Translate.vc / французский → турецкий / Kyôtô
Kyôtô перевод на турецкий
441 параллельный перевод
Besoin d'argent... Combien voulez-vous? 30 yens suffiront.
Kyoto'nun en büyük kumaş dükkânının sahibi Furusawa boynu bükük Jurakudo'dan bir iyilik istiyor.
Le célèbre marchand drapier de Kyoto,
Birinin talihinin dönmesi, acınası bir durum.
Leur vainqueur, Minamoto no Yoshitsune, aurait dû reprendre le chemin de la capitale, après ses valeureux faits d'armes. Mais le shogun Yoritomo, connu pour sa grande méfiance, croit les médisances de son vassal, Kajiwara, et décide d'éliminer Yoshitsune, son cadet.
Muzaffer Komutan Yoshitsune Kyoto'ya yürümeye hazırlanmaktaydı ama kuşkulu Shogun Yoritomo öz kardeşinden bile rahatsız olmaktaydı.
Kyoto est si beau, si reposant.
Kyoto çok hoş, huzur dolu bir yer.
Vous venez souvent à Kyoto, professeur?
Profesör, Kyoto'ya sık sık ziyarete gelir misiniz?
Mais j'ai bien aimé Kyoto.
Kyoto çok hoşuma gitti ama.
Mais non, c'est merveilleux d'être à Kyoto après si longtemps.
Değiliz. Bunca zaman sonra Kyoto'da olmak harika.
Il était si tard... que nous avons passé la nuit chez Yae à Kyoto.
Öyle geç olmuştu ki geceyi Kyoto'da bayan Yae'nin yanında geçirdik.
Je ne me souviens donc pas de son apparence, mais je sais, qu'étant de Kyoto, elle servait le prince au palais.
Nasıl göründüğünü hiç hatırlamıyorum ama biliyorum ki, Kyoto'dan olduğu için, prense hizmet etmiş.
Un an déjà depuis l'an dernier, à Kyoto.
Bir yıl oldu bile.
Je vais partir immédiatement pour Kyoto.
Hemen Kyoto'ya gitmek için ayrılacağım.
Vous avez donc enfreint la règle. Cette conduite inqualifiable mérite une sanction exemplaire.
Bu ciddi suç nedeniyle Kyoto şehrinde ikamet edemezsiniz.
Les intendants sont très contrariés.
Sonra Kyoto'nun kadınlarıyla ünlü olduğu konusunda tüm hizmetçiler hemfikir oldular.
Ils m'envoient donc ici pour en chercher d'autres. Les filles de Kyoto ont la réputation d'être belles.
Dolayısıyla buraya gelmemi ve gerçek bir güzel bulmamı emrettiler.
C'est ce qu'il y a de mieux à Kyoto.
Kyoto'da bile ben hariç kimse böylesine güzel kızları toplayamaz.
Isobe, le messager est revenu avec une jeune fille pour le maître.
Haberci, cariye olacak bir kızla Kyoto'dan döndü. Gerçekten mi? Ne çabuk!
Une maison importante!
Günün birinde size rakip olmak için Kyoto'da bir dükkan açacağım.
J'ai besoin d'une épouse à la maison. Tu seras heureuse.
Aslında Kyoto'ya bir eş bulmak için geldim.
Je vous ai aperçues à la gare de Kyoto, mais je n'ai pas osé vous parler.
Sizi Kyoto İstasyonu'nda gördüm... ama konuşacak cesareti bulamadım.
Kyoto, c'est fini pour moi.
Kyoto benim için bitti.
J'ai amené les beautés de Kyoto.
Kyoto'lu kızları da getirdim.
Les symboles de Kyoto!
Kyoto'nun sembolleri!
Il paraît qu'on cherche la femme du Grand Imprimeur de Kyoto.
Kyotolu'Büyük Yayımcı'nın karısını arıyorlarmış.
Impossible d'aller à Kyoto, maintenant.
Artık Kyoto'ya gitmemiz mümkün değil.
Tu pars pour Kyoto?
- Evet, Kyoto'ya mı gidiyorsun?
Enfant, je venais souvent rêver ici... projetant d'aller à Kyoto et d'y réussir.
Küçükken buraya sık sık gelirdim Kyoto'ya gidip başarılı bir hayatın hayallerini kurardım.
Demain... la Police de Kyoto viendra te chercher.
Yarın.. Kyoto Polisi senin için gelecek.
Maintenant, Mohei, veuillez partir sans délai pour Kyoto.
Ama şimdi Mohei hiç gecikmeden Kyoto'yu terk etmen sizin için en iyisi olacaktır.
J'irai à Kyoto faire de véritables affaires.
Bazı gerçek işler için Kyoto'ya gideceğim.
~ Kyoto ~
Kyoto
C'est un visiteur important!
Kyoto'dan gelen önemli bir konuktur!
Notre Seigneur vous informe qu'il aimerait vous voir à Kyoto dans un proche avenir pour vous récompenser.
Bakan senin işini çok takdir ediyor mükafat olarak seni Kyoto'ya davet etmek istediğini söyledi.
Allons à la Capitale, devenons célèbres...
Öyleyse önce Kyoto'ya gidip önemli kişiler oluruz.
Je veux me rendre dans la Capitale.
Kyoto'ya gitmeyi planlıyorum.
Je pensais comme toi, en allant à la Capitale.
Ben de seninle aynı fikirlere sahip olduğum sırada Kyoto'ya gitmiştim.
Rapporte ce scandale au Ministre.
Kyoto'ya haberci gönderin. Bakanı derhal haberdar etmeliyiz.
De retour à Kyoto, Patronne? Soyez le bienvenu, M. Kobayashi.
Hanım!
Donnerez-vous des leçons ici? J'en suis loin!
Burada, Kyoto'da piyano dersi verebilirsin.
En excursion à Kyoto?
- Kyoto'ya gezmeye mi geldin?
Ce convoi de ravitaillement se dirige de Kyoto vers Tokyo sous la garde de soldats américains et japonais.
Bu, Tokyo-Kyoto güzergahında giden bir askeri ikmal treni. Amerikan askeri personeli ve Japon güvenlik güçleri... tarafından ortaklaşa korunuyor.
~ Kyoto ~ ~ Capitale du Japon médiéval ~
KYOTO Ortaçağ Japonya'sının finans şehri.
~ a emmené Musashi à Ohgiya, l'endroit le plus en vogue de Kyoto ~
Kyoto'nun en popüler kulübünde bir eğlence düzenledi.
Cette geisha de Gion?
Kyoto'lu geyşa mı?
Kobe, Osaka et Kyoto.
Kobe, Osaka ve Kyoto.
Mme Sasaki de Kyoto vous attend.
Kyoto'dan Bayan Sasaki geldiler efendim.
Vous savez, nous divisons nos clients de Kyoto en deux catégories.
Bunu söylememem gerek belki ama, hem iyi hem de kötü misafirlerimiz oluyor. Size iyi mahsullerden göndermeliydik.
Il loge à notre hôtel lorsqu'il vient à Kyoto.
- Elbette hatırlarsınız. - Kyoto'dayken bizde kalırdı.
Récemment, il est venu à Kyoto.
Son seferinde muayene bile etti.
Je suis Yukiko Sasaki de Kyoto.
Kyoto'dan geliyorum, ismim Yukiko Sasaki.
Elle a failli retourner à Kyoto se faire soigner. Quel tracas!
Boş yere telaşa kapılıyor.
À Kyoto, il y a aussi de bons hôpitaux.
İyi de Kyoto'da da bir sürü iyi hastane var.