Translate.vc / французский → турецкий / Ono
Ono перевод на турецкий
149 параллельный перевод
"Kameda se rend aussi à Hokkaido pour voir un de ses proches, Onon."
" Kameda'da Hokkaido'ya gidiyor, akrabası Ono'yu ziyarete.
" Et Ono vendit la ferme de 125 acres du père de Kameda par l'entremise de Kayama.
" Böylece Ono, Kameda'nın babasının 500 dönümlük çiftliğini Kayama'ya sattı.
Tu m'as entendu avec M. Ono, et tu l'as raconté aux autres?
Bay Ono ile konuşmamı duydun ve çekip gittin mi?
Permets moi de te présenter M. Kameda, un parent de M. Ono! Il est intéressant!
Tanıştırayım Bay Kameda, Bay Ono'nun akrabası.
M. Ono et M. Kayama, n'essayez pas de blamer M. Tohata.
Bay Ono ve Bay Kayama, Bay Tohata'yı suçlamaya kalkmayın.
C'est bien avancé de ma part, mais M. Ono a dit que je possédais les droits d'une grosse ferme.
Bay Ono'nun söylediğie bakılırsa, ayıptır söylemesi büyük bir çiftliğim varmış.
Sans blagues! Il a forcé Ono à payer en insistant sur le fait que vous l'aviez envoyé.
Bunu sizin emrettiğinizi söyleyerek bizi ödeme yapmaya zorladı.
Ono a également tort!
İkiniz de iyi insanlarsınız.
Vous partez déjà, Mme Ono?
Gidiyor musunuz Bayan Ono?
Que vous disait Mme Ono dans le couloir?
Bayan Ono girişte sana ne dedi?
Mme Ono lui a aussi donné un avertissement.
Bayan Ono onu da uyardı.
Mlle Ono est venue.
Döndü sonunda.
Non, pas Ono. On va lui trouver une maison.
Oh hayır, değil, Oh hayır, Birisi ona ev verir.
KINEYA Rokuzaemon Son :
HISAO ONO
ONO Hisao
Işık : RYOZO TOYOSHIMA Düzenleyen :
La frappe d'Ono s'est arrêtée à deux pouces du flanc de son adversaire,
Ohno'nun kılıcı, rakibine beş santim kadar yaklaştı.
tandis que le sabre de Hijikata était à moins d'un pouce de l'épaule d'Ono.
Ama Hijikata'nın kılıcı, Ohno'nun omzunun bir santim kadar üzerindeydi.
Mon père m'a initié à l'école Ono Itto.
Babamla Ono Ittoryu stilini çalışmıştım.
- Yasuko ÔNO
- Yasuko ONO
Seule ta canne-épée le sait
Satomi Jun * Ono Emiko Omi Teruko * Shibata Soji Osugi Jun * Mori-uchi Kazuo * Katsumura Jun
- C'est pareil.
Ono... Onoba.
- A point, pour qu'il garde sa saveur.
- Orta pişmiş olsun ki ono kalsın.
Ono... ou est-il passé?
Ono... O nereye gitti?
Hier, John Lennon et son amie Yoko Ono ont été arrêtés en possession de marijuana.
Dün, John Lennon ve kız arkadaşı Japon aktris Yoko Ono... marihuana kullanmaktan tutuklanıp mahkemeye verildiler.
Ono... quoi?
Müteh... ne?
Alors, il semblerait que la séparation des Beatles... ait peu à voir avec Yoko Ono, mais plutôt avec le fait que...
The Beatles'ın dağılmasından sonra Yoko Ono daha az iş yapacak.. ... gibi görünüyordu, sonuçları daha fazla oldu.
Madame Ono est inquiète.
Bayan Ono endişeleniyor.
Madame Ono ne pourra pas veiller sur toi éternellement.
Bayan Ono'nun sonsuza dek sana göz kulak olmasını bekleyemeyiz.
Madame Ono, merci beaucoup pour tout ce que vous avez fait pour nous.
Bayan Ono, yaptığın her şey için sana çok teşekkür ederiz.
Ono... arrête de regarder dehors.
Oono. Pencereden bakmayı kes.
Comme John Lennon et Yoko Ono.
Sadece birine sahip olmak. John Lennon ve Yoko 0no resmi gibi.
Un concert inoubliable, sous la direction de Yoko Ono, avec le célèbre virtuose
Bu yapılmış en geniş 3. sınıflar arası flüt konseri. Özel konuk şef, Yoko Ono, ve tahta flüt üstadı Kenny G, bu fantastik olaya katılacaklar.
Yoko Ono!
Yoko Ono!
C'est la plus grande réunion de flûtistes de l'histoire de l'humanité.
Bu insanlık tarihinde eşi görülmemiş büyüklüklükteki bir plastik flüt gösterisi olacak. Yoko Ono...
Mme Ono a encore tout changé.
Bayan Ono yine düzeltmeler yapmış!
-... et à Yoko Ono.
- Ve Yoko Ono.
Elle a détruit le groupe.
- Plastik Ono grubunu mahvetmişti.
Yoko Ono et les cinq pédés dans le vent.
- Yoko Ono ve İbne Besli.
Chichi-yaku KAMlJO Tsunehiko Ani-yaku ONO Takehiko
Chichi-yaku KAMlJO Tsunehiko Ani-yaku ONO Takehiko
Yoko Ono. Arrête!
Gilmore Girls'ün önceki bölümlerinde...
Professeur Ono!
Profesör Ono!
"La clinique est fermée".
Ono Kliniği, klinik kapalı.
"Nous sommes en plein déménagement". "Dr Chiaki Ono."
Başka bir yere taşınıyoruz, Chiaki Ono.
Bonjour, Seigneur Ono.
Merhaba, Ono Efendi.
Maître Yoshimura servait mon père, Jiroemon Ono.
Yoshimura-san... babam Jiroemon Ono'ya hizmet etti.
Le fils de la famille Ono tomba malade et mourut.
Ono ailesinin çocuğu hastalandı ve öldü.
Mon père, le fils de la plus ancienne concubine Ono fut adopté comme héritier avec un salaire annuel de 400 koku.
Babam, yaşlı Ono'nun metresini... 400 kokuya... evlat edindi.
C'est avec la plus profonde gratitude que j'entre dans la famille Ono.
Derin bir minnettarlıkla Ono Evi'ne girdim.
Mon père, Jiroemon Ono, fut envoyé à Osaka, comme surveillant de la place forte, pour guider le clan à travers la crise.
Babam, Jiroemon Ono... krizde, kabileyi... yönetmek için, Osaka'ya gönderildi.
Je crois qu'il reste du poisson, des lasagnes, de la glace.
Galiba ono'dan biraz kaldı. Sebze, don...
Seigneur Ono.
Ono Efendi...