Translate.vc / французский → турецкий / Nast
Nast перевод на турецкий
36 параллельный перевод
Puis la nuit est tombée...
Oraya dün gece karanlık nastığında ulaştım.
Alors j'ai travaillé dans un groupe de presse à la diffusion.
Conde Nast'ta bir dergi işi buldum.
On dit bien industrie de la mode, et je tiens Condé Nast et Revlon pour responsables.
Buna "Moda endüstrisi" denmesinin bir nedeni var Conde Nast'ı ve Revlon'u suçlu buluyorum.
Barbara, Don, voici Joe Nast.
Barbara. Don. Bu Joe Nast.
Mr. Nast...
Bay Nast.
Tout Condé Nast et même "GQ", où les hommes sont hétéros.
GQ dahil bütün Conde Nast geliyor. Yani, eşcinsel olmayan erkekler. Biri bunun için beni öpmeli.
Ne parle à personne chez Condé Nast de cette conversation.
Lütfen bu konuşmadan Condé Nast'deki hiç kimseye bahsetme.
J'ai demandé à Bob Nast et Kim, c'est sûrement une erreur.
Bob Nast ve Kim'i görevlendirdim, muhtemelen hata yaptım.
Appelle Bob Nast.
Bob Nast'i ara.
Maintenant j'ai de très proches relations avec Cond and Nast.
Condé Nast'la çok güçlü ilişkilerim var.
Ma source anonyme, Reginald a confirmé que le nouveau Directeur Financier de Meade, Connor Owens, a rencontré Cond and Nast pendant des heures cet après-midi.
İsmini vermeyeceğim kaynağım Reginald. Meade'in yeni finans müdürü Connor Owens'ın bu öğleden sonra uzun süre Condé Nast'la görüştüğünü doğruladı.
Connor, je suis au courant de toutes tes réunions chez Cond and Nast.
Connor, Condé Nast'ta yaptığın görüşmeleri biliyorum.
C'est vrai, je peux peut-être aider et appeler un de mes amis à Condé Nast *.
Belki yardımcı olabilirim. Condà © Nast'taki arkadaşlarımdan birini arayabilirim.
Je l'ai appris pendant mon stage à Condé Nast.
Bunu, Condé Nast'ta staj yaparken öğrendim.
Elle a dit qu'elle était malade "Conne-dé" Nast.
Hastayım dedi, Condé Nasty.
Je suis ici pour Condé Nast pour faire votre interview Strenova
Strenova röportajınızı yapmak için geldim.
Reddit attire l'attention du géant de l'édition Condé Nast, qui fait une offre pour acheter l'entreprise.
reddit, bir süre sonra kurumsal dergi devi Conde Nast'ın gözüne takılır. Siteyi satın almak isterler.
Après ses débuts à San Francisco chez Condé Nast, il est venu au bureau et ils ont voulu lui donner un ordinateur avec un système clé en main.
Böylece Conde Nast'te çalışmak üzre San Fransisco'ya geldi. Ofise girdiğinde, içine bir sürü bok püsürün yüklendiği bir bilgisayar verirler.
Ils détestaient tous travailler pour Condé Nast, mais Aaron est le seul qui ne prenait pas sur lui.
Hepsi böyle hissediyordu, ama Aaron katlanmayan tek kişi oldu.
En plus de servir mes clients qui ne sont pas chez Condé Nast.
Ayrıca dergi dışındaki müşterilerime de hizmet veriyorum.
J'ai une réunion avec Condé Nast.
Condé Nast ile büyük bir görüşmem var.
Maintenant, j'ai du concret pour ma réunion à Condé Nast.
Condé Nast toplantımda konuşacak somut bir şeyim oldu.
Ma réunion est dans deux jours.
Condé Nast toplantım iki gün sonra.
Ma réunion a encore été remise à plus tard.
Condé Nast görüşmem yine ertelendi.
- Je ne suis pas une priorité, mais c'est Condé Nast qui voulait me voir il y a des mois.
- Öncelikleri ben değilim, biliyorum. Ama görüşmeyi kendileri istemişti. Aylar önce.
Condé Nast?
Condé Nast mi?
Condé Nast vous mène en bateau?
Condé Nast meselesi ne? Seni oyalıyorlar mı?
- Condé Nast?
- Condé Nast'i mi?
Et pour Condé Nast, n'hésitez pas.
Condé Nast için teklifim hâlâ geçerli.
Ça y est, tu es à Condé Nast?
Seni Condé Nast evrenine çekebildiler mi?
Ton père serait toujours d'accord pour appeler Condé Nast?
Baban benim için Condé Nast'le konuşmaya hâlâ gönüllü müdür? - Tabii ki.
- C'est pour GQ. - Tu es à Condé Nast.
- Tanrım, Condé Nast'e girmişsin.
C'est pour ça que Condé Nast ne me contacte pas, car ils savent reconnaître les ratées.
Condé Nast bu yüzden beni aramıyor. Başarısız biri kapıdan girince anlıyorlar çünkü.
N-A-S-T.
Joseph Nast. N - A-S-T.
Quand Lily a parlé de Condé Nast
Lily işi bulduğunu söyledi, bunu yapmalıyım.
Condé Nast?
Condé Nast'ten mesaj geldi.