Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Mini

Mini перевод на турецкий

3,510 параллельный перевод
- C'est vrai.
-... bir mini buzdolabı attılar.
Tu te souviens l'année dernière quand tu te pavanais dans ces fringues ces mini-shorts et j'ai reçu pleins de coups de fils en colère de certaines mères...
En son kısacık şortlarınla havalı havalı yürüdüğünde bazılarının annelerinden aldığım şu öfkeli telefonları hatırlatırım.
Bonnes nouvelles, le juge aime les mini...
- Haberler süper, jüri...
Mais tes mini quiches ne font pas le poids face aux siennes.
Ama yemeklerin onunkilerle boy ölçüşemez.
Tu adores mes mini-quiches, tu les a toujours adorées.
Ama benim yemeklerimi severdin, öyle söylerdin hep.
Je ne veux pas donner à cette... mini-persécution plus d'attention qu'elle n'en mérite.
Bu mini-işkenceye gereğinden fazla prim vermeye niyetim yok.
J'adore les smileys.
Mini resimleri seviyorum.
M. Castle, je suis en route pour aller voir ma belle-mère et prendre le thé avec ses horribles mini-sandwichs.
Bay Castle, tam şu anda kayınvalidemle buluşmaya ve çay içip, minicik... iğrenç sandviçlerini yemek üzere şehir dışına çıkıyorum.
Et si on achetait de l'alcool - et ces mini cupcakes? - Des mini cupcakes?
O zaman gidip biraz içki ve o mini kapkeklerden alalım.
Une version réduite des cupcakes normaux, la version réduite des gâteaux.
Zaten kekin küçük versiyonu olan kapkekin mini versiyonu olan bir kek mi alacağız?
Mais je ne partagerai pas mon mini-frigo avec Homer.
Ama Homer ile mini-barın paylaşımı da olmayacak.
Juste des mini-séances de développement personnel. Ça ne dure que 15 minutes, mais les gens en sortent transformés.
Sadece 15 dakika kadar sürüyor ama insanlar resmen dönüşüm geçiriyor.
Dylan, on a fait l'amour et on a eu quelques mini-pauses à Buxton et Stratford.
Dylan, biz seviştik ve Buxton ve Stanfordda küçük tatiller yaptık.
On pourrait se faire un festival du film ce soir. Le thème :
Neyse, bu akşam mini bir film festivali mi yapsak diyordum.
Au bacon. Un petit goût de paradis.
Üzerinde jambon parçaları olan mini bir cennet.
Non ma mini-glacière de la Chambre de Commerce de Cleveland, Ohio, est nulle.
Asıl inanılmaz olan Cleveland, Ohio Ticaret Odası mini soğutucum.
Elle a ta mini-glacière.
- Mini soğutucun onda.
Attends. Est-ce que c'est ma mini-glacière?
- Dur biraz, mini soğutucum mu o?
Avec les minis hula hoop. bien, je vais vérifier.
Mini etekli, hulahuplu dansçı anlaşmasıyla sadece bize çalışacak sanıyordum.
Les mini-Fuzzies.
Minik Fuzzy'ler.
Mais tu me promets qu'on s'arrêtera au stand des mini-Fuzzies que j'ai repéré.
Minik Fuzzy standında duracağımıza söz verirsen tabii.
Ce sont des mini-Fuzzies.
Onlar Minik Fuzzy'ler.
Pendant que vous faites ça, je vais chercher des indices sur le stand des mini-Fuzzies.
Siz o işi yaparken ben de Minik Fuzzy standında ipuçları arayayım.
MINI FUZZIES
MİNİK FUZZY'LER
Je complète ma collection de mini-Fuzzies.
Minik Fuzzy'lerde tam gaz gidiyorum.
C'est une mini-Fuzzie de Blue Falcon?
Yoksa Mavi Şahin oyuncağı mı? Evet.
Daphné, range ta carte de crédit et écarte-toi de ces mini-Fuzzies.
Daphne, kaldır kredi kartını ve ve Minik Fuzzy'den uzaklaş.
J'ai toujours des mini-Fuzzies qui m'attendent, là-dedans.
Orada hâlâ beş Minik Fuzzy beni bekliyor.
Eh bien, il y a une version limitée de la mini-Fuzzie Blue Falcon que j'aimerais bien vous prendre.
Sende sınırlı sayıda üretilen Mavi Şahin Minik Fuzzy oyuncağı var. Onu seve seve alırım.
On a fait du vélo et du supermarché.
Biraz önce bisiklete binip mini marketing yaptık.
Elle fait du vélo et du supermarché. Elle va déménager!
Bisiklete binip mini marketing yapmış.
Où est le mini-vampire?
Vamptorunum nerede bakayım?
- Non, je cherche une mini-chanteuse de flamenco.
hayır, aslında ben, küçük bir flamenko virtüözünü arıyordum.
Micro-répéteur implanté.
Mini amplifikatör yerleştirme sekansı tamamlandı.
Eeni, meeni...
Mini mini...
OK, dans dix ans, tous les gens ici seront mariés, auront des enfants et iront à leur foutu job dans un foutu mini van.
Tamam mı? 10 yıl içinde bu bardaki herkes evli ve çocuklu olacak. Hepsi sıkıcı bir iş ve dandik bir minivan saibi olacak.
Tu vois, si j'ai commencé à aller à ces réunions, c'est uniquement parce que la femme de Greg installe toujours un petit buffet avec boulettes de viande et mini-saucisses fumées. Elles sont super bonnes.
O toplantılara gitmeye başlamamın tek sebebi Greg'in karısının köfteli, küçük sosisli büfe masası hazırlaması.
Sachez, mon cher monsieur qu'il me suffit de prononcer un tout petit mot pour vous accorder tout ce que vous avez toujours rêvé d'avoir, mais que vous n'avez jamais encore eu.
Mini minnacık tek bir kelimeyle istediğin her şeyi yerine getirsem?
Pouvez-vous croire qu'une mini-ampoule fabriquée dans les laboratoires de Miramount Nagasaki a pu produire cette création néo-divine?
Miramount-Nagasaki Laboratuarları'nda üretilmiş bu küçücük mini-ampulün, BUNU yaptığına inanabiliyor musunuz? Yeni-Tanrı yaratımı!
"par des filles en minijupe."
"mini etekli kızlar yüzünden belaya girdi."
Désolé, mais ce n'est pas deux filles en minijupe envoyées par la CIA ou je ne sais trop quoi.
Üzgünüm, onlar CIA tarafından yollanmış mini etekli iki kadın değil.
C'est comme ton mini-moi.
Sanki senin ufak versiyonun adamım.
Oui, des mini shorts.
Tabii canım, şortum falan var mesela.
Une carabine Mini-14 et un Contender.
Bu bir Mini 14 ve birThompson Contender.
Les haricots ordinaires sont des fruits magiques, mais ils sont mini et pathétiques.
Sıradan fasulyeler sihiri meyvelerdir ama küçük ve acınasıdırlar.
Ce qu'il te faut c'est une de ces mini caméra holographiques
Sana bu holografik mini kameralardan lazım.
Mais avant, il me faut une bitsi tini ouini petite chose.
Ama öncelikle senden küçük, küçücük, mini minnacık bir şey isteyeceğim.
Ces mini-aliens bleus voleurs de visage?
- Dost mu? Onlar suratlarımızı çalmaya çalışan küçük mavi uzaylılar!
Demande ce que tu veux, ce sera à toi.
Mini minnacık gönlünden geçirdiğin her şey, şuan senin olabilir.
Mini taxis.
- Taksi durağı.
Tini ouini!
- Mini minnacık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]