Translate.vc / французский → турецкий / Nuts
Nuts перевод на турецкий
91 параллельный перевод
- Nuts!
Cevizler.
" Chock Full O'Nuts, espresso,
" Chock Full O'Nuts, espresso...
Y'a pas de nuts ou de malabars?
Gofret veya patlayan şekeriniz var mı?
Des Corn Nuts! Barbecue ou nature?
Mısır gevreği!
Nuts Amandes.
Almond Joy.
Bande d'idiots!
Sizi nuts!
On se fait un Nuts ou un Lion?
Benimki yavru sandviç olsun!
Rien que ce matin, Sheldon n'a pas voulu me laisser mettre du lait d'amande sur mes céréales ( Grape-Nuts ), il a dit que c'était théoriquement un conflit de noix.
Daha bu sabah Sheldon gevreğime badem sütü koymama izin vermedi çünkü teorik olarak kabuklu yemiş karmaşası olurmuş.
N'est-ce pas, mon petit?
- Değil mi, Fuzzy Nuts?
Pas celle pour Nuts.
Skittles'ta akmıyor mesela.
V'là le couillon.
Here's numb-nuts.
Il a dit que c'était l'endroit parfait pour un mec comme toi.
Yani Barbra Streisand'in Nuts'taki hali gibi olabilirsin. Ama...
"Pharaon gobe des Nuts à l'âne".
"Firavun eşek yerfıstığı tıkınır."
Tu veux des Cheerios ou des Grape-Nuts?
Tahıl mı istiyorsun yoksa fındıklı üzüm mü?
Des Grape-Nuts, s'il te plaît.
Fındıklı üzüm, lütfen.
Des Grape-Nuts.
Fındıklı üzüm yedim.
Mme, Dunan Nuts est en sécurité!
Efendim, Deunan'ı yakaladık!
Dunan Nuts, Capitaine de la seconde section arrêtez!
Deunan!
Capturez Dunan Nuts par n'importe quels moyens!
Deunan'ı ne pahasına olursa olsun yakalayın!
Je vais bien. Et je t'amène la très attendu Dunan Nuts.
Ben iyiyim ve de size Deunan'ı getirdim.
Et pas seulement ça, la plupart des Bioroïds sur Olympus ont hérité de quelques gènes de Carl Nuts.
Sadece bu kadar değil ;... Olympus'taki bioroidlerin çoğu baban Carlın DNA'sını taşıyor.
Alors comme ça... tu es la combattante légendaire Dunan Nuts.
Demek sen şu efsanevi savaşçı kız Deunan'sın.
êtes-vous Dunan Nuts?
Sen de Deunan olmalısın?
Dunan Nuts, je suis le Sénateur Edward Uranus, Commandant des forces militaires d'Olympus.
Deunan, ben Senator Uranus'um, Olympus ordusunun komutanıyım.
Dunan Nuts. Mission accomplie.
Görev tamamlandı.
En fait, Edie a fait un poème là-dessus, hier soir au "Nuts and Jolts".
Aslına bakarsan Edie dün gece Nuts and Jolts'ta bununla ilgili gösteri yaptı.
Y'a une soirée open-micro au Nuts Angel, et mon amie Edie y fait son truc.
Nuts and Jolts'ta açık mikrofon gecesi. Arkadaşım Edie gösteri yapıyor.
Pourquoi pas les "Grape Nuts"?
Grape Nuts nasıl?
"Grape Nuts"?
Grape-Nuts mı?
Dans le Vogue, le Harper's Bazaar et le Seventeen, mon époux a aussi fait les photos des campagnes publicitaires de Chock Full of Nuts,
Vogue, Harper's Bazaar, Seventeen... Eşim Chock Full of Nuts Sunbeam'in de aralarında bulunduğu pek çok kuruluş için çekimler yaptı.
Oui. Tiko, Elvis, Nuts, 911.
Tiko, Elvis, Nuts, 911.
Bonjour, Nuts.
Merhaba, Snickers...
Elle a fini par se décider à venir le chercher, son... "Nuts".
"Hanımefendileri sonunda" Snickers "ını alıp..." ... götürmek için gelmeye karar verdiler mi?
Demain, c'est le dernier jour pour aller chercher Nuts.
Snickers'ı kurtarmak için yarın son şansımız olacak.
"mais je vais retrouver papy et mamie, et Nuts."
Ben, Büyükanne, büyükbaba ve Snickers'a katılmaya gidiyorum... büyükanne, büyükbaba ve Snickers
C'est nous, Nuts!
Biziz Snickers!
Viens, Nuts.
Hadi Snickers!
Bonne nuit, Nuts.
İyi geceler, Snickers.
Nuts!
Snickers!
- Are you fucking nuts?
- Kafayı mı yedin sen?
Une boîte de café Chock full o Nuts m'ira très bien.
Chock Full o'Nuts kahve kutusu benim işimi görür.
Chock full o Nuts... "le café des anges"!
Chock Full o'Nuts kahvesi, "Kutsal Kahve"?
C'est comme si ces trucs sortaient tout droit de "Far Out Space Nuts".
Aletler, uzaydan gelmiş gibi duruyorlar.
C'était du "déca" en grains ou en poudre? Pardon!
"Chock full o'Nuts" kahvesinin kutusu değildi, değil mi?
l'm suddenly nuts about this de Grisogono.
Bu saat için resmen deli oluyorum.
Je l'ai vu dans Cinglée.
Nuts'da görmüştüm.
Les enchères étaient torrides entre Nespola et Un Peu Fêlé.
Nespola ve Bit O'Nuts arasında büyük gerilim yaşandı.
- DJ Un Peu Fêlé?
DJ Bit O'Nuts.
Corn Nuts!
Kavrulmuş mısır.
Nuts!
Kahretsin!
Fiston, ta mère est si stupide qu'elle croit que la levrette est une MST.
- Evlat, annen o kadar aptal ki Grape Nuts'ı cinsel yoldan bulaşan bir hastalık sanıyor.