Translate.vc / французский → турецкий / Joel
Joel перевод на турецкий
2,020 параллельный перевод
Bien, Joel as-tu des questions?
Tamamdır, Joel, sorun var mı?
Et tout ce que Joel va faire est poser l'ordi sur une table - et s'en aller, juste? - Exactement.
Joel'in yapması gereken tek şey bilgisayarı masanın üzerine bırakıp oradan uzaklaşmak, değil mi?
Maintenant, Joel, une fois le dépot fait tu reviendras ici en sécurité, et on va suivre l'ordi jusqu'à Klemah.
Joel, onu bırakıp güvenli bir şekilde buraya geri dönünce bilgisayarı Klemah'a kadar takip edeceğiz.
Ok, Ames, on est prêt. fais descendre Joel.
Tamamdır, Ames, hazırız.
Ok, Joel, c'est l'heure.
Çocuğu yolla. Tamam, Joel, zamanı geldi.
Il est là, Joel.
İşte orada, Joel.
C'est l'heure d'y aller, Joel.
- Sen neden bahsediyorsun?
Chance, il tient Joel.
- Gitme zamanı, Joel. Chance, Joel ellerinde.
Joel!
Joel!
Je chante dans la douche.
Duşa girdiğimde şarkı söylerim. Billy Joel.
Dans le spectacle, comme Billy Joel.
Billy Joel gibi eğlence düşkünleri mi?
Voici Vicky... Joel
Bu Vicky, Joel...
Alors, Joel, je vois d'où vos filles tiennent leur allure.
Peki Joel... Kızlarının güzelliklerini kimden aldığı belli.
Euh, Joel vient avec nous.
Jeol da bizimle geliyor.
Je pars en virée et le Joel habituel se transforme en "Joel sur la route".
Yolculuğa çıkınca her zamanki Joel yolcu Joel'a dönüşür.
J'en sais rien, mais j'aime bien ce Joel, un peu plus que le Joel sans sel.
Bilmiyorum ama bu Joel'u, tuzsuz Joel'dan daha çok sevdim.
- des limites sur les trucs illégaux.
- Bence yapalım Joel.
C'est comme si Casey et Joel étaient meilleurs amis.
Casey ve Joel en yakın arkadaş gibiler.
- Joel a défié une table de routiers dans un concours de mangeur d'ailes de poulet.
- Joel, tavuk kanadı yeme yarışmasında bir masa dolusu kamyon şoförüne meydan okudu. - Kazandım!
- D'accord. Il fait quoi Joel?
- Joel ne yapıyor?
Tu te souviens de la fois où le Joel de la route nous a abandonné dans une cafétéria?
"Yolcu Joel" un bizi Albany lokantasında terk ettiği yolculuğumuzu hatırlıyor musun?
Lequel d'entre nous va lui dire qu'on a perdu Joel?
Joel'u kaybettiğimizi hangimiz söyleyecek?
Le matin de Noël, Joël fait un magnifique feu et Mia est notre gnome des cadeaux.
Noel sabahı, Joel güzel bir ateş yakar, ve Mia bizim ufak hediye cücemiz.
- alias LUCAS WlLSON "JOEL"
- YANİ LUCAS WILSON "JOEL"
- alias JOEL MACMlLLAN
- YANİ JOEL MACMILLAN
Joel y est accro. ll achète ça à la caisse.
Joel ona iyice düşkün oldu. Kasayla alıyor.
Le pire, c'est Billy Joel.
En berbat olan Billy Joel'un "Allentown" ıdır.
Je veux pas vous interrompre, c'est du lourd, mais aussi du Billy Joel.
Vay be Tracy, buna engel olmak istemiyorum. Bu harika bir şey, ama Billy Joel tarzı.
Et ce pauvre Joel, qui me supporte alors que je dirige tout et je me hais pour ça.
Evet. Sonra zavallı Joel her şeyi kontrol etme huyum yüzünden bir de benimle uğraşmak zorunda kaldı, bu huyumdan nefret ediyorum.
Je veux pas demander à Joel de revenir, car j'admettrais que la pièce part en vrille sans lui.
Joel'den geri dönmesini istemedim çünkü oyun dağıldığı vakit bıraktığında ben kabul etmiştim.
Si tu devais choisir...
Tamam, iyi, eğer seçtiysen... - Joel.
Joel, je t'en supplie.
Joel, sana yalvarıyorum dostum.
- C'est une pièce historique sur la Californie que je connais même pas.
hakkında. Bunu bile bilmiyorum. Joel, dönmen lazım.
Le papa de Sydney, Joel!
Joel!
Arrête Joel!
Kes şunu Joel.
Joel, elle sait ce qu'elle fait, et on veut faire ça vite.
Aslında Joel, kızımız işinde gayet iyi. Üstelik bu işi hemen halletmek istiyoruz. En iyi seçeneğimiz bu olabilir.
Joel, on doit...
Joel, bu işi halletmemiz...
Mets tes lunettes, Joel.
Gözlüklerini tak Joel.
Si je pense à quelqu'un avec un sens du goût et de l'odorat très pointu, la première personne à laquelle je pense est le chef français Joël Robuchon.
Keskin tad ve koku duygusu olan birisini düşündüğümde... Aklıma gelen ilk kişi büyük Fransız şef Joel Robuchon.
Soyons réalistes, Joel.
Kabullenelim, Joel.
Joel Putney, l'homme qui nous a vu sauver le chat.
Joel Putney... kediyi kurtarmamıza tanıklık eden adam.
- Joel goûte, c'est mandarine.
- Mandalinalı. tadına bak. Mandalinalı.
Joel a compris.
Joel anladı.
{ \ pos ( 192,235 ) } et Joel et Julia font des cookies en forme d'insectes et c'est génial.
Joel ve Julia böcek şekilli kekleri...... harika olur.
Joel, c'est toi?
Joel, bu sen misin?
Lucy Joel.
Lucy Joel.
À Joel.
Joel'dan mı?
Joel, je t'en supplie.
man.
- C'est moi. Désolé, Joel. - Juste pour vous, Zeek.
Zeek.
Je pourrais très bien m'y habituer.
Vicky ve Joel'un Ayrı Geçirdikleri 1072. Gece Buna alışabilirim.
Viens, Joel.
Gidelim, Joel.