Translate.vc / французский → турецкий / Napoli
Napoli перевод на турецкий
702 параллельный перевод
- Je suis près de Naples.
- Napoli yakınlarında.
A Naples, en Italie
Napoli, İtalya.
Elle rentre sur le Rex après-demain de Naples.
Yarından sonraki gün Napoli'den kalkan Rex day ile eve dönüyormuş.
Tu retournes avec cette chipie d'expatriée à Naples?
Napoli'deki o bitkin mülteciye mi dönüyorsun?
Celui-ci aurait épousé la duchesse de Parme. Et Paulette eût été princesse de Naples.
Büyükbaba, Parma Düşesi ile evlenmiş olacak ve Paulette de Napoli prensesi olacaktı.
A la princesse de Naples.
Napoli prensesine.
C'est pourquoi, lorsque, pendant la révolution française..
Carl, Napoli'ye gider ve İtalyan olur.
Êtes-vous né à Naples?
- Sen de Napoli'de mi doğdun?
Á Naples, Capri, Monte-Carlo, Nice...
Ve Napoli, ve Capri, ve Monte Carlo, ve Nice. - Ve?
Tu m'as écrit à Rome, à Florence... Naples, Vienne, Budapest.
Roma'da, Floransa'da, Napoli'de, viyana'da, Budapeşte'de yazdın bana.
Le 8 septembre, la flotte alliée pointe ses canons sur Naples.
8 Eylül'de Müttefik topları Napoli'ye nişan aldı.
Anglais et Américains ont balayé les Allemands et débarquent. Quelques semaines plus tard, Naples est libérée.
Salerno'da Alman direnişi çöktüğünde Müttefikler Amalfi Kıyısı'na çıkarma yaptı ve birkaç hafta sonra Napoli kurtuldu.
Le port de Naples devient le centre logistique de la guerre.
Napoli Limanı İtalya'da savaşın en önemli lojistik merkezi haline geldi.
Comment va le Napolitain?
Napoli nasıl?
T'en profites parce que t'es naze, mais je pourrais l'oublier...
Napoli, ağır ol, çünkü hastasın ama dikkâtli olsan iyi olur.
C'est quoi cette histoire?
Napoli, nedir işin doğrusu?
Mort?
- Napoli öldü.
Ça a commencé quand j'étais à l'école, à Naples.
Her şey ben Napoli'de okurken başladı.
Rien, sauf qu'à Naples j'ai eu les oreillons.
Hayır, hiçbir şey, Napoli'de geçirdiğim kabakulak hariç.
Ils se connurent à Naples, durant la première guerre.
Babamla Birinci Dünya Savaşı sırasında Napoli'de tanışmışlar.
Je ne pars jamais sans ma cafetière napolitaine.
En sevdiğim ise Napoli makine kahvesiydi.
Ils ont atterri non loin de Londres. Et dans Naples même.
Londra'ya da inmişler, Napoli'ye de.
Est-ce loin de Naples?
Napoli'ye ne kadar var?
On va lui enlever son plâtre...
Napoli'ye, alçısını çıkartmak için geldik.
À Naples.
Napoli'ye.
- J'en ai bien peu vu.
Napoli'yi sevdiniz mi?
Drôle d'endroit, dites-moi, est-ce ainsi que vous imaginiez Naples?
Sülfür kaynaklarını gördüm. İlginç bir yer, değil mi? Napoli'yi hiç böyle hayal eder miydiniz?
Je suis resté à Naples.
Napoli'deydim.
On raconte qu'un étranger... qui était sur un trottoir de Naples... remarque soudain que beaucoup de gens le saluent.
Size bir hikâye anlatayım. Bir turist Napoli'de, yol kenarında duruyormuş. Aniden, herkesin şapkasını çıkarıp, kendisine selam verdiğini görmüş.
Il y en a des centaines dans les rues de Naples.
Napoli caddelerinde yüzlercesi vardır.
L'OR DE NAPLES
Napoli Altını
Les rues de Naples et leurs habitants sont les héros de ce film.
Bu filmde Napoli'den bazı yerler ve insanlar göreceksiniz.
Leur grandeur, leur humilité, leur joie et leur tristesse sont infinis.
Napoli sokaklarının muhteşem, basit, üzücü ve sevindirici yanları sonsuzdur.
Dans ce petit aperçu vous retrouverez cette amour de la vie, cette patience et cette espoir sans faille qui constituent tout l'OR DE NAPLES.
Biz size yalnızca küçük bir kısmını göstereceğiz ; ama siz yine de Napoli Altını denen ömür boyu süren sevginin, sabrın ve tükenmeyen umudun izlerini görebileceksiniz.
Nous vous apportons le meilleur docteur de Naples.
Size Napoli'nin en iyi doktorunu getirdik.
Un enfant vient de mourir...
Napoli'de bir çocuk öldü.
On ne peut considérer le comte Prospero B. comme le gentilhomme napolitain typique.
Kont Prospero B. Normal bir Napoli centilmeni sayılmazdı. "
Il était au volant de sa voiture, j'étais de passage à Naples.
O araba kullanıyordu, ben de Napoli'ye ziyarete gelmiştim...
Et peu à peu, tout Naples apprendra qui j'ai vraiment épousé.
Yavaş yavaş Napoli'deki herkes tüm şehir, karımın aslında kim olduğunu.
Pasqualino, Vincenzo... nous ne sommes plus que quatre... à savoir encore le pratiquer à Naples, autant dire dans le monde entier.
Bu işi derinlemesine bilen ve tüm Napoli'de yani tüm dünyada sergileyen üç-dört insan hala var.
La 1re fois qu'on m'a parlé d'Arkadin, j'étais à Naples.
Herşey, geçen bahar bir geceyarısı... Napoli Limanı'nda başladı.
Bracco a été poignardé dans le port de Naples.
Bracco İtalya'da, Napoli Limanı'nda öldürüldü.
Un boiteux, tué dans le port de Naples.
Napoli Limanı'nda kovalanırken görmüştüm onu.
Les flics de Naples ont tué un boiteux pensant qu'il avait tué Bracco
Napoli'deki polisler tahta bacaklı birini vurmuştu. Bracco'yu onun öldürdüğünü sanmışlardı.
Vos parents, Ils viennent de Naples?
Seninkiler Napoli'den mi gelmişti?
A NapIes, Ià d'où je viens, j'ai vu des pères sortir leur couteau contre leurs fils, alors que Ies fils sont assez grands pour leur résister.
Benim geldiğim Napoli'de oğulları kendilerine karşı çıkacak kadar büyüdüğünde onlara bıçak çeken babalar gördüm.
Puis au port de naples, j'ai rencontré un marin sur un bateau américain.
Sonra Napoli limanında Amerikalı bir denizciyle tanıştım.
- Maintenant Naples.
- Şimdi de Napoli.
Resina de ce côté, Naples, et Ischia.
Ve Napoli...
Vous ne connaissez rien de Naples.
Henüz Napoli hakkında en ufak bir fikriniz bile yok.
- A Naples.
- Napoli'de.