Translate.vc / французский → турецкий / Karin
Karin перевод на турецкий
408 параллельный перевод
Votre femme a dit ça, mais elle a gagné toutes les mains.
Karin bana onu söyledi ve her eli kazandi.
Votre femme m'en a parlé.
Karin bir yolculuga çiktigini söylemisti.
Ta femme vaut-elle mieux que ses sœurs? "
Karin, kardesIerinden daha mi iyi?
Ce n'était pas ta femme.
Senin karin degildi.
Une femme, des enfants.
Bir karin, çocuklarin.
je suis Karin, l'épouse du chevalier... et je vous souhaite courtoisement la bienvenue dans ma maison.
Ben Karin, şövalyenin eşiyim ve evimize hoş geldiniz.
Ma femme Karine est morte depuis des années déjà.
Karım Karin, uzun yıllar önce öldü.
- C'est moi qui dois y aller? - Oui. - Ce n'est pas Karin?
Onları almaya Karin gitmeyecek miydi?
Où est Karin? Elle devait emmener les cierges de la Vierge.
Bakire mumlarını ayine Karin götürmeyecek mi?
Karin n'est pas bien.
Karin rahatsız
Tu es toujours si sévère quand il s'agit de Karin!
Karin'e karşı hep sertsin
Envoie Ingeri éveiller Karin.
Karen'i uyandırması için Ingeri'yi yolla
Ingeri, prépare un repas pour Karin.
Ingeri, Karin'e yoluk hazırla :
- Tu es malade, Karin?
- Hasta mısın?
Merci pour hier soir.
- Dün gece için teşekkürler, Karin
Si Karin ne rentre pas ce soir, elle sera là demain matin.
Bu gece evde değilse bile Yarın mutlaka olacaktır
- Je sais que tu t'inquiètes.
Karin için endişelendiğini biliyorum
C'est à Karin.
Karin'in
Nous devons retrouver Karin.
Karin'i aramalıyız.
Non, je voudrais faire un tour avec ma femme.
Ben de karımla bir gezinti yapabileyim. Karin'le ben ağı geremez miyiz?
Et si Karin posait les filets avec moi?
O zaman Minus'la Martin de süt almaya giderler. Ben ne süt almak istiyorum ne de ağı germek.
Faisons comme dit Karin et nous garderons notre dignité... c'est ce qui importe.
Ben Karin'in dediklerini yapmakta kararlıyım! O zaman iyi geçiniyoruz ve en önemlisi de bu.
- Au sujet de Karin. Je pensais bien faire.
Sana yazmam gerektiğini düşünmüştüm.
Il est le seul psychiatre en qui j'ai confiance.
Edgar güvendiğim tek ruh doktoru. Karin'e hep o baktı. Ve?
Quand Karin a quitté l'hôpital, il y a un mois, nous avons discuté de tout.
Karin bir ay önce eve gelmeden Edgar'la durumu iyice görüştüm.
Karin se met là...
Karin oraya, sen oraya.
Karin, ma chérie...
- Sevgili Karin...
- C'est impossible! - Karin...
- Hayır olmaz!
"je dois te parler de Karin" et tout y passera.
"Seninle Karin hakkında konuşmam gerek." diyeceksin ve herşeyi anlatacaksın.
Karin voulait que je te demande.
Karin bunu sana sormamı istedi.
Tu es vide et habile. Tu veux remplir ce vide avec le drame de Karin.
Bomboşsun, ve boşluğunu Karin'in yavaş yavaş eriyişiyle doldurmak istiyorsun.
Un amour. Pour Karin. Et Mino.
Sevgi Karin'e...
Karin, mon amour...
- Karin, sevgilim...
Je dois lui faire une piqûre.
Karin'e bir iğne yapmam gerekiyor.
Reste tranquille, Karin.
Sakin olmaya çalış, Karin.
Tu te trompes.
Yanılıyorsun, Karin.
- C'était important?
- Hayır, önemli miydi? - Karin'den söz etmiştim.
Merci.
Sağlığına, Karin.
- Bonne nuit, papa.
- iyi gecelr, Karin.
- Qu'y a-t-il?
- Üzgün müsün, Karin? - Aslında üzgün değilim.
Pas de hibou, non plus.
Bana güvenmelisin, Karin.
Viens te coucher.
Gel yat, Karin.
Qu'y a-t-il?
- Ne oldu, Karin?
Ecoute-moi, Karin.
Dinle... bana bak lütfen!
- Ma petite Karin.
Küçük Karin...
Ça concerne Karin.
Karin'le ilgili.
Tu souhaites la mort de Karin.
- Ama yine de çoğu kez Karin'in ölmesini istedin?
Aucun rapport avec Karin.
- Bunun Karin'le bir ilgisi yok.
Ecoute-moi, Karin!
Beni duyamıyor musun, Karin?
Tu as vu Karin?
- Karin'i gördün mü?
Aucun dieu ne passera cette porte.
Karin... kapıdan Tanrı gelmeyecek!