Translate.vc / французский → турецкий / Lacey
Lacey перевод на турецкий
1,056 параллельный перевод
Lacey, veux-tu prendre cet homme pour époux?
" Lacey, bu adamı eşin olarak kabul ediyor musun?
Puisque David et Lacey consentent à être unis... je les déclare mari et femme.
"David'le Lacey kutsal evlilik bağıyla birleşmeye rıza gösterdiklerine göre" onları karı koca ilan ediyorum. "
Je veux seulement rentrer chez moi.
Lacey beni istasyona götürsün. - Dur bir dakika!
Lacey, tu vas attaquer la ville à revers.
Lacey, adamlarını al ve kasabayı kuşat.
- Helen Lacey.
- Helen Lacey.
Vous devez être Victor... et vous, Mlle Lacey.
Siz Victor olmalısınız... ve siz de Lacey.
- Ca fait plaisir de te voir.
- Seni görmek güzel. - Tamam Lacey.
- Moi aussi, Lacey.
Gördüğüme sevindim.
Larry et Linda lacey le 17 Mars de cette année.
Larry ve Linda Lacey, bu yılın 17 Mart'ında.
Si j'avais su que c'était la fête de Tony Lacey...
Bana bunun Tony Lacey'nin partisi olduğunu söylemeliydin.
Elle habite à Los Angeles avec Tony Lacey.
Los Angeles'da Tony Lacey'le birlikte yaşıyor.
Monseigneur, Dr Beeper, voici ma nièce, Lacey.
Piskopos Pickering, Dr. Beeper, bu yeğenim Lacey Underall.
Sa mère nous l'a envoyée pour l'été.
Lacey'nin annesi onu yaz için buraya yolladı.
Dis à Lacey que son argent pue!
Söyle Lacey'ye, pis parası onun olsun!
Lacey!
Lacey!
Lacey, sale fils de pute!
Lacey, seni adi herif!
Ouvre et montre que tu es un homme!
Lacey, aç kapıyı da erkek gibi çık karşıma!
Je comprends comment Lacey et cette ville fonctionnent.
Lacey'den iş yapmanın yolunu yordamını öğreniyorum.
M. Lacey.
Bay Lacey.
- M. Lacey.
- Bay Lacey.
Ne vous inquiétez pas, M. Lacey.
Siz merak etmeyin Bay Lacey.
Ce n'est pas Carlos, c'est Lacey.
Carlos değil, Lacey.
M. Lacey, ce bâtiment a brûlé hier soir.
Bay Lacey, bu bina dün gece yanmıştı.
M. Lacey, encore une chose.
Bay Lacey, bir soru daha.
Left Hand Lacey au piano.
Piyanoda, "Sol El" Lacey.
Je vais jeter un ail a la tuyauterie de Lacey.
Lacey Flynn'in su tesisatına bakacağım.
Trois fois en une semaine qu'il débouche les tuyaux de Lacey!
Bu hafta 3. defadır Lacey'nin borularını ziyaret ediyor.
Lacey!
Lacey. Nasılsın?
Mamma! C'est, euh...
Anne, bu Lacey.
Lacey. Une amie a moi.
Bir arkadaşım.
Laissez-moi aller à l'intérieur de ce bateau. - Commissariat. - Passez moi le Lieutenant Lacey.
belki de bu doktorların hakkında konuştuğu bölüm belki de manyak bir piskopatım, fakat hatırlamıyorum!
Ouais, Lacey à l'appareil.
lütfen. - şerif bölümü? - bana Lieutenant Lacey'i ver.
Qui est à l'appareil? Allô? Allô?
deli gömleği giydirebilirsin, ya da gaz odası... fakat en azından yaptığım lanet olası şeyi hatırlamam için bir şans ver... evet, bu Lacey.
- Vous n " êtes plus à Stanton Lacey?
- Hala Stanton Lacey'de misiniz?
Stanton Lacey n " a plus été pareil sans elle.
Stanton Lacey, ondan sonra, eskisi gibi olmadı.
mais qui est poursuivi par son passé.
- Steve Lacey mi? Gene Nelson ; doğru yolu bulmaya çalışan, geçmişi tarafından lanetlenmiş...
Pilote avant d'aller en taule.
Lacey'nin dışarı çıktığından beri oldukça temiz bir hayatı olmuş.
Ça sent pas bon pour M. Lacey.
Sana demiştim.
Même le flic empathique chargé de sa réinsertion ne peut le sauver. Ne vous mêlez pas de ça, je cherche un tueur de flic.
Bay Lacey için durum pek de iyi görünmüyor.
Les malades guérissent.
Lacey benimle iyi iş çıkardı.
Vous n'aimez pas ça, hein, Mme Lacey?
Birinin hatanın bedelini ödemesi ne kadar sürer?
N'essayez pas de filer, vous êtes un témoin!
Hoşunuza gitmedi, değil mi Bayan Lacey?
Vous avez fini, M. Lacey?
Çekip gitmeyin sakın. Baş tanıksınız.
On finit toujours par payer ses fautes.
Bitirdiniz mi Bay Lacey?
Bonjour, je suis Tony Lacey.
Merhaba, ben Tony Lacey.
Peut-être pour toi.
Belki sana göre öyle Lacey.
- Steve Lacey?
Telefon.
Ici, Lacey.
- Evet?
Ils traînent toujours dans le coin.
Alo, ben Lacey.
- Lacey file droit, mainteant. - Oui, je sais. Sobre.
Sterling Hayden da onun suçlu olduğunu düşünen acımasız bir polisi canlandırıyor.
Lacey a été bien avec moi.
Sen kendi işine bak.