Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Kéké

Kéké перевод на турецкий

118 параллельный перевод
Arrête de faire le kéké Eros, je lance le vaisseau dans une minute!
Dayan Eros, gemiyi harekete geçirmek üzereyim!
T'as compris la leçon, face de kéké?
Dersini aldın mı, yeni çocuk?
- Bien. - Des gâteaux aux amandes?
- Bu bademli keke niye bu kadar taktın?
Mon frère Charles adore.
Erkek kardeşim Charles Akçaağaçlı keke bayılır.
Quelle chance! Je dois prendre vos mesures.
Peynirli keke ne dersin?
Je dois surveiller le gâteau.
Çok isterdim, ama fırındaki keke bakmalıyım.
Je m'occupais du gâteau... Quand il est entré...
Keke bakmaya gitmiştim ve arkamı döndüğümde, orada duruyordu.
Juana, ça te dirait de manger un morceau?
Juana, hamburgerle keke ne dersin?
- J'ai été recalé qu'a l'oral. Pour la troisieme fois.
Ben sadece keke... başarısız Ol fen... sözlü sınavda.
Ils ont l'air bons, ces brownies.
Güzel bir keke benziyor, Harold.
Fous le camp! Et occupe-toi du gâteau et de la crème!
Buradan defol ve git keke bak!
Mais toi, tu es irresponsable de laisser une folle au volant d'une voiture.
Ama sen ne kadar sorumsuz bir insansın ki, bana üzümlü bir keke, arabayı kullan diyorsun?
La vie de papa est si vide pour qu'il attende après un gâteau?
Babamın bir peynirli keke bu kadar önem verecek kadar mı boş bir hayatı var?
J'adore le gâteau.
Keke bayılırım.
On dit pas non au gâteau!
Hadi ama, keke hayır deme.
je me défoule sur le cheese-cake à cause de toi.
Sana olan öfkemi, peynirli keke karşı katıdan gaz haline geçiriyorum.
On dirait que vous pourriez vouloir un petit gâteau.
Duruma bakılırsa bir keke ihtiyacınız var.
Moi j'enlevais la guimauve pour aller direct au biscuit.
Eskiden içindeki keke ulaşmak için önce dışındaki kaplamayı yerdim
J'adore les gâteaux.
Keke bayılırım.
Regardez-moi cette folle.
SU MEYVELi KEKE BAKIN.
Mets-le dans le brownie. Elle aime ça.
Yediği o keke koy.
Et si c'était un hommage à tes brownies?
Aslında bu keke yapılmış bir övgü. Göremediğin şey bu.
- Un autre morceau de gâteau?
- Bir parça daha keke ne dersin?
Ce que j'aime les gâteaux moelleux.
Tanrım.Islak keke bayılıyorum.
3,50 $ pour un muffin?
Bir keke 3.50 dolar?
- Bien, maintenant que c'est réglé... que dirais-tu d'une part de cake?
- Güzeel, durumu açığa kavuşturduğumuza göre biraz çay ve meyveli keke ne dersin?
- Pas de cake.
- Demek ki meyveli keke hayır.
- Viens voir le gâteau, papa.
- Hadi keke bak, baba.
J'adore les petits pains aux raisins.
Keke bayılırım.
C'est ta mère qui avait besoin de gâteaux.
Annenin keke ihtiyacı varmış.
Céréalement bonnes!
Çikolatalı keke ne dersin?
Tu aimes mes crêpes?
Çikolatalı keke ne dersin?
On peut pas avoir le lard et le cochon.
Hem yiyip hem de keke sahip olamazsın.
On dirait un bonhomme de pain d'epice.
Zencefilli keke benziyor, adamım.
- ~ Keke.
- ~ Keke.
J'irais bien m'allonger avec ce gâteau et nous prendrions du bon temps!
Bu kekle bir oda tutarım. Bu keke çok iyi vakit geçirtirim.
Ne touche pas à ce gâteau!
Sakın keke dokunma!
Surveillez votre fils, il ne doit pas s'approcher du bufet.
Oğlunuza dikkat edin. Keke yaklaşmaması gerekiyor, tamam mı?
l'essentiel! - Les toxicomanes en font même des gâteaux!
Hatta bazı bağımlılar keke katacak kadar ileri gider.
T'occupe-toi du gâteau et ferme la porte...
Keke ve pudinge dikkat et...
Vous pouvez voir la tourte?
- Grace, gelip şu keke bakar mısın? - Tabii canım.
Oh, j'adore les gâteaux!
Keke bayılırım!
Un Yodel, oui.
Ama, dondurmalı keke ihtiyacın var.
Et alors... le matelas se transforme en un énorme kouglof...
Ve sonra, yatak büyük bir keke dönüşüyor.
Parfois vous vous faites attraper parce que vous n'avez pas pu donner à votre femme sa pillule contraceptive, donc vous devez lui offrir un de vos spéciaux brownies faits main.
Bazen eşinize bir önceki gece hapını veremediğiniz için hapı evde yapılmış keke koyarak yakalanırsınız.
J'ai besoin d'un autre plat de brownies et urgemment.
Bir tepsi daha çikolatalı keke ihtiyacım var, çok fena ihtiyacım var!
- Peut-être un gâteau au café. - Pas de problème.
- Kahveli keke de hayır demem.
Oui, ça, c'est la faute de la 2e part de gâteau.
Bunu ikinci dilim keke bağlıyorum.
Ah ouais, eh bien il avait la forme d'un pâté en croûte.
Biraz tombul keke benziyordu.
Plus étrange que celui où tu avances dans un ring de boxe et tes mains sont subitement des choux à la crème géants?
- Boks ringine girip ellerinin kremalı keke dönüştüğünden daha mı garip?
Ne touche pas à la marionnette muffin.
Kukla keke dokunma sakın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]