Translate.vc / французский → турецкий / Neely
Neely перевод на турецкий
128 параллельный перевод
Chez qui va-t-on maintenant?
Şimdi kim buz alacak, Bay Neely?
M. Neely, Robin est une fille ou un garçon?
Bay Neely, Robin dişi bir at mı, yoksa erkek mi?
Il y a un "s" dans St-Louis. On dit "St-Lou-is".
Özür dilerim, Bay Neely, ama St. "Louis" diye telaffuz edilir.
C'est une ville, pas un patelin, la ville de l'Exposition.
Kasaba değil, Bay Neely. Şehir. Dünya pazarı olan tek şehir.
Nous sommes passées chez Mme Gauphersen, M. Neely, les Doppsil et les Ferd.
Bayan Gaupherson, Bayan Neely, Doppsiller and Ferdler.
M. Neely, les Julian et même Mme Thurm.
Bay Neely, Julianlar, hatta yaşlı Bayan Thurm bile.
- Merci, M. Neely.
Çok teşekkürler Bay Neely.
- Venez, Lycène Haras ne vous fera rien.
Yapma Helen. Sana Neely O'Hara'nın zararı dokunmaz.
- Désolé, Lycène pas le choix.
Kusura bakma Neely. Başka seçeneğimiz yok.
On va faire une belle réception pour l'adorable Lycène Haras.
Bayan Neely O'Hara'yı alkışlarla sahnemize alalım.
Lycène, Tu vas nous faire gagner plein d'argent!
Dur, nereye? Neely, bize bu akşam çok para kazandıracaksın.
Lycène, j'ai de bonnes nouvelles :
Neely, sana iyi haberlerim var.
- Lycène, comme c'est bien!
- Neely, çok sevindim.
Tu n'as pas honte?
Neely, çok ayıp.
Et maintenant, maintenant... Un prix spécial pour Miss Lycène O'Hara. Hé, Miriam, viens voir.
Bu özel ödülü Bayan Neely O'Hara kazanıyor.
- Lycène. - Annie!
- Neely.
- Enchantée.
Bu Neely O'Hara. - Nasılsınız?
Nelly est au studio.
Neely stüdyoda.
Elle a changé, Jen.
Neely çok değişti, Jen.
Que dis-tu, Lycène?
Ne demek o, Neely?
Trois cuisiniers en trois mois, Lycène.
Ona bağırmışsın. Üç ayda üç tane aşçı değiştirdik, Neely.
Je ne suis pas un majordome, Lycène.
- Ben kahyan değilim, Neely.
... mais je me souvenais de l'ancienne Lycène. Une sacrée fille.
Çok önceden seni terk etmeliydim ama eski Neely sürekli aklıma geldi.
- Il se trouve que Lycène est une de mes clientes.
Neely de müvekkillerimden. - Sahi mi?
Regardez, Lycène avec Casablanca.
Bak, Neely şu Casablanca'yla.
J'aurais juré que Lycène nous avait vu.
Neely de bizi görmüştü, eminim.
Mais elle est à l'arrière de la voiture.
Neely miyoptur, canım.
- Le caméraman me fait frire!
Kameraman yüzünden kurdeşen döküyorum. Neely?
Lycène? - La ferme!
Neely?
Envoyées pour son mari, Regardez Lycène...
Kocasını arayın. Dinle Neely.
Elle est à San Fransicsco, Lycène.
- San Francisco'da, Neely.
Je dois être debout à 5 heures du matin et être étincelante!
Sabah saat 5'te uyanıyorum, sırf Neely "ışıldasın" diye.
T'as besoin de binocles, Lycène.
Sana gözlük lazım, Neely.
Lycène.
Neely.
Lycène, réveille-toi.
Neely, uyan.
. - Allons, un peu de bon sens!
- Neely, biraz kendine gel.
Pardonne moi, mais je ne peux pas rester là à regarder un tel talent tomber en cendres.
- Kusura bakma Neely. Ama senin gibi bir yeteneğin kaybolup gitmesine seyirci kalamam.
Je suis Lycène Haras, mon vieux.
Ben Neely O'Hara'yım, aslanım.
Tu as réussi, Lycène.
Başardın da, Neely.
Hé bien débarrasse t'en.
Neely'nin mi? At o zaman.
Dois-tu aller à New York avec Lycène?
New York'a Neely'le gitmek zorunda mısın?
- Lycène sème le désordre Et s'y complaît.
- Niçin? Neely bela çıkarmaktan zevk alır, onsuz yapamaz.
A New York, vous avez l'air merveilleuse.
New York'a dönmene çok sevindim, Neely. Muhteşem görünüyorsun.
Et moi qui pensais que vous l'isoliez.
Merrick'le birlikte Neely'i saklıyorsunuz sanıyordum.
Quels sont vos projets?
- Film planların nedir, Neely?
Contrairement à Lycène je n'ai besoin d'aucune pilule.
Metanetliyimdir ben. Neely gibi hap yutmama da gerek yok.
Lycène n'a pas la tête dure, comme moi.
Neely'nin içi benim gibi sert değil.
Nulle part, Toutie.
- Şimdi kim buz alacak, Bay Neely? - Kimse, Tootie. Robin, Bn.
- Mais non!
- Neely, deme öyle!
Lycène?
Neely?
A Lycène?
- Neely'nin hapları.