l'intéresse.
Hayır.
Si je t'intéresse, apprend à me connaitre.
Bana ilgin varsa, beni tanı.
La seule OPA hostile qui t'intéresse est celle-ci.
İkimizde biliyoruz ki sen tek önemsediğin düşmanca devralma burada olan.
Je suis peut-être un sale traître, mais votre princesse m'intéresse pas.
Bencil olabilirim hain bir bok parçası olabilirim ama senin yılan prensesinden hoşlanmıyorum.
Qui ça intéresse?
Boş versene.
Pas d'offense, Steve, mais je ne pense pas qu'il est le seul à qui elle s'intéresse.
Alınma ama Steve, o kızın seninle ilgilendiğini sanmıyorum.
Pourquoi il s'intéresse aux sanctuaires?
Sığınmaya olan ilgisi ne, biliyor musun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]