Translate.vc / французский → турецкий / Jamais
Jamais перевод на турецкий
258,755 параллельный перевод
On ne ferait jamais une chose pareille à la légère.
Bunu hiçbir zaman öylesine kullanmayız tabii.
Je n'y ai jamais participé et je n'y participerai jamais.
Hiç yapmadım, yapmayacağım da.
Je n'ai jamais dit ça.
Güçsüz olduğumu söylemedim zaten.
Je ne l'ai jamais rencontrée. Son nom ne me dit rien.
Dediğiniz kişiyle karşılaşmadım hiç, bu ismi daha önce duymadım.
- Je ne suis jamais allée à Diatkovo.
- Dyatkovo'ya hiç gitmedim.
Mais je ne suis jamais allée à Diatkovo.
Dyatkovo'ya hiç gitmedim.
Jamais. Vous avez abattu vos compatriotes.
- Kendi insanlarını öldürdün.
- Non, jamais...
- Hayır, asla yapmam.
Il n'est jamais allé en Russie.
Rusya'ya hiç gitmedi ki o.
A la minute où nous arrêterons Flynn, ils ne me laisseront plus jamais approcher de cette machine.
Flynn'i durdurur durdurmaz, bir daha makinenin yanına yaklaşmama izin vermezler.
Je vais revenir en arrière et m'assurer que les parents du tueur ne se rencontrent jamais.
Geri gideceğim ve katilin anne babasının tanışmasını engelleyeceğim.
Comme ça, il ne sera jamais né.
Böylece hiç doğmamış olacak.
- À 9 h demain matin, elle a un vol pour Milwaukee, elle le verra plus jamais.
- Yarın sabah 9'da, Milwaukee'ye uçağı var sonra da adamı hiç görmeyecek.
Bien sûr, les granges ne s'effondrent jamais dans les tempêtes.
Tabi çünkü ahırlar fırtınadan etkilenmezler!
Ils n'ont jamais trouvé le coupable.
Katili hiçbir zaman bulamadılar.
Ce n'était... pas facile. Devoir vous regardez de loin, n'avoir jamais pu vous parler... à ma propre fille.
Seni uzaktan seyretmek, kendi kızımla hiçbir zaman konuşma fırsatı yakalayamamak.
Il essayera d'utiliser le vôtre, mais ce ne sera jamais un problème.
Muhtemelen seninkini de kullanmayı dener ama bir sorun olmayacak.
Si jamais je donne celui-là?
Ya bunu birine verirsem?
Est-ce que... cet acte rattrape le fait que je ne les regarde jamais dans les yeux et que je ne suis pas sûre de leur prénoms?
Peki bu tek bir hareket, gerçekten de hiç göz göze gelmediğim gerçeğini ve isimlerini tam bilmememi telafi eder mi?
C'est une flamme qui ne s'éteint jamais.
Hiç sönmeyen bir ateş gibi.
Et je n'y retournerai plus jamais.
Sonra bir daha gitmeyeceğim. "
Font caca sur le tapis, parfois 3 fois par jour, je n'arrive jamais aux toilettes,
Halıya sıçsa, bunu günde üç defa yapsa bile... "Tuvalete yetişemedim."
En tant que leçon finale pour le Jour de Carrière, si vous pouviez prendre un de mes portraits de 1999 duquel j'ai commandé mille exemplaires et n'en ai jamais eu besoin, si vous pouviez les jeter pour moi,
" Kariyer Günü'nün son dersi olarak 1999 yılından kalma vesikalıklarımdan alın. Acil olarak 1000 tane sipariş etmiştim ama hiç ihtiyacım olmadı. Alıp bunları atın, ben atamıyorum da.
C'était bizarre et, je ne retournerai jamais voir des spectacles comiques.
Çok... tuhaftı ve... Bir daha asla stand-up gösterisine gitmeyeceğim. "
Et, je suis allé chez un psy, si vous n'y êtes jamais allé, ne vous sentez pas mal en y allant, et... ils étaient tous horribles.
Ve... Psikiyatri tesisine gittim, siz gitmediyseniz söyleyeyim, tabii gidenler de kötü hissetmesin ve... Hepsi eşit derecede berbat.
Oui, j'ai jamais annulé un spectacle.
" Ben hiç gösteri kaçırmadım.
Vous n'avez jamais peur de monter sur scène en dehors de certains groupes?
Yani belli gruplar dışındaki gösterilerden korkmaz mısın? "
Je ne vous ai jamais vue là-bas.
Sizi oralarda hiç görmedim.
Pourquoi n'ai-je jamais entendu parler de Duluth?
Ben bu Minnesota, Duluth'u niye hiç duymamışım?
Tu n'as jamais travaillé de ta vie, Marilyn.
" Sen hayatında bir gün bile çalışmadın Marilyn.
Et tout le monde doit se laisser attraper sinon le jeu ne se termine jamais, et c'est un jeu de merde.
Herkes bilerek yakalanmalı yoksa oyun hiç bitmez ve boktan bir oyun olur.
Tu te sentiras plus jamais exposé.
Artık güneşte kalmak yok.
Mia, je ferais jamais ça.
Mia, asla böyle bir şey yapmam.
Oui, sans hésiter. Mais il voudra jamais.
Tabii ki de olur, anında işe alırdım ama asla kabul etmez.
J'ai jamais rien dit de tel.
Böyle bir şey söylemedim.
C'est le meilleur poste que j'ai jamais eu.
Şimdiden, girdiğim en iyi iş bu oldu diyebilirim.
Non, il ferait jamais ça.
Evet, asla yapmaz.
C'est classique. Les gens qui me ressemblent sont jamais pris au sérieux dans le milieu de la tech par ceux qui te ressemblent.
Bu çok normal çünkü benim gibi görünen insanlar, bu sektörde asla ciddiye alınmazlar.
Je l'avouerai jamais, mais oui.
Dillendireceğim bir şey değil ama, bunu yaptım.
Jamais de la vie.
Asla olmayacak.
Jamais de la...
- As la ol ma...
Je ne veux pas parler de lui. Ni penser à lui. Plus jamais.
Bunun hakkında konuşmak istemiyorum, düşünmek de istemiyorum, bir daha asla.
J'ai jamais cru... que le chat vidéo utilisait au mieux notre compression.
Videolu görüşmenin sıkıştırma için en ideal alan olduğunu hiç düşünmedim
Tu sauras jamais ce que c'était.
Çünkü hiçbir zaman orada ne olduğunu bilemeyeceksin.
Liz ne doit jamais apprendre toute cette histoire entre nous.
Liz aramızdaki meseleyi asla bilmemeli.
Je ne serai jamais rien de tout ça.
Ben hiçbir zaman.. bunlardan biri olmayacağım.
Il y a 4 jours, j'ai dépensé 2 milliards sur une merde de gadget VR qui ne marchera jamais.
Dört gün önce, çalışmayacağına emin olduğum bir VR bokuna iki milyar dolar harcadım.
On le saura jamais.
Asla da bilemeyeceğiz.
La Chine n'a jamais négocié avec Jack Barker.
Çin daha önce Jack Barker'la müzakere etmedi.
Ne vous mariez jamais.
- Sakın evlenme, Richard.
Ça marchera jamais.
- Hiçbir zaman işe yaramayacak.