Translate.vc / французский → турецкий / Laid
Laid перевод на турецкий
1,026 параллельный перевод
Je suis vieux et laid. Ça vous tracasse Vous vous dites :
"Sapık bir katil mi, seks düşkünü ya da bunak bir ihtiyar mı?"
Je suis gros et laid.
- Sadece şişman, değersiz biriyim. Şişman, çirkin bir adam.
- Si, je suis laid.
- Çirkinim, çirkinim, çirkinim! - Marty.
Mon père était très laid, et ma mère l'adorait.
Mesela babam çok çirkin biriydi ama annem ona hayrandı.
Et mon père était vraiment laid.
Ve babam çok çirkin biriydi.
C'est un boudin, et je suis gros et laid!
O paçoz, ben şişman ve çirkinim.
Je n'ai jamais rien vu d'aussi laid.
Bu kadar çirkin bir şey görmemiştim.
Pour lui, je suis ce qu'il y a de plus laid au monde.
Bana bir bakışı var ki... sanki dünyadaki en iğrenç şey benmişim gibi.
Pourquoi suis-je si laid, si méchant et si bête?
Ben neden bu kadar çirkin, kaba ve aptalım?
Bien sûr, je n'y peux rien si je suis laid, mais je fais peut-être certains trucs de travers.
Tabii ki bu çirkin suratı değiştiremem ama... belki de yanlış yaptığım şeyler vardır.
Il est encore plus laid que Bernstein.
En az Bernstein kadar çirkin.
Il était grand, laid et beau... comme il l'était de son vivant.
Her zamanki gibi ve büyük ve çirkindi.
- Ce le serait... - s'il était laid comme toi.
- Ben de öyle derdim eger senin kadar çirkin olsaydi.
Si tu étais vieux et laid, ce serait possible.
Eger yasli ve çirkin olsaydin, o zaman sana belki yardim edebilirdi.
Mais tu n'es ni vieux, ni laid.
Ama ne yasli, ne de çirkinsin.
Tu peux dire "laid" si c'est indispensable.
Çok gerekiyorsa kokuyor de. Ama sadece çok gerekiyorsa.
Mais je suis très laid.
Bunu istemezsin. Çok çirkin biriyim.
Puis j'ai pensé comment ça aurait été laid... au matin.
Sonra, düşündüm ki ne kadar çirkin olur... sabahları.
Encore plus laid!
Daha da çirkin.
( Il s'esclaffe ) Je suis encore plus laid quand je ris, mais je suis content!
Gülerken daha da çirkinim, ama mutlu olduğumda gülerim.
J'ai toujours été laid.
Ben hep çirkindim.
Si laid, et pourtant il a l'air si effrayé
Çok çirkin, ama çok korkmuş görünüyor.
Tu es trop laid pour que je puisse le supporter?
Çirkinliğine bu kadar katlandığım yeter.
Tu n'as qu'à devenir laid.
Çirkinsin ama sen!
- C'est laid!
- Çok feci!
Mais quand elle vit la robe, son visage est devenu laid et méchant
Güzel bir çocuktu. Fakat elbiseyi gördüğünde, yüzü bütün güzelliğini yitirdi ve katı ve çirkin bir hal aldı.
Pourquoi ne deviens-tu pas laid?
Neden çirkinleşmiyorsun Brick?
Deviens gras et laid, pour que je puisse supporter tout ça!
Neden şişmanlayıp çirkinleşmiyorsun? Böylece ben de bu duruma katlanabilirim.
C'est pas laid, au fond. On croirait le 14 juillet.
Bastille Günü'ne benziyor.
Je n'ai jamais rien vu de plus laid.
Bu gördüğüm en çirkin şey.
Comme tu deviens laid!
Dur bi bakayım sana ; Büyüdükçe çirkinleşiyorsun..
Comment, laid?
Ne demek çirkinleşiyorsun?
Non, ce n'est pas assez laid.
Hayır, bence yeterince çirkin değil.
Votre nez est particulièrement gros et laid, quoi que cela signifie.
Burnun bilhassa iri ve çirkin, artık her ne demekse.
Le bon sens, ce serait de choisir le laid et non pas le beau.
O yakışıklı olanı değil de, büyük çirkin olanını seçseydi, sağduyulu olurdu.
C'est laid.
Bu iğrenç.
Très laid.
Çok iğrenç.
C'est très laid.
Çok iğrenç.
Ça vous donne l'air laid et cruel.
Çirkin ve zalim gösteriyor seni.
C'est laid, petit et plein de puces.
Çirkin, küçük ve pirelerle dolu bir yer.
T'es si laid que tu ferais fuir un croquemort.
Çok güzel bir gün.
Comme je suis laid!
Çok çirkinim.
II est bien trop laid! Ces petites appartiennent à la Cour.
Bu kızlar mahkemeye ait.
Ce type était laid. Vraiment laid.
Gerçekten çok çirkin bir adam.
Vous êtes méchant et laid...
Sen kötü ve çirkin birisin!
L'ancienne génération à tendance à considérer l'amour comme quelque chose de bas et laid. Vous ne partagez pas cette opinion.
Bu önceki nesillerin cinsellik ve aşk üzerindeki görüşlerinin banalliğini ve sıradanlığını siz hiçbir zaman dikkate almadınız.
Comme c'est laid.
Bu iğrenç bir düşünce.
L'amour m'a purifiée de tout ce qui était bas et laid et m'a fait découvrir ce qui était bon et beau.
Aşk beni arındırmıştı, çirkin veya kötü her türlü basitlikten. Beni iyiye ve güzele yönlendirmişti.
- Tu n'es pas laid.
- Çirkin değilsin.
Laid!
- Anne!
Je sais qu'il est laid.
- Hukuk öğrencisi.