Lisbon перевод на турецкий

Notre collection de souvenirs des soeurs Lisbon, qui existe encore débuta avec le journal de Cecilia.

Lisbon kızlarından hatıra koleksiyonumuz, ki hala durur Cecilia'nın günlüğü ile başladı.

Vous devez être Mrs. Lisbon.

Ah, siz Bayan Lisbon olmalısınız.

Je me trouve devant la maison où Cecilia Lisbon...

Şu anda Lisbon'ların evinin önündeyim ; burada Cecilia Lisbon...

Les soeurs Lisbon avaient-elles les pupilles dilatées?

Lisbon kızlarının gözbebekleri büyümüş müydü?

Trip nous dit que tout avait commencé quand il était entré dans une salle de cours.

Trip bize Lux Lisbon için hissettiği tutkunun beşinci saatte yanlış tarih sınıfına girdiği zaman başladığını söyledi.

J'emmène Lux Lisbon au bal.

Lux Lisbon'u partiye götürüyorum.

Elles eurent beau choisir chacune la robe de leurs rêves, Lisbon rajouta 2 cm au buste, à la taille et à l'ourlet pour obtenir quatre sacs identiques. Mrs.

Kızların hangi düşsel elbiseyi seçtikleri fark etmezdi aslında ;

Trip Fontaine et Lux Lisbon!

Trip Fontaine ve Lux Lisbon.

Les soeurs quittèrent le lycée et Mrs. Lisbon ferma la maison. comme un quartier de haute sécurité.

kızlar okuldan alındılar, ve Bayan Lisbon evi maksimum güvenlikle izole etti.

Le dimanche suivant, en rentrant de l'église elle exigea que Lux détruise ses disques de rock.

Bir pazar, kilisedeki ilham verici bir söylevin ardından Bayan Lisbon Lux'a rock albümlerini yok etmesini emretti.

Les soeurs de Cecilia Lisbon, l'adolescente dont le suicide a réveillé la conscience nationale, risquent leur vie pour protéger l'orme que Cecilia aimait tant.

Geçtiğimiz yazki intiharı ulusal bir soruna dikkat çeken Cecilia Lisbon'un dört kız kardeşi, hayatlarını tehlikeye atarak Cecilia'nın o çok sevdiği Karaağacı korumaya çalışıyorlar.

Grâce à notre collection les soeurs Lisbon occupaient notre esprit ;

Lisbon kızları, onlar hakkında toplayabileceğimiz ne varsa toplayan bizlerin aklından hiç çıkmıyorlardı.

Après les suicides Mr. et Mrs. Lisbon renoncèrent à mener une vie normale.

Toplu intihardan sonra, Bay ve Bayan Lisbon normal bir hayat sürme adına tüm çabalarından vazgeçtiler.

Lisbon vendit la maison à un jeune couple de Boston.

Bay Lisbon evi satılığa çıkardı ve ev Boston'lu genç bir çifte satıldı.

Comme tout le monde, nous voulions oublier les soeurs Lisbon.

Herkes gibi, biz de Lisbon kızlarını unutmak için gittik.

" C'est pour quand tu traverseras Lisbon Street au rouge, Terry,

" Bu ışıklara karşı Lisbon Sokağı'nı geçtiğin zamanlar için Terry.

Une lettre de Jamie, postée de Lisbonne.

Bu Jamie'den. Lisbon'dan postalanmış.

Il a été signalé à Lisbon, Geneva, Montreal.

Lizbon, Cenova ve Montreal'de bozguna uğradık.

Le Lisbon Strad.

Lizbon Strad'ı.

Le Lisbon a à son actif une longue histoire de vol pleine de rebondissements, mais, euh, je crois qu'il appartient désormais à Oliver Kern.

Lizbon'un hırsızlıkta uzun ve renkli bir geçmişi vardır, ama, inanıyorum ki o şu anda Oliver Kern'e ait.

Lisbonne.

Lisbon.

Un patient à Lisbonne se réveille d'un long coma et se met à écrire.

Lisbon'da yıllar sonra komadan uyanan bir hasta sadece sayılar yazmaya başladı.

- Agent Lisbon.

- Ajan Lisbon.

Je suis l'agent Teresa Lisbon, Bureau d'Enquête de la Californie.

Ben Ajan Teresa Lisbon, Kaliforniya Araştırma Bürosu.

Vous vous rappelez de Teresa Lisbon? - Bonjour.

- Teresa Lisbon'ı hatırlıyor musun?

- On avait prévenu.

- Bir ipucuna bakmak için çağırılmıştık. Lisbon, böyle aptal bir gösteri yapacağını bilmiyordu. Evet.

On se dira qu'on a au moins fait quelque chose.

Lisbon ve benim, bir fark yarattığımızı hissetmemizi sağlayacak. Teşekkürler.

Je suis l'agent Teresa Lisbonne du bureau californien d'investigation.

Ben Ajan Teresa Lisbon, Kaliforniya Araştırma Bürosu'ndan.

{ pos ( 192,215 ) } Donc, qu'aviez-vous prévu de faire si Lisbonne ne l'avais pas arrêté?

Lisbon adamı durdurmasaydı ne yapmayı planlıyordun?

Euh, Lisbone a changé d'avis.

Lisbon fikrini değiştirdi.

Et je vous laisse faire de la vie de Lisbon, un enfer.

Ve Lisbon'un hayatını mahvetmene izin veriyorum.

Oui, Lisbon.

Evet, evet Lisbon.

Lisbon te regarde comme une côtelette de porc car tu corresponds au profil.

Sorun şu ki, Flip, profile uyduğun için Lisbon sana domuz pisliği gibi davranıyor. Hayatın kaos içinde.

Lisbon.

Lisbon.

Vous pensez que c'est lui?

Ne düşünüyorsunuz, bu cinayeti o mu işledi? Lisbon!

Lisbon! Viens voir ça.

Gelip şuna bir baksana!

Arrête-le.

Tutukla onu Lisbon.

- Lisbon.

Lisbon, sus!

Je laisserai tomber quand vous et Agent Lisbon serez virés.

Seni ve Ajan Lisbon'u kovduklarında şikayetimi geri çekeceğim.

Lisbon et son équipe s'occuperont de l'enquête.

Soruşturmayla, Ajan Lisbon ve ekibi ilgilenecekler.

Je vous conseille d'en finir vite, Lisbon.

Şu haltı çabuk bitirsen iyi olur, Lisbon.

Lisbon? Tu es là?

Lisbon?

Voici l'agent Lisbon.

Bu, Ajan Lisbon.

C'est Teresa Lisbon.

Ben Teresa Lisbon.

Lydia Perl.

Bayan Lisbon, ben Lydia Perl.

J'ai été très heureux.

Tamam, o halde... — Tanıştığımıza memnun oldum, Bayan Lisbon.

Vous êtes visibles?

Bayan Lisbon göğüs bölgelerine üçer, bel ile kalça bölgelerine beşer santim ek yapmıştı ve elbiseler birbirinin aynısı dört çuval olup çıkmıştı. — Herkes giyinik mi?

Lisbonne.

- Hepiniz! - Lisbon.

Je te reverrais à Lisbonne la semaine prochaine.

Haftaya Lisbon'da görüşürüz.

Sauf que Lisbon ne savait pas que tu monterais ce coup débile.

Üzgünüm.

- Agent Lisbon, CBI.

Ajan Lisbon, Kaliforniya Araştırma Bürosu.