Translate.vc / французский → турецкий / Krüger
Krüger перевод на турецкий
68 параллельный перевод
Maman ne s'appelait pas Van Dam, mais Krüger.
Ve annemin soyadı Krueger'miş, Van Dam değil.
Il y a énormément de Krüger. Il faut savoir le prénom de ta grand-maman.
Birçok "Kruegers" var, büyükannenin ilk adını bilmemiz gerekiyor.
Mme Krüger.
Bayan Krger'in.
" La semaine passée, le Pr Aage Krüger est rentré
"Profesör Aage Krger altı yaşındaki Mary Jensen'e..."
"Votre amie, Ellen Krüger."
Sevgiler, Ellen Krger.
Où est Mlle Krüger?
- Bayan Krger nerede?
Ton crime ne sera jamais pardonné, Aage Krüger.
İşlediğin suç asla unutulmayacak, Aage Krger.
Aage Krüger a pris ma poupée pour la donner à sa petite fille.
Aage Krger bebeğimi aldı. Küçük kızına vermek için.
Tu dois errer seule, nuit après nuit, car personne n'a témoigné du crime d'Aage Krüger.
Akşamları tek başına dolaşmak zorundasın. Çünkü kimse Aage Krger'in işlediği suça tanıklık yapmıyor.
Connais-tu Aage Krüger, maman?
Aage Krger'i tanıyor musun, anne?
Elle a été internée par le Dr Krüger, son père, qui voulait la tuer pour ne pas qu'on sache qu'il avait eu un enfant adultérin.
Hastahaneye babası Dr. Aage Krger tarafından kabul edilmiş. Yasak bir ilişkiden doğduğu için onu öldürmek istiyormuş.
On lui a fait inhaler du chlore. Krüger disait que ça soignerait la tuberculose qu'elle n'avait d'ailleurs pas.
Dr. Krger veremi tedavi edeceğini söyleyerek ona sürekli olarak klor solutmuş.
Aage Krüger l'a rattrapée avec la voiture-brancard, l'a traînée jusqu'à l'hôpital et lui a administré une dose fatale de chlore.
Ancak Aage Krger ambulansla peşine düşüp onu yakalamış. Hastahanenin arkasına sürüklemiş ve orada ölümcül son dozu vermiş.
Dr Krüger.
- Dr. Krger.
Moi, Bulder Hardy Drusse, certifie devant Dieu qu'Aage Krüger a tué Mary Jensen.
Ben, Bulder Hardy Drusse, Aage Krger'in Mary Jensen'i öldürdüğüne Tanrı'nın huzurunda tanıklık ederim.
Moi, Jorgen Hook, certifie devant Dieu qu'Aage Krüger a tué Mary Jensen.
Ben, Jørgen Hook, Aage Krger'in Mary Jensen'i öldürdüğüne Tanrı'nın huzurunda tanıklık ederim.
Moi, Sigrid Drusse, certifie devant Dieu qu'Aage Krüger a tué Mary Jensen.
Ben, Sigrid Drusse, Aage Krger'in Mary Jensen'i öldürdüğüne Tanrı'nın huzurunda tanıklık ederim.
Aage Krüger!
Aage Krger!
Aage Krüger a tué le pasteur.
Rahibi öldüren Aage Krger'di.
Est-ce qu'Aage Krüger est venu ici?
Aage Krger buraya geldi mi?
Que voulait Aage Krüger?
Aage Krger ne istiyormuş?
Vous ne le savez pas, mais on a la preuve qu'Aage Krüger est un démon.
Sen bilmiyorsun ama Aage Krger'in bir iblis olduğuna dair elimizde kanıtlar var.
Le seul mec qui fait ça ici, c'est Krüger.
Marsilya'da eğri kaportaları düzelten tek kişi Kruger'dir.
Et Krüger, il est Allemand.
Ve Kruger de Almandır.
- On commence par Krüger.
- Önce Kruger'den başlayalım.
À la fermeture, on ira poser des questions à ce fameux Krüger.
Son olarak da meşhur Kruger'e birkaç soru.
- Krüger?
- Kruger mi?
- Récupérer les pneus, commandés à Krüger.
- Herhalde Kruger'e ısmarladıkları büyük lastikleri almak için.
Lequel d'entre vous est le dénommé Krüger, s'il vous plaît?
Kruger hanginiz söyler misiniz lütfen?
Monsieur Krüger.
Bay Kruger!
Heinrich Himmler et le général Krüger visitent le Ghetto
Reichsführer Heinrich Himmler ve General Krüger'in Getto'daki turu
- Le général Krüger a bien...
- General Krüger yeterince açık...
Sauf si le général Krüger vient en personne vous en donner l'ordre.
General Krüger kendisi aksi emir vermediği sürece hayır.
- Général Krüger, dans très peu de temps, le secteur juif de Varsovie ne sera plus.
- General Kruger kısa süre içinde Yahudi bölgesi diye bir yer olmayacak.
Le général Krüger se suicida le lendemain de la capitulation allemande.
General Krüger Almanya savaşı kaybedince intihar etti.
Stanley était assis avec Hardy Krüger... et ils discutaient un problème
Stanley ise Hardy Krüger'la oturmuş... ... Hardy'nin bir sorununu tartışıyor ve diyordu ki :
Krüger était aussi en train de s'énerver.
Galiba Krüger de huzursuzlaşıyordu.
Le Sturmmann Krüger, avec son groupe, a défendu le pont Wolf et se voit décerner la Croix de Fer.
Onbaşı Krüger ve grubu Wolf Köprüsü'nü savundu ve Demir Haç'a layık görüldü.
- Comme vous voulez. Vous connaissez M. Krüger, secrétaire d'État à la défense.
Bay Kruger'i tanıyorsun, Savunma Bakanlığı Sekreteri.
Monsieur Krüger, je vous laisse expliquer la situation.
Bay Kruger sana durumu etraflıca açıklayacak.
Tu connais Bernd et Elsa Krüger, à Minneapolis?
Minneapolis'te Bernd ve Elsa Krüger'a ne oldu biliyor musun?
Quel est ton plan Freddy Krüger?
Planın nedir Freddy Krüger?
- Vous, mais pas vos accompagnateurs.
Sizin kaydınız var, Bayan Krüger ama yanınızdakilerin yok.
Pourquoi vous ne l'avez pas dit?
Bunu daha önce neden söylemediniz, Bayan Krüger?
Vous ne remboursez rien du tout sauf les frais pour vos perches.
Geldiğinizden bu yana hiçbir maddi sorunu çözmüş değilsiniz. Levreklerinizi saymazsak tabii. Bu kadar ön yargılı olmasak, Bayan Krüger.
Réjouis-toi avec Frau Krüger et moi d'être en prison.
Benimle birlikte cezaevindekiler de çok sevindi buna.
Frau Krüger, vous avez entièrement droit de m'offenser.
Bayan Krüger, bana hakaret etmekte haklısınız.
Vous travaillez ici depuis longtemps, Frau Krüger.
Uzun zamandır buradasınız, Bayan Krüger.
Je veux bien, mais elle a du talent.
Olur, Bayan Krüger, ama o çok iyi.
- Trouvez-moi Krüger, c'est urgent.
Bana Kruger'i bul. Çok acil.
- Les gardiens portaient votre piano.
- Görevliler, Sevgili Bayan Krüger, o esnada piyanonuzu taşıyorlardı.