Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Miéux

Miéux перевод на турецкий

119,953 параллельный перевод
Je peux faire mieux.
Başka şey uydurmalıydım.
Donc, mieux vaut consulter.
Yani, git bir baktır.
Tu peux l'appeler La Boutique de Sophia et changer quand tu trouveras mieux.
Bilmiyorum dostum, Sophia'nın Yeri de gitsin. İyisini bulunca değiştirirsin.
C'est mieux.
Daha iyi oldu.
Écoute, tout le monde ici trouve que cette robe te va mieux.
Bak, buradaki herkes bu elbiseyle daha iyi göründüğünü düşünüyor.
- Tant mieux pour elle.
- Nancy... - Hakkında hayırlısı.
- Tant mieux pour elle.
- Böyle deriz.
Quand je suis stressée, le mieux est de compter jusqu'à dix.
Stresli bir durumdayken yapılacak en iyi şey, ona kadar saymaktır.
Voilà qui est mieux.
Aferin kızıma.
- Tant mieux.
Süper. - Tamam, güzel.
Il n'avait pas d'horaires de bureau pour qu'un prof puisse lui dire de mieux utiliser l'espace négatif.
Mesai saati doldurmuyordu, o nedenle, bir öğretmen ona boşluğu daha iyi değerlendirmesi gerektiğini söyleyemiyordu.
C'est mieux pour nous deux.
İnan bana, ikimiz için de daha iyi olur.
Tu te sens mieux?
Daha iyi misin?
J'ai passé neuf heures dans le bus, depuis Reno, pour te demander de faire mieux.
Daha iyisini yapmanı söylemek için Reno'dan buraya otobüsle dokuz saatte geldim.
Oui. Mais un endroit mieux que ce taudis.
Evet ama bu çöplükten daha iyisi olmalı.
Voilà qui est mieux.
İşte bu daha iyi.
En 14 mois, Nasty Gal, qui est née de rien, est devenue l'une des boutiques qui marche le mieux sur eBay.
Sadece 14 ayda, Nasty Gal sıfırdan başlayıp, eBay'de faaliyet gösteren en başarılı dükkanlardan biri oldu.
Tu peux faire beaucoup de choses mieux que moi.
Evet, eminim birçok şeyi benim yaptığımdan iyi yapabilirsin.
Non, c'est mieux que ça.
Hayır, ondan daha iyisi.
Voilà qui est mieux.
Şimdi oluyor.
- Tant mieux.
- Güzel.
- J'ai rien compris. - Tant mieux.
- Söylediklerinin hiçbirini anlamadım.
Ça va mieux?
Daha iyi misin?
C'est encore mieux que ce que j'imaginais.
Tanrım. Bu düşündüğümden de iyi.
Je suis sûre que ça ira mieux entre vous, demain.
Eminim yarın daha iyi olursunuz.
T'es pas inquiet. Tant mieux.
Endişeli değilsin.
- Mieux que n'importe qui.
Tanıdığım hemen hemen herkesten daha iyisiniz.
Qui pense que ces céréales, c'est ce qu'il y a de mieux?
Boo Berry'nin müthiş olduğunu kimler düşünüyor? - Ben.
Tant mieux.
Bu iyi.
Après, tu te sens toujours mieux.
Sen seversin.
Ça aurait pu mieux fini pour lui.
Bu onun için daha iyi olurdu gerçekten.
C'est mieux d'être sûr.
Emin olmak en iyisi.
Tu sais mieux que quiconque que ma famille obtient toujours ce qu'elle veut.
Benim ailem istediğini alır, bunu en iyi sen biliyorsun.
Peut être que suis mieux comme étant un mythe.
Belki de bir efsane olarak kalmalıyım.
Et Hope est mieux sans moi.
Hope bensiz daha iyi olur.
Tu iras mieux, toi aussi.
Sen de düzeleceksin.
Ta fille est mieux sans lui.
Kızlarınız onsuz daha iyi olur.
On fera de notre mieux pour aider le roi à conserver son trône.
Kralı tahtında tutmak için elimizden geleni yapacağız.
Pourquoi tant d'insistance à vouloir régner comme Lexa alors que ce n'est pas le mieux pour notre peuple?
Haddimi aşmak gibi olmasın ama halkımız için en iyisi olmadığı halde neden Lexa gibi hükmetmede ısrarcısınız?
Ah, c'est mieux!
İşte böyle.
Fais de ton mieux pour imiter Ed Chen.
Sadece, en iyi Ed Chen taklidini yap yeter.
On fait pas mieux, hombre.
Bu şu anki kadar yüksek.
Mieux vaut prévenir que guérir comme on dit.
Sonradan üzülmekten iyidir, derler ya hani.
- Yo-Yo va mieux depuis L.A.? - Elle connait ses limites,
Yo-Yo'nun Los Angeles'tan sonraki iyileşme süreci ne durumda?
Fitz, il vaut peut-être mieux ne pas lui parler.
O çok tehlikeli. Yaklaşmamak daha iyi olabilir.
C'est probablement mieux qu'elle ne soit pas là pour ça.
Burada olmaması daha iyi olur muhtemelen.
Il va falloir faire mieux que ça. Hey, Turbo.
Bundan daha iyisini yapman gerek.
Si tu penses que c'est le mieux à faire.
- En iyisi bu diyorsan.
Je sais que nous ne cherchons plus qu'un corps désormais, mais c'est toujours le mieux à faire.
Bir ceset aradığımızı biliyorum ama bu hâlâ yapılacak en doğru şey.
- C'est pour le mieux.
Evet, kesinlikle.
Je vais faire de mon mieux.
- Halledebilirim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]