Libby перевод на турецкий

Je vous présente le colonel Ruggles.

Libby, Willy, Albay Ruggles ile tanışın.

Un message pour vous. De lui!

Düşüneyim Bayan Libby, düşüneyim.

Quelqu'un de grand, près de l'oiseau!

- Bakayım. - Dokunma Bayan Libby.

Par une si belle journée?

Nazlanmayın Bayan Libby.

Son père est là et pas gracieux.

- Libby odasında kapalı. Gel. - Eski kafalı herif.

Ce vieux fossile! Il n'a pas à lui faire ça!

Kilitlenirken Libby de öyle dedi.

Dans une tasse de thé!

Bayan Libby böyle bir yakışıklıyı nereden buldu?

Lt Colonel de Cavalerie à Fort Lincoln!

- Libby. Libby, bak. Göreve alındım.

Je me débrouillerai. Laisser votre maison et votre vie!

Bayan Libby, orada size bakacak kimse olmayacak mı?

Libby, va, je te rejoins.

Tüfek satın alıyorlar. Tüfek mi? Libby.

Je ne peux faire autrement. Taipe sera intraitable.

Libby'yi düşün.

Il est toujours en retard avec moi.

Libby, Normie geç kalmayı sever. Beni hep bekletir.

Empêche-le d'entrer en scène.

İçmesine izin verme Libby.

M. Libby est comme une mère pour moi.

Bay Libby muhasebeden iyi anlayan... şefkatli bir anne gibi bana bakar.

M. Libby s'occupe des Relations Publiques du Studio.

Şunu belirtmeliyim ki, Bay Libby... stüdyonun halkla ilişkiler bölümünden sorumludur.

Quand il s'endort comme ça, il en a pour la nuit.

Böyle sarhoş olduğu zamanlar taş gibi uyur Bay Libby.

Allez donc voir M. Libby.

Sana ne yapacağını söyleyeyim. Niye içeri girip Bay Libby'yi görmüyorsun?

Le mariage à la une, ça peut faire remonter sa cote.

Manşetlere çıkacak düğün haberleri filminin kötü hasılatını telafi edebilir. Alo, ben Matt Libby.

On a échappé à Libby.

- En azından Libby'yi atlattık.

Doucement, Libby, je n'oublie pas qu'on est amis.

Fazla ileri gitme Libby. Dost olduğumuzu unutmak istemiyorum.

Tu n'envoies rien, Libby.

Tek kelime etme. Bu bir emirdir Libby.

Dommage que tu n'aies pas connu Norman Maine...

Norman Maine'i tanımamakla çok şey kaçırdın Libby. Onu tanımamak mı?

PRISON MILITAIRE DE LIBBY RICHMOND, VIRGINIE

LIBBY ASKERİ HAPİSHANESİ RICHMOND, VIRGINIA

Le paradis du fruit.

Libby'nin harika dünyası.

Résidence Bakersfeld,

Bakersfeld malikanesi, ben Libby.

J'ai appelé à la maison, j'ai parlé à Libby.

Yemekteyken iyi geceler demek için aradım ve Libby ile konuştum.

Libby te l'a dit?

Libby söyledi mi?

Voici mon amie, Libby. Elle pense que vous êtes un génie.

Bu arkadaşım Libby, sizin bir dâhi olduğunuzu düşünüyor.

- Libby, je t'en prie.

- Libby, lütfen.

Opérations Libby à Heli-base.

Operasyon Merkezinden helikopter üssüne.

Opérations Libby à Heli-base.

Merkezden helikopter üssüne.

Opérations Libby, ici Heli-base.

Operasyon Merkezi, burası helikopter üssü.

Libby Lips, comment oses-tu!

- Ahh, Libby'Lips'bu ne cüret?

Et, on dit que Libby Lips est sur cette affaire pour le Globe.

- Ve Globe'un bu hikayeyi Libby'e verdiğini duydum.

Et ça, c'est de l'intox?

Libby'nin manşetten giren haberini gördün mü?

Ecoute Libby, si tu crois pouvoir te mêler de cette affaire, tu te trompes!

Şimdi iyi dinle Libby, buraya boşu boşuna gelmişsin, hiçbir şey alamayacaksın.

Vous, les mains en l'air Libby!

- Hemen elindekini ver, Libby.

Tu ne te compromets jamais Libby?

Ne kadar aşağılık oldğunu fark etmiyorsun, değil mi Libby?

"Brenda Starr rate un scoop" Le Flash fait faillite et Libby Lips devient une héroïne nationale!

Starr çuvallıyor, Flash kapanıyor ve ben Libby bir ulusal kahraman oluyorum.

Avance, Libby! Si on s'en sort, on t'emmène à Las Vegas avec le Géant vert.

Bu iş olursa Vegas'da o yeşil canavarla bir tatil ayarlıyacağım.

Comme un revenant qui dirait bonjour!

Ne oldu Bayan Libby?

Vous avez quoi, Mlle Libby?

Dileğin gerçekleşti ama sen yere çakıldın.

"Puis-je venir ce soir voir Libby?"

"Libby'yi görmeye gelebilir miyim?" "Bayan Bacon" desen daha iyi. - Evet, daha iyi.

Parfait!

- George. - Libby.

N'exagères-tu pas?

Libby.

Il faut songer à Libby.

Şimdi istiyorum.

N'en ai-je pas l'air?

Libby, burada mutlu oldun değil mi?

J'ai une lettre de mon mari adressée à la nation.

Ne diyeceksin Libby?

Que fait-on, Libby?

Ne yapacağız?

Tu n'es pas un mauvais bougre.

Sen kötü bir adam değilsin Libby.

Je fais partir ça?

- Telefon size Bay Libby.